BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  DÜNYA

Pargalı İbrahim idama böyle gidecek

Pargalı'nın idam görüntüleri Muhteşem Yüzyıl'ın 82. bölümüne damgasını vuracak. İşte o anlar...

Abone ol

GAZETECİLER.COM - 'Muhteşem Yüzyıl' dizisinin bu çarşamba yayınlanacak bölümünde Pargalı İbrahim Paşa'nın boğdurulması ekrana geliyor.

Muhteşem Yüzyıl, bu bölüm en önemli dönüm noktalarından birini yaşıyor. Hürrem'in en büyük rakibi, Kanuni'nin en büyük dostu ve Hatice'nin büyük aşkı Pargalı, bizzat Kanuni'nin emriyle idam ediliyor.


KENDİ FERMANINA RAĞMEN ÖLDÜRTTÜ

Şeyhülislam Ebusuud Efendi'nin verdiği fetvayla kendi verdiği fermanı çiğneyen Kanuni, iftar için çağırdığı arkadaşıyla son kez yemek yiyerek, onu sonsuzluğa uğurluyor.

Birkaç Avrupa dilini bilen, zeki ve sanatçı ruhlu kişiliğiyle tarihteki en parlak yöneticilerden biri olan Pargalı İbrahim Paşa, 1536 yılının Ramazan ayında Kanuni Sultan Süleyman'ın emri ile boğdurulmuştu.

13 sene Vezir-i Azam, Rumeli Beylerbeyi, Serasker görevinde bulunan Paşa'nın, ölüm emrini verdiği İskender Çelebi'nin ölümün birinci yılında öldürüldüğü dikkat çekiyor.

ŞEHZADE SÜLEYMAN'IN CAN DOSTUYDU

Pargalı, Süleyman'ın şehzadelik günlerinden beri en yakınındaki kişilerden biriydi. Muhteşem Yüzyıl'da Şehzade Süleyman, Muhteşem Süleyman'a; köle İbrahim ise devletin sadrazamı "makbul" İbrahim Paşa'ya dönüşmüştü. Ancak kibri ve elindeki yetkinin büyüklüğüyle padişaha rakip hale gelen Paşa, padişahın emriyle saraya çağrılıp uykusundayken boğduruldu. Padişaha yakınlığı nedeniyle "makbul" olarak adlandırılan İbrahim, hiç beklemediği bir anda, "maktul" İbrahim Paşa oldu.

PADİŞAHI ADALET SOPASIYLA TERBİYE EDİYORUM

Kanuni Sultan Süleyman'ın veziriazamı "kardeşim" diye hitap ettiği Pargalı İbrahim Paşa'nın ölümü kitap haline geldi.

Tarihçi Aykut Can'ın önümüzdeki günlerde piyasaya çıkacak olan Pargalı'nın Ölümü adlı kitapta, Pargalı'nın Makbul İbrahim Paşa'lıktan Maktul İbrahim Paşalığa gidiş serüveni detaylarıyla anlatılıyor.

Avusturya elçilerini huzuruna çıkaran Pargalı, elçilerle yaptığı görüşmede kendisini ölüme götüren sözleri söyleyerek, kendi sonunu hazırladı. Görüşme sırasında Pargalı Avusturya elçilerine, "Aslan şiddetle değil, hile ile ehlileştirilmesi gereken vahşi bir havyandır. Efendisi onu önce sevdiği yemle, daha sonra da alışkanlıkla uysallaştırır. Efendisinin elinde kısmen korku uyandırmak, kısmen gerektiğinde kendini korumak için bir sopa vardır. Hiçbir yabancı bu aslana yem vermeye cesaret edemez; yalnızca alışkın olduğu kişi verebilir. Aslan, hükümdardır; efendileri ve terbiyecileri ise vezirlerdir. Sopa, hükümdarların alaşağı edilebilecekleri tek şey olan gerçek ve adalettir. Aslan, Türkler'in yüce imparatorudur. Kayser Şarlken de bir aslandır. Ben, hünkârım olan yüce Türk imparatorunu söz konusu gerçek ve adalet sopası ile terbiye ediyorum; bu yüzden elçiler de Kayser Şarlken'e aynı şekilde davranmalıdırlar."

1570'li yıllarda İstanbul'a Avusturya elçilik heyetiyle gelen Stephan Gerlach, İbrahim Paşa'nın neden öldürüldüğünü imparatoruna; "İbrahim Paşa'nın, kendi sarayında yerin altında bir ibadethanesi varmış ve burada her gün kendisi için dua okuturmuş. Amacı, Macaristan kralı olmakmış ve bunu gerçekleştirmek için bazı anlaşmalar yapmış, fakat Venedikliler onu ihbar etmişler. Bunun üzerine Padişah onu bir akşam şerbet içmeye davet etmiş ve şerbetine uyku getirecek bir madde koydurtmuş. Fakat uyku ilacını o kadar çok koymuşlar ki, paşa yatmak üzere her zamanki gibi padişahın odasına girer girmez derin bir uykuya dalmış. Padişahın iç oğlanları İbrahim Paşa'ya bir ziyan vermeye yanaşmayacaklarından, odaya daha önceden çağırılmış olan cellat onu orada hançerlemiş veya boğmuş" şeklinde rapor etmiştir.