BIST 9.919
DOLAR 32,43
EURO 34,80
ALTIN 2.450,91

Otellerin “katı atık” anlayışı ve her şey dahil sistemi...(2)

Oteller ve belediyeler katı atık işini çözmeliler.

Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen Manavgat’lı… Dedesi 17 yıl, babası 10 yıl, kendisi 2 dönemdir Belediye Başkanı.Anlatılanlara gören AK Parti, sevilmeyen bir kişiyi aday göstermiş, halkta Manavgat’ta CHP’ye, Antalya Büyükşehir'de AK Parti’ye oy vermiş.  Şükrü Sözen’in; Türkiye çapında “En Başarılı Belediye Başkanı”, “Güvenli Kent Hizmet Ödülü” ve “Yaşama Dokunan İnsan” ödülleri var.

İletişimci tarafımız olunca, çalışanlarla sohbetlerimiz kaçınılmaz oluyor. Ça lışanların çoğu asgari ücretten maaş alıyor. Her otelin kendine ait sahilinde şezlong  görevlileri  var (en az 1 kişi). Çoğu, Kumköy-Ilıca-Manavgat’ta oturuyor. Sabah kahvaltı, öğle ve akşam yemeklerini oteller veriyor.

Animasyonlar için, her otelde görevli birer kişi var. Yollarda ve deniz kenarlarında sürekli dolaşıp, turlara misafir kazandırmaya çalışıyorlar. Bu bölgenin fazla bir koyu yok, ama yinede her gün 10.00 da kalkan gemi (3 katlı,350 kişi alıyor) akşam 17.00 de geri geliyor.(Ücret 70.TL) Öğleden sonra 13.00 de kalkıp 17.00 de yapılan turlar var (yemeksiz) 45.TL.

Otel ücretleri bir kişi en üst 350.00 tl. Turlarla gelen çok kişi var, özellikle yerlilerimiz, çünkü, 9 taksit olması avantaj sağlıyor, ancak bir yılda parasını ödüyorlar.

Otellerin beğeni sayfaları sürekli takip ediliyor. Yorumlara göre otel seçme konusu oturmuş gibi…Ancak, yinede gelince bir çok şeyi beğenmeyen  -yabancılar gibi-  yerlilerimiz de oluyormuş. Çalışan anlatıyor; “böyle sorun çıkaranların önce şortuna bakıyoruz, Eminönü'nden alınmış,  sonra terliğine bakıyoruz, neredeyse sıfırlanmış (kesin 10 yıllık), gelmiş 5 yıldızlı otelde hava atmaya çalışıyor. Sanki, her yıl 5 yıldızlı otele tatile geliyor havaları var” diyor.

Turistler dönmeye 3 gün kala AVM’lere, özellikle LCV’ye akın ediyorlar. Müthiş bir hediyelik alışverişi var..Lokum, hediyelik, havlu, giysi v.b. ön planda…

Yabancılarda; içkiyi fazla kaçıran, kavga çıkaran, eşiyle kavga eden, çocuklarına hoyrat davranan v.b. çok oluyor. Sanki ülkelerinde içki içmiyorlarmış gibi, bedava olunca kendilerini tutamıyorlar.

Çalışan anlatıyor: Standı şöyle düşünelim; Çorbalar, yemekler sulu-etli, salatalar, su-meyve suyu-cola v.b., ızgaralar, balıklar, tatlılar, gözlemeciler(peynirli-patatesli-kaşarlı),pideler, fest-fudlar, pastalar, içkiler,çaylar…Ne zamana kadar? Neredeyse sabaha kadar…

Otele ilk gelen müşteri (10’ar günlük), ilk üç gün,  aç gibi her şeye saldırıyor.  Mide 3. Günde alarm veriyor, dayanamıyor, her şey karışmış durumda…3. Günden sonra az yeme, normale gelme, tabakları doldurmama, meyve ile dondurmayı-pastayı karıştırmama v.b. başlıyor. Bazıları, bu akşam dışarıda yiyelim diyorlar. Dolayısı ile eksilmeler başlıyor. İlk 3 gün eksik kalan yemekler, sonra artmaya başlıyor ve hemen çöpe…Ekmekler, yemekler, tatlılar, sular, el değen her şey açıldıktan sonra yallah çöpe...İşte israf orada başlıyor…

Acaba, artan yemekler belediye eliyle ihtiyacı olanlara dağıtılamaz mı? Köylere gönderilemez mi? Yurtlara verilemez mi? Çünkü, israfın  maddi boyutu çok büyük…Şöyle örnekleyelim; Otelin görevlisi ellerine eldiven geçirip ekmekleri diliyor. Müşteri kendine göre elleriyle –orada maşa olduğu halde- fazlasıyla  alıyor, yiyemiyor, geri götürüp koyamıyor, el değdiği için doğru çöpe…Batılı bu konuda çok hassas…

Gelelim bir büyük israfa: Çalışanlar o kadar yoğun efor kaybediyorlar ki; bardakları, kartonları, yiyecekleri, camları ayıracak zamanları yok…Dolayısı ile her şey bir araya konup, günde 10 defa gelen çöp arabalarıyla (6000 kişilik otele) çöplüklere gönderiliyor. Yani, ayrışım yapılmıyor. Oysa; katı atık maddelerinin ayrılması, ülkemizde uygulanmaya çalışılan, son yılların en büyük projesi. Otelin geri dönüşümden kazanacağı paralar böylece boşa gidiyor. Peki belediyeler  buna karşı ne yapıyor?.  Maalesef bu konuda bir şey yapılmıyor..

Oysa; Katı Atıkların Kontrolü Yönetmeliği 14.3.1991 tarih ve 20814 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış, sonraki yıllarda da çeşitli değişiklikler yapılmıştır.

1) Katı atıkların, üretici veya taşıyanları tarafından denizlere, göllere ve benzeri alıcı ortamlara, caddelere, ormanlara ve çevrenin olumsuz yönde etkilenmesine sebep olacak yerlere dökülmesi yasaktır.
2) Çöpü üretenler, çöp biriktirme kaplarını, çevrenin sağlığını bozmayacak şekilde kapalı olarak muhafaza etmek ve çöp toplama işlemi sırasında yol üstünde hazır bulundurmak zorundadır.
3) Evsel katı atık ve evsel nitelikli endüstriyel katı atık üreten kişi ve kuruluşlar, katı atıklarını belediyelerin ve mahallin en büyük mülki amirinin istediği şekilde konut, işyeri gibi üretildikleri yerlerde hazır etmekle yükümlüdürler.Katı Atıkların Toplanması ve Bertarafında Sorumluluklar
Ülkemizde katı atıkların toplanması, taşınması ve geri kazanılması ile çevre ve insan sağlığına olumsuz etki yapmadan nihai bertarafına ilişkin yükümlülük, yetki ve sorumluluklar 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 14 ve 15’inci maddeleri ile 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 7’incı maddesi ile belediyeler ve Büyükşehir belediyelerine verilmiştir.

Peki, bu durum nedir?

Bir açıklaması olabilir mi?

Bu sorumsuzluk değil mi?                                       

Bu ülke ekonomisine darbe değil mi?

Bu görev ihmali değil mi?

Tarım Bakanı, “her şey  dahil sistemi  bir  modele sokulmalıdır” dedi,  bu konunun acilen ele alınmasını bekliyoruz…

Ama, “katı atık”  işini de unutmadan!...

Manavgat’tan Alanya’ya  gitmek;bir  sabır işi!...

Antalya-Alanya arasında ne zaman yollar bölündü, çift yön oldu, 50 tane trafik lambası kondu, yolculuk sabır işine döndü…

Bu arada, bir kez daha/ yine belirtelim;  Antalya-Alanya arasında, neden deniz ulaşımı kullanılmaz da, hala Karayollarına ağırlık verilir, bunu da yıllardır anlamamaktayız!…

Side’den yola çıktık, Alanya’ya dostlarımı ziyarete gideceğiz…Biliyorum lambaların çokluğunu, ama düzeltmişlerdir umudundayım. Vay..arkadaş; 3-3.5 km de bir lamba, geçmek mümkün değil…60 km /Yeşil dalga yazıyor; 60’la olmuyor, 55’ le olmuyor,50 ‘le olmuyor, 65’le olmuyor, 70’ le olmuyor, bu nasıl ayarlama ve yeşil dalga?!… Her 3.-3.5 km de bir lamba ve tam geliyorsunuz kırmızı yanıyor. Manavgat-Alanya arasında 30 lamba var, düşünebiliyor  musunuz? 2-4 lambayı aynı hızda geçmek mümkün değil…Manavgat –Side arası da öyle…Bu nasıl trafik düzenlemesidir kardeşim…Eziyet, başka bir şey değil…Elazığ’a gidin, 60 km ile şehrin bir girişinden diğer çıkışına kadar takılmadan gidiyorsunuz? Elazığ yetkilileri kadarda mı olamıyorsunuz? Ya da Elazığ, Avrupa Birliğine mi girdi…

Sayın Yetkililer:

Bilindiği üzere; belediyelerin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 10 uncu maddesi ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 16 ncı maddesi gereğince, yapım ve bakımından sorumlu olduğu Karayollarında; yol ve kavşak düzenlemeleri yapmak, trafiği düzenleme amacı ile trafik işaret levhaları, ışıklı ve sesli trafik işaretleri, yer işaretlemeleri temin ve tesis etmek, bunların devamlılığını ve işlerliğini sağlamak vb. görevleri bulunmaktadır.

Lütfen Antalya-Alanya arasını, Manavgat-Side içini normal bir vatandaş gibi arabanızla gidin ve gerçekleri görün…En basit işleri bile yazmaktan yoruluyoruz…Çünkü, bu iş sizin asli göreviniz…

Çözüm, çok kolay…

Acilen bekliyoruz…

Gelecek yazı:  İletişim hataları, siyasi partilere oy kaybettiriyor...

Popüler bir  ismin cinayeti ve toplum….

V.Şaşmaz cinayeti, toplum gerçeklerini öyle güzel ortaya çıkarttı ki!...Bir cinayette bile, kendini öne çıkartmaya, popüler olmaya çalışanlar!...Bu  tür konularda ben yazmam, çünkü isim popüler olunca bilinmeyen denklemler oluyor, ama en güzel yazıyı da belirtmem gerek. Hürriyet köşe yazarı  K. Akkaya’ya teşekkürler.