BIST 10.677
DOLAR 32,22
EURO 34,94
ALTIN 2.418,47
HABER /  GÜNCEL

Meydan savaşının hatırlattığı acı bir olay

Polisin kesintili eğitim modeline karşı çıkan KESK'lilere yönelik "orantısız gücü", yıllar öncesinde yaşanan bir olayı hatırlattı.

Abone ol

Oktay Sağlam
İNTERNETHABER.COM- Adalet herkese lazım kuşkusuz. Evrensel ilkelerin partisi ya da tarafı yok elbette. Hak ve adalet arayanlar geçmişi de sorgulamalı aynı zamanda.

HAKKI SADECE KENDİNE GÖRMEK

Bugünlerde iktidar zalimlikle, diktötürlükle suçlanıyor. Güdümündeki yargının haksız yere sanıkları mağdur ettiği yazılıp çiziliyor. Yine hükümetin 4+4+4 modeline karşı çıkanların maruz kaldığı "orantısız güç" tepki çekti. Bakan Bağış'a yumurta atana 5 yıl hapis istenebiliyor. 

İKTİDAR OLGUN OLMALI

KESK'lilerin protesto etme hakkına izin verilmemesi, sıkı yönetim manzarasını çağrıştırdığı bir gerçek. Gelişmiş ülke hedefine ilerleyen bir ülkede bu tür manzaralar yakışmıyor doğrusu. 

Ancak madalyonun bir de öteki yüzü var. O da bitmek bilmeyen "çifte standart" hastalığımız. Mağdur olan diğer taraftan ise kafalar kuma gömülüyor ne yazik ki... Tıpkı 28 Şubat döneminde olduğu gibi. 

O DA GÖSTERİYE KATILMIŞTI

Kurunun yanında yaşın küle döndüğü günlerdi. Çarpıcı bir örnek var karşımızda. Avrasya feribotunun kaçırma eylemine Antalya'dan destek veren Yakup Köse'nin başına gelenler öyle böyle değil. Kimilerine göre de "uç" bir örnek.

Örgütle bağlantısı olmadığı halde 14 yaşındaki Köse'nin idamı istendi, sonra müebbete çevrildi. Cezası 19 yıla çevrilen Köse, 10 yıl yattıktan sonra da serbest bırakıldı.

TANIDIK SUÇLAMALAR

Savcının suçlaması bugün aşina olduğumuz türden. "Devleti silahla yıkmaya teşebbüs". Cezaevinde kaldığı dönemde bir subay yanına gelip idam sehpasını gösterdi. Tesisatçı babasının T dirseği boru tipi bombaya delil gösterildi.

SAMİMİYET TESTİNDEN KALANLAR

Köse o dönemin medyaya yansımayan, yansıtılmayan yüzlerce, belki de binlerce mağdurularından birisiydi. Bugün kimi haklı eleştirilerde dolu gazeteler, o günlerde mağdurların şikayetlerine kulak kabartmıyordu.

Yanlışı yanlışla izah etmenin geçerliliği yok kabul. Ancak yaşanmışlıklardan ders çıkarmak da hepimizin görevi değil mi? Aynı gemide yol alan iktidar ve muhalefet bu sürecin acı tecrübelerini iyi tahlil etmeli.