BIST 9.525
DOLAR 32,52
EURO 34,75
ALTIN 2.489,87
HABER /  GÜNCEL  /  EĞİTİM

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'tan flaş itiraflar! Sınavlar...

Eğitim sisteminde sık sık değişiklikler yapıldığını ve bunun öğrencileri huzursuz ettiğini belirten Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "İstiyoruz ki önümüzdeki üç yıl içerisinde neyin hangi aşamada olacağı belli olsun" dedi. Türkiye'de üstün zekalı çocukmarın eğitiminin hiç dikkate alınmadığını belirten Bakan Selçuk, sınavlarla ilgili dikkat çeken açıklamalar yaptı...

Abone ol

MİLLİ Eğitim Bakanı Ziya Selçuk eğitimde tümüyle sancısız bir değişim öngördüklerini belirterek, Türkiye'deki eğitim sisteminde sık sık değişiklik yapılıyor algısını yıkmak istediklerini söyledi. "Sınavı araç haline getirmek istiyoruz" diyen Bakan Selçuk, "Üstün zekalı çocuklar ya hiç dikkate alınmıyorlar ya da çok dikkate alınmıyor" dedi. İşte Bakan Selçuk'un CNN Türk canlı yayınındaki açıklamalarından satır başları...

SIK SIK DEĞİŞİKLİK ÖĞRENCİLERİ HUZURSUZ ETTİ... Eğitimde tümüyle sancısız bir değişim öngörüyoruz. Türkiye'de algısal olarak sık sık değişiklikler yapıldı ve bu çocukların huzursuz olmasına yol açtı. İstiyoruz ki önümüzdeki üç yıl içerisinde neyin hangi aşamada olacağı belli olsun. Net bir yol haritası olsun ve insanlar huzursuz olmasın istiyoruz.

YARIM İNSAN YETİŞTİRMEYELİM... Biz yarım insan yetiştirmeyelim, tam insan olsun. Temelde bizim arkadaşlarımızla beraber yaptığımız yorum şu; meseleye bir sistem yaklaşımı sorunu. Eğitimin birleşenlerinin birkaç tanesini alıp değişiklik yapmak sistemin bütününü değiştirmiyor. Sadece sınavın adını ya da tekniğini değiştirerek herhangi bir şey yapmak mümkün değil. Eğitim de bir değişim olacaksa sistem bütün olarak ele alınmalı.

 MESELEYE SINAV OLARAK BAKMIYORUZ... Meseleye sınav olarak bakmıyoruz. Sınav bir araçtır ama zaman içinde amaçlaşmış. Biz sınavı yine araç haline getirmek istiyoruz.

OKULLAR ARASINDA ÇOK FARK VAR... Okullar arasında çok olanak farkı var, bunu düzeltmek istiyoruz. Zamanla sınavla öğrenci alan okullar da azalacak. Mesleki eğitimin güçlendirilmesi de hayati önemde. Bu konuda zayıfız ama hamle yapabiliriz. İş garantili mesleki eğitim için çalışıyoruz. 

SINAV SİSTEMİ BASKISIYLA HERKES ÜNİVERSİTEYE GİRMEK İSTİYOR... Sınav sisteminin baskısıyla herkes üniversiteye girmek istiyor. Dünyada bu böyle değildir. Bazı üniversiteler kota koyar, herkes üniversiteye girmesin diye. Herkesin üniversiteye gittiği bir yerde siz istihdamı sağlayamazsınız.

MESLEK LİSELİLERE ASKERLİK KOLAYLIĞI... Bir meslek lisesi mezununa askerlikle ilgili kolaylıklar sağlanırsa, doğrudan doğruya çocuğun işbaşı üretime geçmesi lazım, oradan para kazanması lazım. Çocukların 9. sınıftan itibaren yapabilirsen sigorta pirimlerinin ödenmesi lazım. Öğrenciyi okul dışına da çıkarmak gerekir, sanayiyi görmesi lazım. Okulun sadece santral görev görmesi gerekir. Mesela turizm sektöründe, çocuğun yabancı dile maruz kalma olasılığı çok yüksek. Nisanda okul sezonu başlasın mesela. Bunu çalışmaya başladık. 

ÜSTÜN ZEKALI ÇOCUKLAR İHMAL EDİLDİ... Üstün zekalı çocuklar ya hiç dikkate alınmıyorlar ya da çok dikkate alınmıyor. Türkiye'de çok dikkate alınıyor ama yeterince eğitim götürülemiyor. Onlara ayrılan pay yüzde 1'in altında. Özellikle lisans üzeri düzeyde bu çocuklara yapılan yatırım o ülkenin ekonomisini götürür. 

BEYİN GÖÇÜ VERMEMİZ FAYDALI... Beyin göçü meselesi iki taraflı bir iş. Güçlü bir devletseniz beyin göçü iyidir, zayıf bir devletseniz başka sorunlar ortaya çıkar. Türkiye'nin beyin göçü vermesinde fayda var. Bizim dünyada daha bilinir, tanınır hale gelmemiz lazım. Bundan korkmayalım.

OKULA BAŞLAMA YAŞI KAÇ OLACAK?.. Okula başlama yaşı bireyseldir. Çocuk hazır değilse çocuğu 4 yaşında okula başlatmamak gerekir. Bir genel geçer tablo da var; çocuk 6 yaşını doldurmadan da ilkokula başlamasın. 

YAZ TATİLİ KISALACAK MI?... Bizim tatilimiz uzun. Avrupa ortalaması 200 okul günü. Bizde 180 iş günü var. Japonya’da 220 gün. Önce yapısal olarak bir iyileştirmeye gidelim. Ondan sonra 180 iş günü Avrupa’daki gibi 200 iş günü olabilir. Türkiye’nin yüzde 90’ı tarım toplumuyken yazın 3 aylık boşluğu bırakmışlar çünkü tarım yapılıyor. İş tersine dönmüş yüzde 80’i şehirleşmiş ama bu takvim yine aynı kalmış temel çıkmaz bu. Değişebilir. Şu anda 180 iş gününü hemen artırmak gibi bir derdimiz yok. Önce yapısal olarak bir iyileştirmeye gidelim. Ondan sonra orta vadede 180 iş günü Avrupa’daki gibi 200 gün olabilir.

DİN DERSİ TARTIŞMASI... İçinde zor geçen, zorunluluk geçen bir kelimeden bahsediyoruz. Aslında bu kim için zor ya da zorunlu olarak baktığımızda devlet açısından mı, çocuk açısından mı aile açısından mı? Bir aile çocuğunun din dersi almasını istiyorsa bunu kim neden tartışsın ki?

ANDIMIZ KARARI... Biz bir vizyon açıklıyoruz ama Nisan 2018 yılında çıkmış bir karar gündeme geliyor. 5 yıldır beklemede olan bir karar ama o hafta çıkıyor. Şu an durulan yer Cumhurbaşkanımızın çizdiği yerdir, biz de oradan bakıyoruz. Kararın gerekçesinde bu konunun bilimselliği ile ilgili eleştiri var. Bu bilimsel değil, siyasi bir mesele. Benim bir bilim insanı olarak bununla ilgili bir şey söylediğimde bu bilimseldir demek doğru değil. 

- Adil davranmak istiyoruz. Gerekirse kız çocuklarımız daha fazla öncelik tanımak lazım, adil olan budur, eşit davranmak değildir.