BIST 10.046
DOLAR 32,36
EURO 34,76
ALTIN 2.404,63
HABER /  GÜNCEL

Muhalefet çatı lı gönderme

Başbakan Erdoğan, "Ülkenin çatısı AK Partidir. AK Parti 3 Kasım’da çatı partisi olduğunu göstermiştir. Göreceksiniz 10 Ağustos’ta bu ülkeni...

Abone ol

Başbakan Erdoğan, "Ülkenin çatısı AK Partidir. AK Parti 3 Kasım’da çatı partisi olduğunu göstermiştir. Göreceksiniz 10 Ağustos’ta bu ülkenin 77 milyonu da bu orta çatı altında yer almanın mücadelesini verecektir. İlan edeceğimiz adayı da inşallah o makama taşıyacaklarına inanıyorum” dedi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) 21. Olağan Genel Kurulunda konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Erdoğan, Mayıs ayında yeni bir ihracat rekoru kırıldığını belirterek, “Geçen yılın Mayıs ayına göre ihracat 5.8 oranında arttı bu alanda yeni bir rekorun sahibi olduk. İlk 5 aydaki artış yüzde 8 oldu. Geriye dönük 12 aylık ihracatımız 156 milyar doları aşarak cumhuriyet tarihimizin en yüksek seviyesine ulaşmış oldu. Bunlar muhteşem rakamlar. Dünyada yaşanan küresel sıkıntılara, ülkemizde yaşanan olumsuzluklara rağmen ihracatın bu şekilde artışa devam etmesi iftihar vesilesidir” dedi.
Salı günü büyüme rakamlarının açıklanacağını hatırlatan Başbakan Erodğan, “İhracattaki bu performansın büyümeye önemli katkı sağladığını tahmin ediyoruz. Bu olumlu seyirle birlikte ekonominin diğer alanlarında güzel gelişmeler şahit oluyoruz. İstanbul Borsası tarihin en yüksek seviyesine 2013 Mayıs ayında ulaşmıştı. Mayıs ayının sonunda başlayan sokak eylemlerinin ardında Aralık ayında yaşanan darbe girişim Borsa’nın sert düşüşler yaşamasına sebep oldu. Hükümetimizin dik duruşu, ekonominin sarsılmasını ve zarar görmesini önledi. Dün İstanbul borsası son bir yılın ardından ilk kez 80 bin seviyesini üzerine çıktı” diye konuştu.

"TEĞET GEÇECEK DEDİĞİMDE DALGA GEÇENLER OLMUŞTU"
Türkiye ekonomisinin son 12 yılda ciddi sınavdan geçtiğine dikkat çeken Başbakan Erdoğan, “3 Kasım 2002’den sonra yaşadığımız her seçim imtihandı. Darbe girişimleri imtihandı. Bu imtihanlardan başarı ile çıktı. Ciddi provokasyonlar yaşadık. Danıştay saldırısı, Cumhurbaşkanlığı seçim süreci, gezi olayları, terör saldırıları. Bunlar ekonomi için zorlu imtihanlardı. Türkiye öyle bir hale getirilmişti ki kriz ve kaos rant kaynağı haline gelmişti. Amerika sarsılırken Türkiye bununla birlikte batacak diye manşetler atanlar olmuştu. ‘Bu kriz Türkiye’yi teğet geçecek’ dediğimde dalga geçenler olmuştu. Onların dediği olmadı bizim tespitimiz gerçekleşti. On yıllar boyunca hep bu olumsuz yaklaşımlarla karşı karşıya oldu” şeklinde konuştu.
Türkiye’de darbelerden kazanç sağlayan bir çark olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Darbeler bütün millete çok ağır faturalar yüklerken birilerine ciddi kazançlar sağladı. Terör 40 bin insanımızın ölümüne, trilyonlara varan maddi kayba neden olurken birilerine paralar kazandırdı. Bu ülkede çeteler milletin emeğini gasp ettiler. Seçkin zümrelere milletin emeğini hortumla akıttılar. Çoğunluğun kaybetmeye mahkum olduğu, mutlu bir azınlığın hep kazandığı bir çark kuruldu. Kimler vardı bu çarkın içinde. İçeride ve dışarıda maalesef bazı çıkar gruplar. Bu sermaye çevreleri emir ile hareket eden belli medya kuruluşları vardı. Hiçbir zaman gerçekleri yansıtmadılar. Bu çarkın hizmetkarı haline gelmiş sivil toplum örgütleri, sendikalar hatta terör örgütleri vardı. Devlet içindeki çeteler bunun bir parçasıydı. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde siyasi hareketler özellikle muhalefet çoğu yerde iktidarın tamam ile karşısında olmayı kendi için görev telakki etmez. Çoğu zaman acaba ülkem buradan ne kazanır hesabını yapar. Oturur iktidar ile ortak olmadığı halde desteğini verir. Tabii ülkemizde güzel bir tezgah kurulmuştu. Hiçbir ekonomik kriz bu çarkın parçalarını etkilememiştir. Hiçbir darbe girişiminde bu çarkın parçaları zarar görmedi. Enflasyon yükselmiş kazanan bunlar olmuş. Terör can almış kazanan bunlar olmuş. Ülke yoksullaşmış, bunlar ne hikmetse hep zengin kalmış” ifadelerini kullandı.
12 yıllık reformlarla kısır döngünün ortadan kaldırıldığına dikkat çeken Başbakan Erdoğan, “Anadolu sermayesi denilen yeni bir çıkışın oluşumun sağladık. Sermayenin belli ellerde toplanmasını değil dağılmasın sağladık. Bu belli odakları rahatsız etmiş olabilir. Halbuki ‘ben’den ‘biz’e geçiş çok önemli. Biz burada şu gerçeği haykırmalıyız. ‘Biz’ Bunu başardığımız anda Türkiye’yi tutana aşk olsun. O zaman dünyada güçlü bir Türkiye olacak” açıklamalarında bulundu.

MERKEZ BANKASININ FAİZ POLİTİKASINI TOPA TUTTU
Konuşmasında Merkez Bankası eleştirisine de devam eden Başbakan Erdoğan şunları söyledi;
“Şu andaki faiz politikalarında memnun musunuz ben değilim. Allah’tan piyasa faizi şu anda kendisin oluşturuyor olgunlaştırıyor. Burada piyasanın şu anda olgunlaştırdığı faiz merkez bankasının bana göre çok önünde. Bu bir şeyi gösteriyor. Avrupa yarım puan oynadı piyasalardaki gelişmeyi görüyorsunuz. Olumlu gelişti. Vaka bu. Yatırımcı bu ülkede adımını atacaksa düşük faizle atacak. Eğer yüksek faiz ortaya koyarsanız yatırımcının cesaretini ortadan kaldırırsınız. İstihdamın daha da düşmesini istiyorsak yatırımlara ihtiyacımız var. Küresel sermaye öz sermayemizin yatırımından sonra geliyor. Bizim bunu başarmamız lazım. Bunun başaracağız. Gelişmiş ülkeler bakıyorsun. Bütün bunlarda faiz böyle de bizde niçin 13-14-15’lere çıkıyor. Finansmanın maliyeti ne kadar düşerse bu ülkede yatırımlar o kadar artar. Bizim her bir puana ödediğimiz faiz yılda 2.5 milyar dolar. Biz bunu ödemeye mecbur değiliz. Bu olmadığı takdirde kaybın ne olduğunu düşünün. Bizim bu mücadeleyi vermemiz gerekiyor”

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ
Cumhurbaşkanlığı seçimini değerlendirdi. 10 Ağustos’ta tarihi bir seçim yapılacağını vurgulayan Başbakan Erdoğan, “Tarihimizde ilk kez millet kendi Cumhurbaşkanı’nı seçecek. 5 yıllığına göreve getirilecek. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi başta ekonomi olmak üzere her alana olumu yansıyacak. Adayımız kim olursa olsun reformlar devam edecek, istikrar muhafaza edilecek, 2023 hedeflerine kararlılıkla yürünecek. Türkiye’nin ne seçim öncesi ne de sonrasında bir kaos yaşamasına asla izin verilmeyecek. Bizim siyasi hareketimiz şahısları üzerinden değil, ilkeler üzerinden ilerliyor” dedi.

"DEMİREL’İN 28 ŞUBAT’TA ÜSTLENDİĞİ VAZİFEYİ BİLİYORUZ"
Cumhurbaşkanlığı’nın 1961 ve 1982 anayasasıyla iktidarın üzerinde bir devlet gibi konumlandırıldığını anlatan Başbakan Erdoğan, “Bir tarafta siyasi iktidar var, onun karşısında devleti temsi den bir Cumhurbaşkanı var. Cumhurbaşkanı makamı birkaç istisna dışında böyle bir rolü benimsedi. Türkiye’de her Cumhurbaşkanlığı seçim krizlere sahne olmuştur. TBMM hür iradesi ile cumhurbaşkanı seçmek isterken meclis dışı güç odakları farklı dayatmaların içine girmiştir. 1961 ve 1989 arasında görev yapan 4 cumhurbaşkanı da daha önce Genel Kurmay başkanı yapmış isimlerdir. 1989’da merhum Özal’ın Cumhurbaşkanı olması tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Sayın Demirel sivil bir Cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir. Onun da 28 Şubat’ta üstlendiği vazifeyi biliyoruz. 2007’de Cumhurbaşkanı seçiminde bir kriz üretilmek istendi. 367 kararı gibi hukuk garabeti altına imza atıldı. Biz sadece cumhurbaşkanı için şekil şartını değiştirmedik 61 ve 82 anayasaları il getirilmiş bir vesayet anlayışını da ortadan kaldırdık. Bu ülkede tek iktidar vardır o da milletin iktidarı. Millet kendisini temsil yetkisini kime verirse iktidarda o vardır. Milletin yetki vermediği kişiler milletin tercihleri karşısında duramaz” diye konuştu.

"30 MART’TA BUNLARIN ÇATISI UÇTU"
Cumhurbaşkanlığı seçimi üzerinden muhalefeti de eleştiren Erdoğan, “CHP ve MHP’nin en çok aradığı kriter ‘cumhurbaşkanı siyasetin dışında olacak’ Hem siyasetçi olacaksın hem de ‘cumhurbaşkanı siyasetin dışında olacak’ diyeceksin. Bir siyasetçinin kendisini inkar etmesidir. Siyaset kötüyse neden o koltukta oturuyorsunuz. CHP Genel Müdürü sabah akşam sözlükten öğrendiği sıfatları sıralıyor. Adayınız kim olacak. Ona cevapları yok. Zannedersiniz ki Dedem Korkut gelecek sıfatlara bakacak soy soylayacak boy boylayacak. Adayın ismini öyle açıklayacak. Bizim muhalefet masal dünyasında geziniyor. CHP genel başkanı çözüm için 17 öneriden bahsediyor. İlkini söylüyor. Sıra ikinciye gelince ‘unuttum’ diyor. Ankara’da bozkurt işaret yaparken MHP’liyim de diyebilirdi. Anadolu’da bir laf var. ‘Elif’i görse mertek zanneder’ Mertek çatıyı tutmaya yarar. ‘Başkasının gözündeki çöpü görür, kendi gözündeki merteği görmez’ denir. 30 Mart’ta bunların çatıları uçtu. Şimdi kendilerine başka çatı arıyorlar. Bu ülkenin çatısı AK Partidir. AK Parti 3 Kasım’da çatı partisi olduğunu göstermiştir. Göreceksiniz 10 Ağustos’ta bu ülkenin 77 milyonu da bu orta çatı altında yer almanın mücadelesini verecektir. İlan edeceğimiz adayı da inşallah o makama taşıyacaklarına inanıyorum” şeklinde konuştu.
(İHA)