BIST 10.240
DOLAR 32,38
EURO 34,78
ALTIN 2.394,22
HABER /  GÜNCEL

Özal davasında bir ilk yaşandı!

Hurşit Tolon'un dün 'şüpheli' sıfatıyla ifade vermesiyle Özal davasında bir ilk yaşandı.

Abone ol

Turgut Özal davası dün yaşanan gelişmeyle zamanaşımına uğrama tehlikesinden kurtuldu.

8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın 17 Nisan 1993’teki ölümüyle ilgili soruşturmanın 20 yıllık zamanaşımı süresinin dolmasına 17 gün kala, ilk kez bir “şüpheli” ifadesine başvuruldu. Bu sayede Özal davası zamanaşımına uğramaktan kurtuldu.

Milliyet'in haberine göre Ergenekon ve Zirve Yayınevi davalarının tutuklu sanığı emekli Orgeneral Hurşit Tolon, Özal’ın ölümüyle ilgili soruşturma kapsamında “şüpheli” sıfatıyla yaklaşık 3 saat ifade verdi. Tolon’a, sorgusunda, “Zirve Yayınevi” davasında sanık olarak birlikte yargılandığı, aynı zamanda bu davanın gizli tanığı da olan eski Uzman Çavuş İlker Çınar’ın, Özal’ı, Türkiye Ulusal Stratejiler ve Hareket Dairesi’ne (TUSHAD) bağlı Beyaz Kuvvetler’in zehirleyerek öldürdüğü yönündeki ifadesi kapsamında sorular soruldu. TUSHAD’dan bilgisi olmadığını belirten Tolon’un, “Bu kişinin iddiaları asılsızdır, reddediyorum” dediği öğrenildi.

Tolon’un “şüpheli” sıfatıyla ifade vermesiyle birlikte Özal’ın ölümüyle ilgili soruşturmadaki 20 yıllık zaman aşımı süresi de 10 yıl daha uzamış oldu.

Tolon’un ifade vermesine neden olan olaylar, Malatya’da Zirve Yayınevi’nde Alman uyruklu 3 kişinin boğazları kesilerek öldürülmesine ilişkin dava dosyasından çıktı. Kamuoyunda “Zirve Yayınevi Katliamı” olarak bilinen davanın hem sanığı hem de gizli tanığı olan eski Uzman Çavuş İlker Çınar’ın, Malatya Cumhuriyet Savcılığı’nda ifade verdiği ve Özal’ın mezarı açılmadan aylar önce, mezar açıldıktan sonra hazırlanan Adli Tıp Kurumu raporunda da geçen Polonyum ve Amerikyum gibi zehir ihtiva eden maddeleri tek tek sıralayarak, Cumhurbaşkanı’nın bu maddeler verilerek yavaş yavaş öldürüldüğünü iddia etti.

Çınar ifadesinde şunları anlattı:
“Türkiye Ulusal Stratejiler ve Hareket Dairesi (TUSHAD) bir Ergenekon yapılanmasıdır. JİTEM de bu birime bağlıdır. Ben de TUSHAD’a bağlı çalışan Beyaz Kuvvetler’de görev yaptım. Eşref Bitlis ve Turgut Özal’a suikast yapıldığını burada öğrendim. Kalp krizine yol açacak ilaçlardan olan ve her Beyaz Kuvvet mensubunun da bildiği ve bulundurduğu Polonyum 210 ve Amerikyum 241 isimli radyoaktif ilaçlar Turgut Özal’a verilmişti. Bakın 240 bile demiyorum. 241 diyorum. Bu kadar eminim. Özal, bu ilaçlar nedeniyle kalp krizinin meydana gelmesi sonucu vefat etmiştir. Bu ilaçların kanda yapılan kontrollerinde tespitinin zor olduğunu biliyorum. Ayrıca her Beyaz Kuvvet görevlisinde zihin kontrolünü sağlayan LSD isimli haplar da bulunmaktadır.”

SAVCI TOLON'U ÇAĞIRDI

Çınar’ın bu ifadesi, Özal soruşturmasını yürüten Ankara Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin’i harekete geçirdi. Çetin, Malatya Cumhuriyet Savcılığından Çınar’ın ifadesini istedi. Çınar’ın ifadesiyle ilgili incelemesini tamamlayan Çetin, 1993 yılında Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliği yapan emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un ifade vermesi için Ankara Adliyesi’ne getirilmesini istedi. Ergenekon ve Zirve Yayınevi Katliamı davalarından dolayı tutuklu bulunan Tolon, savcılık talimatı uyarınca dün sabah 08.30 sırasında Ankara Adliyesi’ne getirildi.

ONUR KIRICI İDDİALAR

Tolon ifade verirken, savcılık katı basın mensuplarına kapatıldı. 3 saat süre ile savcı Çetin’in sorularını yanıtlayan Tolon, daha sonra kendisini adliyeye getiren Merkez Komutanlığı’na bağlı sivil ekipler eşliğinde sivil plakalı bir araçla tekrar cezaevine götürüldü. Tolon’un avukatı İlkay Sezer, adliyeden ayrılırken, “Müvekkilim bugüne kadar hiçbir iddiasını somut olarak destekleyememiş bir şahsın yakışıksız, asılsız, onur kırıcı iddialarıyla ilgili ifade verdi. Savcı bey de ifadenin ardından serbest bıraktı” dedi.

10 YIL UZADI

Tolon’un, Özal’ın ölümüyle ilgili soruşturmada “şüpheli” sıfatıyla ifadesi alınan ilk kişi olduğu da ortaya çıktı. Özal soruşturması normal koşullarda 17 gün sonra yani 17 Nisan 2013’te zaman aşımına uğrayacaktı.

Mevzuata göre Tolon’un şüpheli sıfatıyla ifade vermesi, eski TCK’ya göre “adam öldürmek” suçuna öngörülen 20 yıllık zaman aşımı süresinin 10 yıl daha uzamasına neden oldu. Tolon’un ifade vermesiyle Özal soruşturmasındaki zaman aşımı tartışmaları 10 yıl daha ortadan kalkmış oldu.