BIST 10.159
DOLAR 32,23
EURO 35,09
ALTIN 2.464,44
HABER /  GÜNCEL

Rum lider Klerides'ten tarihi itiraf

Güney Kıbrıs Rum Kesimi eski liderlerinden Glafkos Klerides'ten tarihi itiraflar. Rum lider, Elefterotipia Gazetesi'ne verdiği demeçte bilinmeyenleri günışığına çıkardı.

Abone ol

Güney Kıbrıs Rum yönetiminin eski lideri Glafkos Klerides, Kıbrıs sorununun çözüm sürecinde zaman zaman ortaya çıkan bazı açılımları Rum tarafının değerlendiremediğini ifade ederek, ''Bunları değerlendirebilsek geçitler oluşturabilir ve Kıbrıs sorununun çözümünü sağlayabilirdik'' dedi. Klerides, Yunanistan'da yayımlanan Elefterotipia gazetesine verdiği demeçte, ''Rum yönetiminin esas sorununun, gücünün üstünde karar alması, görüş desteklemesi ve hatalarından ders almamasından kaynaklandığını'' belirterek, 15 Temmuz 1974 darbesini ''en büyük hata'' olarak niteledi. ''1973'te uzlaşma yapmadıkları için hata işlediklerini'' de itiraf eden Klerides, ''En büyük hata 1974 darbesiydi. Bu, Türkiye'nin 'saldırıya' geçmesine neden oldu'' ifadesini kullandı. Klerides, ''1974 Cenevre müzakerelerinde federasyonun kabul edilmemesinin hata olduğu'' şeklindeki görüşünün hatırlatılarak, 'O gün 'evet' denilse Kıbrıs bugün daha iyi bir konumda olur muydu?'' sorusuna şu yanıtı verdi: ''Doğru değerlendirme yapmak istersek ben 'evet' de desem bunun bir anlamı olmayacaktı. Makarios'un görüşü, coğrafi temele dayalı bir federasyonu kabul etmememiz gerektiği yönündeydi. Makarios'un ötesinde, Yunanistan'ı temsil eden Yorgo Mavros da coğrafi federasyona karşıydı. Karamanlis bunu destekliyordu, ancak tek başına bunun sorumluluğunu alamazdı.'' 1974'TE ECEVİT ÖNERDİ BİZ TEPKİ GÖSTERDİK ''Kıbrıs Rumları ve Kıbrıs Türklerinin ayrı ayrı yöneteceği toprak olmadan federasyon olamayacağı'' görüşünü dile getiren Klerides, şunları söyledi: ''Fonksiyonel federasyon için bir teori vardı. Makarios da bunu kabul etmeye niyetliydi. Bunu (dönemin başbakanı Bülent) Ecevit 1974'de önermiş biz ise tepki göstererek, görüşmelerin kesilmesine neden olmuştuk. Türk önerisine göre, Kıbrıslı Türkler oldukları yerde kalacak, fakat Kıbrıs Rumları gibi otonomileri olacaktı. İki yönetimin üzerinde federasyon şemsiyesi olacaktı.'' Klerides, ''Makarios Ağustos 1974'de coğrafik federasyonu kabul etse daha kötüsü önlenir miydi?'' sorusuna, ''Bana göre evet. Daha kötüsünün önlenmesi için bir uzlaşma gerekliydi. Hata, 'hayır' dersek ne olacağı konusunda doğru değerlendirme yapamamamızdan kaynaklanıyor. O günlerde Türklerin Kıbrıs'ın sadece küçük bir parçasını, Girne yöresini ellerinde tuttuğunu da hatırlatmam gerekir'' karşılığını verdi. Klerides'e yöneltilen bazı soru ve yanıtları şöyle: ''Soru: Makarios federasyonu kabul etseydi; Türkiye'nin güçlü olduğu bir anda anlaşmaya saygı göstereceğinden emin olmamız için nedenimiz ne olurdu? Yanıt: Cenevre'deyken ABD Dışişleri Bakanı Henri Kissinger'le telefon konuşmamızda bana, 'İki bölgeli federasyonu kabul ediniz. Ancak sunulan haritaları kabul etmeyiniz' dedi. Kissinger, haritaların daha sonra tartışılmasını isteyerek, bunu Türkiye Başbakanı'yla görüştüğü ve Ecevit'in konunun daha sonra tartışılmasını kabul edebileceğini de söylemişti. Soru: Kıbrıs konusunda kaybedilmiş fırsatlar oldu mu? Yanıt: Kaybedilmiş fırsatlar deyimi yanlış olabilir. Zaman zaman bazı açılımlar oldu. Bunları değerlendirebilsek geçitler oluşturabilir ve Kıbrıs sorununun çözümünü sağlayabilirdik. Soru: Trajik hatalar nelerdi? Yanıt: Bizim sorunumuz, gücümüzün üstünde karar almak ve görüş desteklemektir. Diğer hatamız, hatalarımızdan ders almamaktır. 1960-1974 dönemi için liderlik olarak şu büyük hataları yaptık: -Uluslararası destek olmadığı bir dönemde anlaşmaları bozmak istedik. Bağlantısızlar ve Varşova Paktı'yla ittifakımız sonuç alıcı değildi. -Yunanistan'ın Elen politikasının, Türkiye ile yüz yüze çatışmaya götürebilecek kararlılıkta olmadığını doğru değerlendiremedik. Bizler ise tek başımıza, Türkiye müdahale hakkını değerlendirirse Kıbrıs'ı koruyabilecek olanağa sahip değildik. Bugünkü durumu dikkate aldığımızda, 1973'te uzlaşma yapmadığımız için hata işledik. En büyük hata 1974 darbesiydi. Bu, Türkiye'nin 'saldırıya' geçmesine neden oldu. Arkasından gelen trajedi de ortada. Darbe olmasa Türkiye hiçbir zaman Kıbrıs'a müdahale etmeyecekti. Federasyonu kabul ederek ikinci 'istilayı' önleyebilirdik. Ancak buna karar verecek siyasi cesaretten yoksunduk.''