BIST 9.916
DOLAR 32,52
EURO 34,94
ALTIN 2.433,26
HABER /  DÜNYA

Sam'da üç gündür güpegündüz çatışma

İngiliz The Guardian, Daily Telegraph, ve Times gazeteleri iç savaştaki Suriye'yi çok yönlü bir şekilde yazdı.

Abone ol

Suriye'nin başkentinde şiddetli çatışmalar sürerken Guardian, isyancıların "Şam'ı alana dek durmayacağız" iddiasına yer veriyor. "Sadece hafif silahlarımız var ama yeter" dediklerini aktarıyor.

ÇATIŞMALAR ARTIK GÜNDÜZ OLUYOR

"Şam daha önce çatışmalara sahne oldu ama sadece geceleri. Üç gündür güpegündüz yaşanan çatışmalar, isyancıların artan güveninin göstergesi. Silah sesleri duyulan Kfar Suse'de devlet kurumları var. Uluslararası havalimanı da çatışmalardan etkileniyor."

Ancak gazete, isyancıların "bu son taarruz" iddialarına şüpheyle bakıldığını da ekliyor.

"Sürgündeki eylemcilerden Malik el Abdi, "Bu, ses getirip başkalarını da saf değiştirmeye cesaretlendirmeye yönelik bir kampanya gibi görünüyor. Özgür Suriye Ordusu böyle bir savaşı uzun süre devam ettiremez" diyor.

ESAD'IN GİTMESİ İKİ AY İLE İKİ YIL ARASI SÜRER

"Yetkililerin Suriye'yi yakından izlediği İsrail'de de, askeri istihbaratın başındaki Tümgeneral Aviv Kohavi, Knesset dışişleri ve savunma komisyonuna, Esad'ın devrilmesinin kaçınılmaz olduğunu ancak bunun iki ay ile iki yıl arasında bir süre gerektireceğini söyledi."

Daily Telegraph, silahlı muhalif grupların taktik değiştirip Humus, Deraa ve diğer kentlerden birimleri başkente sevkettiğini yazmış.

"Esad'ın çaresizliğinin bir işareti olarak, Şam'a da ülkenin başka kesimlerinden hatta Golan tepelerinden takviye askerler sevkedildi."

Times, Suriyeli isyancıları kimlerin ne amaçla silah ve para sağladığını sorguluyor.

TÜRKİYE'DEKİ ARACILAR ASIL İSİMLERİN PARAVANI

Suriye'den bildiren Anthony Loyd, silahlı isyancılardan birinin durumu "Ne için savaştığımızı biliyoruz ama kimin için savaştığımızı bilmiyoruz" sözleri ile açıkladığını aktarıyor.

"Niyeti belirsiz, karanlık şahsiyetler" dediği bu kişilerin izini sürmeye çalışan Loyd, Türkiye'deki aracıların silah ve para transferinin arkasındaki asıl isimlerin paravanı olduğunu yazıyor.

"Ordudan muhalifler safına geçmiş olan Teğmen Ahmed, sadece bir saatlik çatışmada 3 bin kurşun, 15 roket kullandıklarını söylüyor. Bu rayiç fiyatla 21 bin dolar ediyor. 'Şimdi ise bir dahaki ödenek gelene dek kendimizi savunmak zorundayız' diyor."

Loyd isyancıların, bazı aracıların karaborsacı oldukları, kendilerine aktarmak üzere alınan paraların ceplerine gittiği endişelerine de yer veriyor yazısında; ancak sonuçta Teğmen Ahmed'in asıl kaynağı çok da sorgulayamadığını belirtiyor.

"Başka ne yapabiliriz ki? Esad'ı devrimek istiyoruz ve bunun için bize para ve silah gerek."

KÜRESEL SAVAŞIN BİR CEPHESİ

Yazar Emir Tahiri yine Times'ta yer alan makalesinde, Suriye'yi "İspanya iç savaşı gibi, küresel bir savaşın cephesi" olarak niteliyor.

"Suriye, sonuçları küresel siyaseti etkileyebilecek bir mini dünya savaşına dönüşüyor. Suriye'de yaşananlar, İspanya iç savaşı gibi, sadece dış güçlerin destekleyip dsilahlandırdıkları iki karşıt grubun değil, hakimiyet mücadelesi veren iki rakip düşüncenin savaşı...

"Rusya, Çin ve İran'ın Esad'ı iktidarda tutmaya çalışmasının ardında sadece jeopolitik kaygılar yok. Her üç ülkenin de Şam'daki diktatörü desteklemek için güçlü iç siyaset gerekçeleri var.

Durumun Rusya için Çeçen isyancılar, Çin için Tibet ya da Şanghay gibi olduğunu belirten Tahiri, İran'ın ise Suriye sonrası rejim değişikliğinde sıranın kendisine geleceğinden korkutuğunu düşünüyor.

Tahiri, bu nedenle İran'ın Suriye'de "teknik danışman" adı altında 1500 askeri personeli olduğunu ve Esad'ın devrilmesine izin veremeyeceklerini yazıyor.

Times başyazısında ise "Suriye için Esad sonrasını planlamaya başlamalı" diyor ve bu tartışmada İran'a da rol biçiyor.

"Bu çağrı kulağa vaktinden erken yapılmış gibi geliyorsa, bu sorunlu ve son derece önemli ülkede işlerin ne kadar hızla değiştiğini bir düşünün yeter. Suriye, Libya'nın aksine dünyanın en çalkantılı bölgelerinden birinin ortasında.

"Batının ülkeye dair meşru kaygıları varsa, yanı başındaki Rusya ve İran'ın da var. Her iki ülke çıkarlarını yanlış tarafı destekleyerek korumaya çalıştı. Ama bu acı gerçek, Suriye'deki zorbanın düşüşü sonrasında ne yapılacağına dair tartışmalardan dışlanabilecekleri anlamına gelmiyor... Ne olacağını, hepimizin konuşması gerek."