BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  GÜNCEL

Sezer ile Erdoğan ne konuştu?

Işık'ın iddiasına göre Sezer, atamalarla ilgili "İmamları doldurdunuz" diye konuşunca Erdoğan patladı..

Abone ol Hükümet Sahra sıcağında Başbakan Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile geçen hafta 55 dakikalık bir görüşme yaptı. Görüşmede atamalarla ilgili tercihler ele alındı. Ankara Milli Eğitim Müdürlüğüne Muratbey Balta'nın vekaleten görevlendirilmesini eleştiren Cumhurbaşkanı Sezer Başbakan Erdoğan'a, 'imamları doldurdunuz' diye sitem etti. Erdoğan, Cumhurbaşkanı Sezer'e 'Geçmişte imamlık yapmış olabilir. Ben de okulu bitirdim imamlık yaptım. Eğitimimi tamamladım ve şimdi Başbakanım' cevabını verdi. Bu sözlere içerleyen Sezer, 'Sayın Başbakan sizinle aynı dili konuşmuyoruz' dedi. Erdoğan, lafın altında kalmadı: 'Evet efendim aynı dili kullanmıyoruz, siz de Cumhuriyet Gazetesi gibi konuşuyorsunuz'. Aslında amacı, 'MGK öncesi gerginliği yatıştırmak olan' Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, bu cevap üzerine sinirlendi ve elindeki yazıyı göstererek, 'Sadece ben değil, istihbarat raporları da aynı şeyi söylüyor' dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan, 'Efendim kararnamelerimizin yüzde 17'sini geri çevirdiniz. Yoksa başarılı olmamızı istemiyor musunuz?' diye konuştu. Görüşmeden hemen sonra, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül apar topar Çankaya Köşkü'ne çıktı. Gül, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök ile de görüştü. Bir iddiaya göre, Gül'ü Cumhurbaşkanı Sezer çağırdı; bir diğer iddiaya göre de Başbakan Erdoğan gönderdi. Görüşme kimin isteği ile gerçekleşti bilinmez ama, Dışişleri Bakanı Gül ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek, MGK toplantısı öncesi, son saate kadar 'ortamı yumuşatma' beyanatlarını sürdürdü. Cumhurbaşkanı Sezer ile sürekli temas halinde olan Cemil Çiçek, bir yandan da 'her görüşe saygılıyız' mesajı vermek amacıyla başörtülü eşi ve başörtüsü takmayan kızlarıyla birlikte evinde objektiflere poz vermeyi de ihmal etmedi. Hükümete karşı mesafe ASLINDA AKP hükümeti iç ve dış kamuoyunda ayrı ayrı gerekçelerle de olsa hiçkimseye yaranamadı. Dışarıdan başlayalım: ABD, söz verdiği gerekçesiyle Irak'ın işgalini kolaylaştıracak Tezkerenin çıkarılmamasından Erdoğan'ı ve iktidarını sorumlu tutuyor. AB ise Annan Planı'nı, Denktaş'a kabul ettirmediği, IMF de ekonomik programın tam uygulanmadığı için hükümete karşı mesafeli davranıyor. Gelelim, iç kamuoyuna Rauf Denktaş kendisini eleştiren demeçlerden ve hükümetin soğuk davranışlarından Erdoğan'ı sorumlu tutuyor. Cumhurbaşkanı Sezer, kadrolaşmadan şikayetçi. YÖK yeni kanunun, yani YEK'in 'kendisini böleceği' gerekçesiyle hükümete karşı. Anayasa mahkemesi 61 yaş kanunuyla 8 üyesini birden kaybedecek. Vali, büyükelçi ve genel müdür düzeyinde 2.500 üst düzey elemanını 61 yaş kanunuyla kaybedecek olan bürokrasi ve hükümete ateş püskürüyor. CHP, kredisinin hükümetçe hor kullanıldığını iddia ediyor. Yani, AKP hükümetine sadece Türk Silahlı Kuvvetleri 'mesafeli' değil. Hemen hemen devletin, bütün kurum ve kuruluşları hükümete karşı mesafeli. Ya da başka bir deyişle, hükümet devletin hemen hemen bütün kamu kurum ve kuruluşları ile uyum içinde çalışamıyor. Orta noktayı bulamıyor. MGK'da ne olacak? MGK'NIN yarınki en önemli gündem maddesi Kıbrıs. Irak'taki, geçici hükümet de önemli bir gündem maddesi. MGK büyük ihtimalle, hükümetin bürokrasideki kadrolaşmasını gündeme getirecek. Hükümet de hazırladığı dosyalar ile kendisini savunacak. Osmanlı'nın geri çekildiği sırada Suriye, Mısır başta olmak üzere Ortadoğu ve Balkanlardan vagonlar dolusu getirilen gizli belgeler devlet arşivlerindedir. Mısır El Ezer Üniversitesi mezunu Hüsnü Özer'in devlet arşivlerinin başına geçmesinden kamu kuruluşlarının rahatsızlığı örnek olarak gündeme gelebilir. MGK'da bu tür isimler gündeme getirilerek atamalar öncesi bir araştırma ekibi kurulabilir. Hükümet de buna, 'evet' diyebilir. MGK'yı rahatsız edecek konuların başında Fethullah Gülen grubunun ve milli görüşün faaliyetleri geliyor. Başbakan Erdoğan, buna karşılık, Gülen grubunun 'Okulları Milli Egitime devretme önerisini kabul edelim' diye karşı görüş ortaya koyabilir. Bizim tesbitimiz şu: Yarınki MGK'da hükümete karşı 'somut konular' ele alınacak ve belgeyle konuşulacak. Erdoğan hükümeti için bu yaz çok zor geçeceğe benziyor. Mayıs ve Haziran çok hareketli geçeceğe benziyor. AKP'nin tek avantajı 365 kişilik TBMM grubudur. Bu blok çatlarsa ki, ihtimal dahilindedir. Türkiye bir anda kendisini hükümet krizinin eşiğinde bulabilir.