BIST 10.471
DOLAR 32,85
EURO 35,23
ALTIN 2.453,69
HABER /  GÜNCEL

Ruanda başkanına eski dostundan soykırım suçlaması

Ruanda Cumhurbaşkanı Kagame'nin eski başdanışmanı, 800 bin kişinin öldüğü soykırıma yol açan uçak kazasının Kagame emriyle düzenlenen bir suikast olduğunu öne sürdü.

Abone ol

Yakın tarihin en büyük soykırımlarından birinin yaşandığı Ruanda'da cumhurbaşkanı Paul Kagame'nin bir dönem en yakınındaki isimlerden olan bir yetkili, soykırımı tetikleyen uçak kazasının başkanın emriyle düzenlenen bir suikast olduğunu öne sürdü.

Uzun süre Ruanda Cumhurbaşkanı Paul Kagame'nin kabineden sorumlu başdanışmanı olarak sağ kolu durumunda bulunan eski ABD büyükelçisi Theogene Rudasingwa, Kagame'nin 1994'te selefini taşıyan uçağın düşürülmesini emrini verdiğini söyleyerek övündüğünü öne sürdü.

Dönemin başkanı olan Hutu çoğunluktan Juvenal Habyarimana ve Burundi lideri Cyprien Ntaryamira'yı taşıyan uçak, Kigali havalimanı yakınında ateş açılması sonucu başkanlık sarayının bulunduğu bölgeye düşmüştü.

Uçaktaki üst düzey yetkililerin ölümü Tutsi azınlıkla olaydan onları sorumlu tutan Hutuları karşı karşıya getirmiş, 100 gün kadar süren şiddet dalgasında çoğu Tutsi en az 800 bin kişi ölmüştü.

Uçağın Kagame'nin emriyle düşürüldüğü iddiası daha önce de çeşitli kaynaklarca dile getirilmiş, hatta 2006'da bir Fransız mahkemesi soykırıma o dönem isyancı bir Tutsi grubunun lideri olan Kagame'nin neden olduğu hükmüne varmıştı.

Ancak Paul Kagame bu suçlamaları tekrar tekrar reddetmişti.

Rudasingwa BBC'ye açıklamasında Kagame'nin bu adımı atarak soykırımda sorumlu hale geldiğini; çünkü bu kazanın yaratabileceği sonuçların bilincinde olduğunu savundu.

Kendisinin de o dönemde ABD'de büyükelçi olarak olayların Kagame'nin kamuoyuna anlatığı şekliyle yansıtılmasından sorumlu olduğunu ve bundan pişmanlık duyduğunu söyledi.

Son yıllarda Kagame ile arası açılan Rudasingwa, yönetime eleştirilerini iyice yoğunlaştırdı.

Rudasingwa Mart ayında teröre ve etnik gerilime destek suçlamasıyla gıyaben yargılanmış ve diğer bazı eski üst düzey yetkililerle birlikte suçlu bulunup 24 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.