BIST 10.677
DOLAR 32,22
EURO 34,94
ALTIN 2.418,47
HABER /  GÜNCEL

Otomotivin duayeni Yüce 50 yaşında

Yedek parça ticareti ile otomobil dünyasına atılan Yüce Auto, 50. yılını kutluyor. Yüce Auto, Skoda ve Seat markalarında Doğuş Grubu ile yüzde 50 ortak çalışıyor.

Abone ol

Çalışma hayatına 1954 yılında yedekparça ticaretiyle başlayan Orhan Yüce, bugün otomotiv sektöründe 50'inci yılını kutluyor. Skoda ve Seat markalarının Doğuş Grubu ile yüzde 50 ortak olarak distribütörlüğünü yürüten Yüce, otomotivin Türkiye'de 1 numaralı sektör olmaya aday olduğunu söylüyor. Yüce Auto Yönetim Kurulu Başkanı ve Otomobil Distribütörleri Derneği Onursal Başkanı Orhan Yüce, otomotiv sektöründe 50'inci yılını kutluyor. Çalışma hayatına 1954 yılında otomotiv yedekparça ticaretiyle başlayan sektörün duayeni Orhan Yüce, 1959 yılında NSU marka motosikletlerin ve otomobillerin distribütörlüğünü aldı. Yüce, daha sonra ise Alfa Romeo ve Skoda marka otomobillerin distribütörlüğünü alarak otomotiv sektöründe ki ağırlığını artırdı. Skoda'dan sonra 1998 yılında Volkswagen Grubu'na ait Seat otomobillerinin Türkiye mümessiliğini Doğuş Grubu ile birlikte alan Orhan Yüce, bugün Skoda ve Seat markalarında Doğuş Grubu ile yüzde 50 ortak olarak çalışma hayatını sürdürüyor. Yüce, otomotivin büyük ve önemli bir sektör olduğunun altını çizerek, 'Bu sektöre 50 yılını vermiş bir kişi olarak şunu açıkça ifade edebilirim ki, otomotiv sektörü ülkemizde 1 numara olmaya namzettir. Yeter ki, hükümetler zamanında ve isabetli kararlar alsınlar ve kararlarından üç gün sonra dönmesinler' dedi. Otomotiv sektörünün yıllar boyunca inişler ve çıkışlar yaşadığını söyleyen Yüce ile otomotiv sektöründe geçen 50 yılını konuştuk: Otomotiv sektöründe 50 yıl geçirdiniz. Bu 50 yıl içinde, hatıralarınızdan silinmeyen önemli olayları anlatır mısınız? Mesleğimle ilgili olarak hatıralarımdan silinmeyen bir çok önemli olay oldu. Yüksek enflasyonlara şahit olduk, ekonomik krizler gördük. Askeri müdahaleler yaşadık. Bunların yanında, otomobil ithalatının serbest bırakıldığı günlerin mutluluğunu da hissettik. Türkiye'de otomobil ithalatının serbest kalması ile başlayan rekabet bugün övündüğümüz 6 otomobil fabrikasının ihracata başlamasına neden olmuştur. Bu gözardı edilemez. Aynı çerçevede benim Otomobil İthalatçıları Derneği'ni kurmam da ben de unutulmaz hatıralar bırakmıştır. Halen bu derneğin Onursal Başkanı'yım. İş hayatınız boyunca otomotiv dışında çalışmadınız. Otomotiv sektörüne girişinizi ve bugüne kadar neler yaptığınızı anlatır mısınız? Otomobil ile yaşantım çocukluk yıllarıma dayanır. Henüz 14 yaşında iken babamın otomobilini kaçırdığımı dün gibi hatırlatırım. Ehliyetsiz araba kullanırken Kadıköy'de bir kahvehanenin içine daldığımı hiç unutamam. Neyse ki ölen, yaralanan olmadı. Babam bir inşaat müteahhidi olduğundan, benim de inşaat sektöründe çalışmamı istiyordu. Ama benim otomobile karşı olan tutkum, bunu engelledi. Askerliğimi bitirdikten sonra, 1954 ‘te otomobil yedek parçası ticaretine başladım. Demokrat Parti'nin dövizleri tükettiği yıl; otomobil ithalatı yapılamıyordu. Yedekparça ithalatı da ancak tahsislerle mümkün oluyordu. Fakat bu şekilde para kazanmak beni mutlu etmedi. Hedefim bir otomobil markasının Türkiye mümessilliğini almaktı. 1959’da buna mukavvaf oldum ve NSU marka motosikletlerin ve otomobillerin mümessilliğini elde ettim. Fakat maalesef sadece motosiklet ithal etmek mümkün oldu zira otomobil ithalatına bedelsiz permi yolu ile müsaade ediyorlardı ve bu sistem 1983 yılına kadar devam etti. Buna rağmen ben şevkimi kaybetmedim ve 1975’te yedekparça ticaretimi sürdürürken, Alfa Romeo’nun mümessiliğini de aldım. Bana en ziyade mutluluk veren an, 1983’te Özal Hükümeti'nin otomobil ithalatını serbest bırakması oldu. Alfa Romeo ithalatını ise 1991’e dek sürdürdüm. Bütün gayem Türk halkının otomobil sahibi olması idi. Bu duygularla, halkımızın orta gelirli sınıfına hitap edeceğini düşündüğüm ve daha sonra Volkswagen'in devraldığı Skoda otomobillerinin mümessilliğini 1989’da almayı başardım. Bu yolla 100 binden fazla ailenin otomobil sahibi olmasına imkan sağladığım için mutluyum. Bir yabancı otomobil fabrikasının mümessili olmak ve bunu başarı ile sürdürmek kolay bir iş değildir. Mesleki yeteneklere ve düzgün bir maziye sahip olmayı gerektirir. Skoda'dan sonra 1998 yılında yine VW Grubu'na ait olan Seat otomobillerinin Türkiye mümessiliğini bu defa Doğuş Grubu ile birlikte aldık. Daha sonra Skoda ve Seat markalarında yüzde 50 Doğuş Otomotiv ve yüzde 50 Yüce Auto olarak gerçekleştirdiğimiz ortaklık 6 yıldır devam ediyor. Bu ortaklıktan fevkalade memnunum. Özellikle Sayın Ferit Şahenk ile ahenk içerisinde çalışmak beni çok mutlu ediyor. Bütün dünyada satabilen 20 markadan ikisinin mümessili olmak bir işadamı için iftihar vesilesi olmalıdır. Oto hayata renk katar Otomobil sizin için bir hobi mi, yoksa bir ihtiyaç mı? Otomobil insanların adeta vazgeçilmez bir parçası oldu. Kısacası, bir ihtiyaç ve insanları mutlu eden bir araçtır. Otomobil aile hayatına renk katar. Çocuklar otomobille gezebiliyorlarsa ve eşler kapılarının önünde bir otomobilleri varsa, kendilerini daha da mutlu hissederler. 19'uncu yüzyıl başında, sanayileşmiş ülkeler aile otomobili yapımına önem verdiler. Almanlar Volkswagen'i, Fransızlar Citroen'i, Çekler Skoda'yı, İtalyanlar Fiat Topolino'yu halk kitlelerinin hizmetine sundular. İkinci Dünya Savaşı'ndan yıkılmış olarak çıkan Almanya'nın ilk yaptığı işlerden biri NSU-Gogomobil adlı otomobillleri üretmek oldu. Türk halkı ise otomobil sahibi olma mutluluğundan uzun süre mahrum kaldı. Sık karar değişikliği otomotivin önünü kesiyor Otomotiv sektörü yıllar boyu krizlerle inişler ve çıkışlar yaşadı. Bugün de benzer bir manzara var. Otomotiv sektörünün hakettiği konuma gelebilmesi için yapılması gerekenler nelerdir. Hükümetlerin, otomobilin insanlar için çok önemli olduğunun bilincine artık varmaları gerekir. Otomobil satışlarında peşin olarak aldığı vergiye her vesile ile zam yapmaktan vazgeçmelidir ve vergi oranını Avrupa ülkelerinin düzeyine indirilmelidir. Her markanın ülke çapında büyük bir istihdam yarattığını ve yan sanayiye sürekli iş imkanı yarattığı unutulmamalıdır. Hükümetlerimiz, otomotiv alanında alacakları kararların en az 3 ay sonra yürürlüğe girmesi konusunda prensip kararı almalıdırlar. Tüm otomotiv sektörünün arzu ettiği bir husustur bu. Hükümetlerin sık sık karar değiştirmedikleri taktirde ihracatta da büyük yol alınır. İhracatımız 10 milyar doları aşar. Dahili satışlar da bir iki yıl içinde 1 milyon adet sayısına ulaşır. Kaynak: Hürriyet