BIST 10.793
DOLAR 32,21
EURO 34,83
ALTIN 2.414,42
HABER /  GÜNCEL

Şener'den kredi kartı düzeltmesi

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, tüketici kredileri ve kredi kartlarına yönelik düzenlemeyi, kredilere sınırlandırma olarak görülmemesini istedi.

Abone ol

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, tüketici kredileri ve kredi kartlarına yönelik düzenlemeyi, bu kredilerin sınırlandırılması veya azaltılmasına yönelik bir çalışma olarak değerlendirmemek gerektiğini belirterek, ''Bunun maksadı sisteme bir çeki düzen vermektir'' dedi. CNN Türk'te katıldığı bir programda, ekonomideki son gelişmelere ilişkin soruları yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Şener, ''Merkez Bankası konuşunca siz birden farklı konuşuyorsunuz ve medyadada tartışma başlıyor. Niye Merkez Bankası Başkanı'nı sevmiyorsunuz? Kişisel olarak değil tabi?'' şeklindeki bir soru üzerine şunları söyledi: ''Şimdi net bir değer yargısı ortaya koydunuz. Merkez Bankası Başkanını sevmediğimi söylemiş oldunuz. Ben herhangi bir kişiyi ve kişileri sevmeyen biri değilim. Benim gönlümdeki sevgi herkese yeter. Benim siyaset yapma tarzımın temelinde de sevgi vardır. Çünkü sevgi üzerine kurulu bir toplumsal anlayış başarılı olur. Böyle bir uslubu kabul etmiş biri olarak Merkez Bankası Başkanımızı sevmediğim gibi bir şey yok, ben herkesi seviyorum. Bence önemli olan doğru kararlar almak ve doğru sonuçlar elde etmektir. Tüm anayasal, özerk ve hükümet kurumlarının birlikte ekonomik politikaları tartışması ve herkesin ekonomik gereklere uygun üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi akıllıcadır.'' OLUMLU GELİŞMELER VE OLUMSUZ GELİŞMELER Hükümetin makro ekonomik hedefleriyle ilgili olarak bütçe disiplinine son derece riayet ettiğini vurgulayan Şener, geçmişte yaşandığı gibi popülist, günübirlikte bir takım eğilimlere sapma düşüncesinde olamayan ve istikrara büyük önem veren bir hükümetin iş başında olduğunu söyledi. Fakat ekonomide bütün göstergelerin aynı yönde gerçekleşemediğini, uygulanan ekonomi politika araçlarının bazı göstergelerde olumlu gelişmelere neden olurken, bazı göstergeleri olumsuz etkileyebileceğine belirten Şener, konuyla ilgili şunları söyledi: ''Şu anda baktığımızda enflasyon büyüme, diğer göstergelerde olumlu gelişmeler var. Ama üzerinde durmamız, çalışmamız ve iktisat politikası araçlarını yönlendirmemiz gereken alanlar da vardır. Örneğin işsizlikle mücadele tekrar üzerinde durulması ve çalışılması gereken bir alandır. Bu önemli bir noktadır, Türkiye'de işsizlik oranını mutlaka aşağılara doğru çekmemiz lazım. Bunun yanı sıra dış denge de son derece önemlidir. Dış denge de ekonomik politikalardan sorumlu olan kişi ve kurumların düşünmesi gereken bir alandır. Örneğin Merkez Bankası. Merkez Bankası Kanunu'na baktığınız zaman Merkez Bankası enflasyondan sorumlu ve para politikalarından sorumlu bir kuruluş olarak nitelendirilmiş. Büyüme bağlantısıyla ilgili olarak hükümetle ilgili olarak hükümetle birlikte ortak bir politika oluşturacağı belirtilmiştir. Bu ifadelerden hareketle Merkez Bankası asla şunu söyleyemez (Benim sorumluluğum enflasyondur, enflasyonun aşağı çekilmesidir, diğer göstergelerin nasıl geliştiği beni ilgilendirmez) diyemez. Kanunu çok katı yorumlaya kalkarsanız bunu söylemeye hakkı olduğu gibi bir izlenime de düşebilirsiniz. Ama ekonomi tüm göstergeleriyle beraber bir bütündür. Ekonominin bütününden bütün kurumlar müştereken sorumludurlar.'' TÜKETİCİ KREDİLERİ VE CARİ AÇIK Dış finansman hesapları sağlıklı bir şekilde yapılıyor, fakat önümüzdeki döneme ilişkin olarak bunlarında kontrol altında götürülmesi gerektiğini ifade eden Şener, bu kapsamda bazı önlemler alınması gerektiğinde, bu önlemlerin de alınacağını vurguladı. ''Nedir bu önlemler sadece tüketici kredilerini yavaşlatmak mı?'' şeklindeki bir soru üzerine Başbakan Yardımcısı Şener, tüketici kredileri ve kredi kartlarının cari açıkla birlikte anılıyor olmasının veya öyle bir konjonktüre denk düşmesinin büyük bir şansızlık olduğunu düşündüğünü söyledi. Söz konusu iki unsuru birbirinden ayırarak değerlendirmek gerektiğinin altını çizen Şener, şu anda gerek BDDK, gerekse hükümet tarafından kredi kartları üzerinde birtakım çalışmaların yapıldığını, ancak bunun tüketici kredileri ve kredi kartlarının sınırlandırılması veya azaltılmasına yönelik bir çalışma olarak değerlendirilmemesi gerektiğini vurguladı. Şener, ''Bunu tüketici kredilerine, tüketici kredi kartlarına yönelik bir düzenleme çalışması olarak görmek lazım. Yani bir sınırlandırma, kullanımı azaltma operasyonu olarak değerlendirmek yerine sadece şu ana kadar yapılmamış bir düzenlemeyi gerçekleştirmeye yönelik bir çalışma olarak değerlendirmek lazım'' diye konuştu. Bazı kesimlerin tüketici kredileri yerine işletme ve yatırım kredilerinin verilmesini önerdiğini belirten Şener, bu konunun verenden öte alanın talebiyle bağlantılı bir olay olduğunu söyledi. Kredi kartlarıyla ilgili bir çerçeve düzenlemeye ihtiyaç bulunduğunun 1993 yılından beri söylenildiğini, fakat gerekli düzenlemenin bir türlü yapılamadığını anlatan Şener, ''7 ay önce BDDK'nın hazırladığı ve değişik kuruluşların görüşlerinin alındığı bir taslak metin vardır. Bunun maksadı kredi kartlarını sınırlandırmak değil, sisteme bir çeki düzen vermektir'' dedi. UNAKITAN VE BABACAN'IN BANKALARA YAPTIĞI UYARI Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın bütçe gerçekleşmeleriyle ilgili yaptığı basın toplantısında bankalara yaptığı uyarı ve bugün Devlet Bakanı Ali Babacan'ın (Bu, serbest pazar ekonomisine uygun bir düzenleme ama bankalar ayağını yorganına göre uzatsın) şeklindeki açıklamaların hatırlatılarak, ''Bunun tamda cari işlemler açığının revize edildiği sinyallerinin denk geldiği bir sürece düşmesi, ikisini birbirinden kopuk nasıl düşüneceğiz?'' şeklindeki soru üzerine Şener, ''Bir realite olarak da şunu kabul etmek lazım; ekonomi ile ilgili düzenlemeler hep bu düzenlemeleri zorlayan bir takım olaylar ortaya çıktıktan sonra oluyor. Bu konu da bir bakıma bu bağlantıda değerlendirilebilir'' dedi. Söz konusu düzenlemenin aylar öncesinden hazırlanmaya başladığını yineleyen Başbakan Yardımcısı, ''Süreç normal işleyiş içerisinde yürürken bazı şeyler tartışılmaya başlayınca, gündemde de zaten böyle bir taslak var diye devreye girmiştir. Ama ben bu noktada vurgunun cari açığa değil, sektörle ilgili bir düzenleme ihtiyacına bağlı olarak yapılması gerektiği düşüncesindeyim'' diye konuştu. CARİ DENGE İLE İLGİLİ ÖNLEMLER Cari denge ile ilgili önlemlerle ilgili bir soru üzerine Şener, bu önlemlerin döviz gelirlerini artırıcı, döviz giderlerini azaltıcı önlemler anlamına geldiğini belirterek, şöyle konuştu: ''Bunun en ağırlıklı belirleyicisi kurdur. Kur biraz yüksek olursa ihracat daha karlı olduğu için ülkenin ihracat gelirleri artar. İthal edilen malların da talebi düşeceği için talep azalır. Dolayısıyla ödemeler dengesini daha düzgün bir hale getirir. İkincisi, buna bağlı örneğin turizm gelirleri. Turizm gelirlerinde de aynı kura bağlı ilişkiler ve başka bağlantılar da var. Döviz gelirleri, giderleri normalde cari açığı gösteriyor ama bir de bunun finansmanı var. Finansmanın da bütün kalemlerini aynı nitelikle saymamak lazım. Kalıcı ve daha stabil olan kalemlerin artırılması lazım. Mesela yabancı yatırımlar, doğrudan yabancı yatırımlar. Özelleştirme iyi bir gelir elde ettiğiniz taktirde finansman açısından çok önemlidir.'' YENİ BANKACILIK YASA TASLAĞI Yeni bankacılık yasa taslağıyla ilgili soru üzerine, taslağın halen taslak halinde olduğunu, taslakla ilgili yorum ve eleştirilen de devam ettiğini kaydeden Şener, ''Devam etmesini de faydalı görmekteyim. Çünkü bu eleştiriler var olacak ki biz doğruyu bulalım'' dedi. Taslakla ilgili BDDK'nın çok yönlü çalışmasının olduğunu ve taslakta ağırlaştırılmış diye eleştirilen özellikle denetim konusunun AB ülkeleri incelenerek alındığını anlatan Şener, ''Buna ilave ağırlaştırılmış herhangi bir düzenleme yoktur. Zaten bir banka sağlıklı işliyorsa denetimin olması o bankayı hiçbir zaman rahatsız etmez'' diye konuştu.