Medeniyetlerin buluşma merkezi İstanbul

Uluslararası Medeniyet Kongresi'nin ilki geniş bir uluslararası katılımla 17-19 Ocak 2014 tarihlerinde İstanbul Wyndham Kalamış Oteli'nde gerçekleştirilecek.

Her yıl çeşitli temalarla düzenlenmesi planlanan kongrede, “medeniyet” kavramı etrafında şekillenen tartışmaların çerçevesinin yeniden çizilmesi, medeniyetlerin geliştirilerek sürdürülebilirliklerinin artırılması ve günümüzde karşılaştığı sorunlara yine medeniyet kavramının içerdiği özden hareketle yeni çözüm önerilerinin getirilmesi hedefleniyor.

Kongre, dünyanın her yerinden, yaşadığı dünyanın sorunlarına kayıtsız kalmayan alanlarında uzman ve birikimli akademisyen ve entelektüellerin bir araya gelerek, deneyim ve fikirlerini paylaştıkları bir platform haline geliyor. 1 Haziran 2013 tarihinde bildiri özetlerinin gönderme süresi sona erecek olan kongrenin ana teması “Medeniyetlerin Dünü, Bugünü ve Yarını” olacak.

Dün ilki gerçekleştirilen Uluslararası Medeniyet Konferansları'nın açılışında konuşan İstanbul Medeniyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr Hamit Okur, İstanbul'un dünya medeniyet tarihinde çok önemli ve stratejik bir konumda olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:

"2010 yılında Türkiye’ de 7 yeni devlet üniversitesi kuruldu bunlardan biri de İstanbul Medeniyet Üniversitesi. Bu yedi yeni devlet üniversitesinin kuruluşunda amaç ülkemizin gelecekte dünyada önemli bir aktör olarak yer alacağı ekonomi, siyaset, bilim dünyasında olması gereken insanları yetiştirmek ve bu konularda bilgi üretmek, üretilen bilgiyi hayata geçirmek ve teknolojiye dönüştürmek.. . Üniversitemizin bünyesinde 11 fakülte mevcut sosyal, fen ve sağlık alanlarında en önemli fakülteleri kuruluş kanununda görmemiz mümkün. Mevcut diğer üniversitelerden farklı olarak İstanbul Medeniyet üniversitesinin müfredatına koymuş olduğu ve bütün öğrencilere zorunlu olarak vermeyi esas olan dersler; bilim ve teknoloji, insan ve medeniyet, toplum ve etik, sağlık ve üniversitemizin İstanbul’ da kurulu olması ve İstanbul’ un dünya tarihinde çok önemli bir misyon icra etmesi ve gelecekte de hem medeniyetlerin merkezi hem de bilim ve teknolojinin merkezi olmaya aday bir şehir olması nedeniyle İstanbul şehir ve kültür derslerini koyduk. Üniversitelerimize giren öğrenciler ilk iki yıl bu dersleri alarak toplumun birer ferdi olarak kendilerini hissedip ve bu derslerden edindikleri birikimle mezun olduktan sonra toplum sorunlarına çözüm arayan ve proje üreten birer mezun olarak yetiştirmeyi planlıyoruz.’’

Konferansta konuşan İstanbul Medeniyet Üniversitesi Medeniyet Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hamza Ateş, ise üniversitelerinin iki yıllık bir geçmişe sahip olmasına rağmen önemli mesafeler kat ettiklerini dile getirdi. Ateş, "Üniversitemiz henüz iki yıllık bir üniversite ama diğerlerinden çok önemli farkları var." dedi ve şöyle devam etti:

"Biz her şeyden önce bir araştırma, medeniyet ve toplum odaklı bir üniversiteyiz. Temel amacımız uluslar arası platformlarda kabul gören stratejik öneme sahip bilimsel alanlarda araştırma proje ve yayın üretmek. Medeniyet sosyal içerikli bir kavram olsa da çok disiplinli bir yapıya sahip şuanda toplam 12 tane birimimiz var dil ve edebiyat, iktisat, İstanbul araştırmaları, sanat, arkeoloji, sivil toplum, teknoloji, tarih ve toplum araştırmalarına kadar toplam 12 temel birimimiz var bunların sayısı giderek artıyor. İlk önemli etkinliğimiz uluslar arası medeniyet kongresi olacak. Biz medeniyeti sadece tarih olarak görmüyoruz tarih kadar gelecek, batı medeniyeti kadar diğer medeniyetler olarak görüyoruz.’’

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Medeniyet Araştırmaları Merkezi'nde Müdür Yardımcısı Doç. Dr. İbrahim Güran Yumuşak da, İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nin ilk kitabı: "Gelibolu: Tarih, Efsane ve Anı" isimli kitap hakkında bilgiler verdi. 

Yumuşak "İstanbul medeniyet araştırmaları merkezinin ilk yayını olan Gelibolu tarih, efsane ve anı isimli kitabı bugün itibarıyla bilim camiasına sunmuş bulunuyoruz" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"2012 yılında yapılan 3. Uluslar arası Gelibolu Sempozyumu’nda sunulan 43 bildiriden oluşuyor kitabımız. Başta Türkiye’ den olmak üzere Yeni Zelanda, İngiltere ve Kanada dan çeşitli akademisyenlerin sunduğu çok uluslu ve çok dilli bir kitap. Bu kitabın en önemli özelliği multidisipliner olması yani başta tarih olmak üzere edebiyat, sanat ve arkeoloji ve bir çok alanda Gelibolu savaşıyla alakalı çalışma yapan akademisyenlerin bu kitapta yayınları,bölümleri, makaleleri bulunuyor. Merkezimizin ilk yayını olan bu kitabı bütün üniversitelerin kütüphanelerine ve ilgili akademisyenlere göndereceğiz" dedi.