BIST 10.046
DOLAR 32,31
EURO 34,68
ALTIN 2.407,47
HABER /  POLİTİKA

Öcalan hidayete mi erdi?

Abdullah Öcalan'ın silah bırakın çağrısını Başbakan Erdoğan, hidayete ermesine bağladı.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM- Öcalan'ın 'silah bırakın' çağrısının nereden çıktığını soran gazetecilere Erdoğan, "Şimdi kimsenin hidayetinin kapalı olduğunu hiç kimse söyleyemez" diye cevap verdi.

Öcalan değişti mi, yoksa konjonktüre göre mi oynuyor? Kamuoyu bu sorunun cevabını arıyor. Öcalan'ın yol haritasıyla birlikte başlayan tartışmalar sürüyor.

Öcalan'ın söylemi

Cumhuriyet gazetesine konuşan ve Abdullah Öcalan’ın “akil insanlar” komisyonunda yer almasını önerdiği sosyolog İsmail Beşikçi, Öcalan’ın söyleminin iktidarla örtüştüğünü vurgulamış ve şunları söylemişti: “Öcalan’ın inkârcı, asimilasyoncu, ırkçı, sömürgeci, Türk-İslam sentezi anlayışı sloganlarına sarılması devleti rahatlatabilir ama Kürtlere bir hak, özgürlük getirmez. İslam kardeşliği Kürtleri oyalama, kandırma sloganıdır.”

Diyarbakır'daki Nevruz mesajının iktidara yakın söylemler içermesi kafaları karıştırdı. Özerklik içermeyen ve PKK'nın tasfiyesini öngören çözüm planı sonrası 'Öcalan'a ne oldu?' sorusu soruluyor. İşte benzer bir soru Erdoğan'a soruldu.

NEREDEN ÇIKTI

Canlı yayınlanan CNN Türk-Kanal D ortak yayınında Öcalan'ın silah bırakın çağrısının nereden çıktığına'' ilişkin soru üzerine, Erdoğan şöyle konuştu:

''Şimdi kimsenin hidayetinin kapalı olduğunu hiç kimse söyleyemez. Radyo meselesi mesela çok basit bir konu. Biliyorsun 11-11,5 metrekarelik bir odası var. Ama orada aklımda kaldığı kadarı ile 40 metrekarelik bir avluları var. Bu radyo meselesi karşısında ben Adalet Bakanıma dedim ki; 'Niye radyo? Biz artık bunu televizyona dönüştürelim.'

KENDİ TAKIMINI İZLİYOR

Kendilerine 12 kanallı bir televizyonu verdik. Aslında onu biz bir yerde de hayata dahil ettik. Orada hem kendi takımını da izliyor, hem Türkiye'de ne oluyor, ne bitiyor onu da çok daha yakından görüyor.''

Erdoğan, Öcalan'ın haftanın 3 günü olan jimnastik iznini her gün bir saat olarak değiştirdiklerini ve arkadaşlarıyla günaşırı bir saat görüşme hakkı verdiklerini belirterek, şöyle devam etti:

''Oradaki bir insan için yaşam koşullarını değiştirmesi açısından çok farklı bir şey. Benim verdiğim ve verebileceğim şey budur. Benim bir yetkim yok. Bu insan zaten orada mahkum şu anda. Yani bunu Kılıçdaroğlu'nun dediği gibi 'masanın bir ucunda o, bir ucunda başbakan' ifadesi tabii çok çirkin bir ifade. Yenilir yutulur bir ifade değil. Ama o bundan kendine bir rant elde ettiğini zannediyor. Edemeyecek. Çünkü dünyanın neresine giderseniz gidin istihbarat teşkilatları biliyorsunuz, biraz kaba bir ifade ama ajan olarak anılır. O ajanları eliyle onlar her kesimle irtibatlarını kurarlar. Her kesimle de bir çözüm arayışı içindelerse onlarla birlikte onu çözerler.''

öcalan-mektubu-içerik.jpg