BIST 10.400
DOLAR 32,16
EURO 34,93
ALTIN 2.403,42
HABER /  GÜNCEL

Meraktan tıklama, pişman olursun

Bilgisayarın büyüsüne kapılıp dikkati elden bırakırsanız birçok olumsuz durumla karşılaşabilirsiniz.

Abone ol

Bilgisayarın avantajı çok; ama riskleri de fazla. Merakınızın peşinden sürüklenirseniz bilgisayarımızın arızalanması, hayati öneme sahip bilgilerin kaybolması veya yüksek telefon faturaları gibi sürprizlerle karşılaşabilsiniz. Tanımadığımız kişilerden posta kutumuza gelen meraklandırıcı mesajlar sinsi bir oyunun parçası olabilir. ‘Allah, Allah bu ne acaba?’ deyip e–maili açtığınızda ay sonunda yüksek telefon faturalarıyla karşı karşıya gelebelirsiniz. İnternetin yaygınlaşmaya başladığı ilk günlerde, posta kutularına insanların ilgisini çekebilecek müstehcen resimler gönderilirdi. Daha sonra bu resimler link şekline büründü, “tıklayın, binlerce resimden oluşan arşivimizde gezinin” mesajları çoğaldı. Zamanla siteler kuruldu, önceleri ücretsiz, ardından birkaç gün geçerli şifreler üretildi. “Küçük bir elma şekeriyle çocukları kandırmak” stratejisi yaygınlaştı. Bunları üyelik sistemleriyle çalışan siteler takip etti. İleride ne gibi taktikler geliştirecekler bilmiyoruz; ama oldukça profesyonelleştiler. Şimdilerde meraklandırıcı öğeler içeren linkleri tıklayanların, ellerinde yüksek meblağlı telefon faturaları ile Telekom müdürlüklerinin kapılarını aşındırdığını görüyoruz. Sorun, tanınmayan kişilerden gelen e–postaları merak edip açmakla başlıyor. Tuzak niteliğindeki linklere tıkladığınızda, ismini bile bilmediğiniz bazı küçük ada ülkelerinin telefon numaralarına bağlanmış oluyorsunuz. Otomatik olarak 900’lü numaları çeviriyorsunuz. Size gönderilen link, modeminiz vasıtasıyla 900’lü bir numara çevirmenizi sağlıyor. Siz bunu fark etmiyorsunuz. Sitede ne kadar kalırsanız, o kadar telefonla görüşmüş gibi fatura ödüyorsunuz. Buraya kadar anlattıklarımız işin maddi boyutu. Bir de, genelde Visual Basic Script’in uzantısı olan VBS, exe, com, doc, Word ve Excel gibi ofis dosyalarının uzantıları bilgisayarınıza casus programlar veya virüs yüklemenize neden olabilir. Bu tehlike internete modem vasıtasıyla ulaşan, dial–up, yani “çevirmeli ağ” kullanıcıları için geçerli. İyi de iş yerinden, kurumsal internet bağlantısını kullananlar rahat mı? Tabii ki değil. Bilgisayara virüs bulaştırma, Trojan gibi casus programların yüklenmesi kurumsallar için de geçerli. 900’lü telefonlar kısmının fatura ile ilgili tehlikeli tarafı yok; ama işyerlerinin internet bağlantısını, internet sayfalarına ev sahipliği yapan bilgisayarların güvenliğini sağlayan, Ateş Duvarı olarak isimlendirilen firewall programlar, hangi çalışanın ne gibi sitelerde gezindiğiyle ilgili bilgiler veriyor. Bu aslında daha kötü bir durum: İnternette dikkatsizlik sonucu karşılaşabileceğiniz tehlikelerden biri de bedava yazılımlar. Her zaman “bedava sirke baldan tatlı” olmuyor. Bedava yazılım sunan sitelerin sayısı artıyor. Eğer güvenliğinden emin olmadığınız bir site ile karşı karşıya iseniz hiç program indirmeye kalkmayın. Çünkü normal hayatta olduğu gibi webde de kimse karşılıksız bir şey vermiyor. Çoğunluğunu Trojan tipi casusluk programlarının oluşturduğu bu bedava yazılımı bir defa bilgisayarınıza kurduysanız, artık programını kurduğunuz kişinin elini kolunu sallaya sallaya bilgisayarınıza girmesine, bilgisayarınızda yaptığınız çalışmalarınızı, özel bilgilerinizi almasına izin vermiş oluyorsunuz. Bu programlar bilgi çalmaya yönelik olabildiği gibi internet kullanıcılarının davranışlarına yönelik bilgiler de toplayabiliyor. Bilgisayar kullanıcısının hangi sitelere girdiği ve ne gibi ürünlerle ilgilendiği takip ediliyor. Bu sayede kullanıcıya nelerin cazip geldiğini öğrenmiş oluyorlar. Esas problem bundan sonra başlıyor. Bir süre sonra hiç tanımadığınız kişilerden, kurumlarda satış ve pazarlamaya yönelik e–postalar almaya başlıyorsunuz. Diyelim ki sizde “kellik” problemi var. Yani saçlarınız dökülüyor. İnternette bununla ilgili bilgiler arıyorsunuz. Hiç beklemediğiniz yerlerden “kellik sorunu” ile ilgili e–postalar almaya başlıyorsunuz. Kurduğunuz programdan dolayı mail bombardımanına uğramaya namzet kişi oluyorsunuz. Birçok konuda istenmeyen veya beklenmeyen e–posta almaya başlayınca da internet hattınız daralıyor. Çevirmeli ağ kullanıcısıysanız bir önemli e–posta beklerken hiç abartısız onlarca lüzumsuz e–postanın gelmesini bekliyor ve fazladan telefon parası ödüyorsunuz. Eğer işyeri kullanıcısıysanız, bu defa da e–postaları alıp gönderen bilgisayarı, mail server’ı meşgul ediyorsunuz ve bu olumsuzluk internet hızını etkiliyor. Yaklaşık 250 internet kullanıcısının bulunduğu bir işyerinde herkese günlük 10 tane istenmeyen, lüzumsuz e–posta geldiğini düşünün... Ne yani internet kullanmayalım mı? Tabii ki interneti kullanacağız; ama dikkatlice. Bilmediğimiz, tanımadığımız kişilerden bir dosya gelince hemen tıklamayacağız. Hatta tanıdığımız bir kişiden beklemediğimiz bir eklenti gelince önce arayıp soracağız, şu mesajı sen mi gönderdin? diye... Çünkü karşı taraftaki bilgisayara virüs bulaşmış olabilir. Virüs bilgisayarda yer alan dosyaların giriş kısımlarını bize gönderebilir. Bu durumda karşımızdaki bilgisayar kullanıcısını ikaz etmemiz gerekir. ZAMAN

pis