”Özerklik Sevr projesi ve Petrol"
”Özerklik Sevr projesi ve Petrol"
Kısa bir süre önce İngiliz Parlementosu'nda yapılan oturumun
tutanaklarına bir göz atalım.
Konuşan parlementerin sözleri zabıtlara şöyle geçiyor...
“..Bugünkü müzakerede, Türkiye, Irak, Suriye ve İran’la
yanyana duran Kürdistan açısından bakarak, meselelerin üzerinden
hızlıca geçmeliyiz. Sevr anlaşması dahil o tarihe kadar vermiş
olduğumuz sözleri tutmaktaki başarısızlığımızı ve ikinci dünya
savaşından sonra Kürdistan Partisi’nin İngiltere tarafından
Irak’tan sınır dışı edilmesi olaylarını gözönünde tutarak birçok
açıdan bölgede sorumluluğumuz olduğunu unutmamalıyız…
»
Türkiye’nin önüne konulan « ayrışma dayatmasının »
özü budur ...
İngiliz Parlementer ; ».. Sevr anlaşması dahil o tarihe
kadar vermiş olduğumuz sözleri tutmaktaki başarısızlığımızı..
» diyor.
Türkiye’yi özerklik ve çift dillilik adı altında parçalamak için
yapılan çalışmalar, Sevr Antlaşması’nın hayata geçirilmesi projesi
olarak yeniden önümüze getiriliyor.
Sevr ‘de 10 Ağustos 1920’de imzalanan anlaşmayla Türkiye
parçalanmak istendi. O gün imzalanan antlaşmayla yeni bir harita
çizilerek topraklarımız üzerinde Kürdistan’ın da kurulması
için adım atılmak istenmişti.
O günkü taleplerle bugünküler arasındaki benzerlik tam
anlamıyla bir bütünlük oluşturuyor. Gelinen aşamada Sevr’in yeniden
masada olduğu ortaya çıktı.
Şimdi bir kıyaslama yapalım ve nelerin nasıl örtüştüğünü
görelim.
10 Ağustos 1920’de imzalanan Sevr Antlaşması’nın bazı
maddeleri...
Madde 62.
Fırat’ın doğusunda, ileride saptanacak Ermenistan’ın güney
sınırının güneyinde ve 27. Maddenin II/2. ve 3. fıkralarındaki
tanıma uygun olarak saptanan Suriye ve Irak ile Türkiye sınırının
kuzeyinde, Kürtlerin sayıca üstün bulunduğu bölgelerin yerel
özerkliğini, işbu antlaşmanın yürürlüğe konulmasından başlayarak
altı ay içinde, İstanbul’da toplanan ve İngiliz, Fransız ve İtalyan
Hükümetlerinden herbirinin atadığı üç üyeden oluşan bir Komisyon
hazırlayacaktır.
Herhangi bir sorun üzerinde oybirliği oluşamazsa, bu sorun,
komisyon üyelerince, bağlı oldukları Hükümetlerine götürülecektir.
Bu plan, Süryani-Geldaniler ile, bu bölgelerin içindeki öteki etnik
ve dinsel azınlıkların korunmasına ilişkin tam güvenceler de
kapsayacaktır.
Madde 63.
Osmanlı Hükümeti, 62. Maddede öngörülen komisyonlardan birinin ya
da ötekinin kararlarını, kendisine bildirildiğinden başlayarak üç
ay içinde kabul etmeği ve yürürlüğe koymağı şimdiden
yükümlenir.
Madde 64.
İşbu antlaşmanın yürürlüğe konuşundan bir yıl sonra, 62. Maddede
belirtilen bölgelerdeki Kürtler, bu bölgelerdeki nüfusun
çoğunluğunun Türkiye’den bağımsız olmak istediklerini kanıtlayarak
Milletler Cemiyeti Konseyine başvururlarsa ve Konsey de bu nüfusun
bu bağımsızlığa yetenekli olduğu görüşüne varırsa, Türkiye de bu
bağımsızlığı onlara tanımayı ve bu bölgeler üzerinde bütün
haklarından ve sıfatlarından vazgeçmeyi şimdiden kabul eder. Bu
gerçekleşirse, Kürdistan’ın şimdiye dek Musul İlinde oturan
Kürtlerin, bu bağımsız Kürt Devletine kendi istekleriyle
katılmalarına, Başlıca Müttefik Devletlerce hiçbir karşı çıkışta
bulunulmayacaktır.
Şimdi günümüze dönelim ve İmralı kumpasından gelen taleplere
bakalım...
Tarih: 19 Aralık 2010
Demokratik Toplum Kongresi çalıştayından, Sevr Antlaşması’nda
olduğu gibi, bölünmenin önünü açacak olan “Özerk Kürdistan”
girişimi çıkmıştı. Taslağa göre, 8 alanda örgütlenmeye gidilerek,
özerklik inşa edilecek. İşte o taslaktaki maddeler:
“Demokratik Özerklik’te siyasi yönetim, Toplum Kongresi’nde
temsiliyetini bulur.
Demokratik Özerk Kürdistan Toplum Kongresi, Türkiye cumhuriyeti
parlamentosuna kendi temsilcilerini göndererek ortak vatan
politikalarına dahil olur.
Demokratik Özerk Kürdistan kendisini temsil eden özgün bayrak
ve sembollere sahiptir.
Demokratik özerklik statüsünün kabul edildiği koşullarda öz
savunma, toplumu iç ve dış güvenlik ihtiyaçlarına göre oluşturulur.
Şehir, kasaba, mahalle ve köyde yaşayan tüm halkların direnişini
ifade eder...
Kürtçenin kamusal alanda kullanımı önündeki engellerin kaldırılarak
anaokulundan üniversiteye kadar eğitim dili haline getirilmesi
sağlanmalıdır. Hizmet dili Kürtçe olmalı, yerleşim yerlerinin
orijinal isimleri iade edilmelidir…
Apo-PKK taleplerinin, asıl zorlayıcılarının akıl
hocalarının Batı kaynaklı ,Türkiye’nin Güneydoğu, Doğu Anadolu
bölgesinin su yolları ve yer altı katnaklarına göz diken
emperyalizm olduğuna ilişkin çok kaynak var...
Yukarıda sunduğumuz İngiliz Parlementosu tutanakları bir
örnek...
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik’in “Türkiye’ye
suikast” diye işaret ettiği çıkıştaki suikastçiler de
bunlardır.