BIST 10.674
DOLAR 32,18
EURO 34,93
ALTIN 2.423,46
HABER /  GÜNCEL

Mahkeme salonunda en acı ifade

Herşey gözünün önünde oluyordu... Babası annesini her gün dövüyordu... Şiddetli dayağa dayanamayan kadın ölünce babayı hapse attırmak küçük çocuğuna kaldı...

Abone ol

Adana'da eşi 43 yaşındaki Rubaşa D.’yi tabancayla başından kurşunlayıp, öldürdüğü iddiasıyla tutuklanıp, hakkında ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istenen 52 yaşındaki Ekrem D.’nin 11 yaşındaki oğlu Z.D., babasının sürekli annesini dövdüğünü söyleyerek şikayetçi olduğunu söyledi.

Olay, 8 Eylül’de Ova Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, emekli işçi Ekrem D. kendisini aldattığını düşündüğü 27 yıllık eşi Rubaşa D.’den bahçede giymek üzere aldığı çizmelerini sordu. Rubaşa D.’den “Onu dostuma verdim” cevabını alan Ekrem D. çılgına döndü.

Ekrem D., tabancayla eşini başından kurşunlayıp, ardından silahla polis merkezine gitti. Katil zanlısı, önce “Eşim intihar etti” dedi. Donra da onu kendisinin öldürdüğünü itiraf etti.

‘Yakın akrabayı öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış ömürboyu hapis cezası istemiyle dava açılan tutuklu Ekrem D.'nin yargılanmasına 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Eşinden ‘Evlendim’ dediği kişinin adını öğrenmek için silahı doğrulttuğunu ve bu sırada koluna vurunca silahın ateş aldığını ileri süren Ekrem D., “Ben aramızdaki sorunun halledilebilmesi için eşimin babasıyla bizi barıştırmasını istedim. Ancak eşim bunu kabul etmedi ve kendisinin başka biriyle olduğunu söyledi. Benim bazı eşyalarım kaybolmuştu. Karıma onları sorduğumda birlikte olduğu kişiye verdiğini söyledi. Hatta çizmelerimi bile aynı kişiye vermiş. Korkutmak için bana ait kasada bulunan tabancayı çıkarıp ayaklarına doğrulttum. Ancak karım tabanca olan elimi tutup vurunca tabanca aniden patladı ve mermi karımın başına isabet etti. Polis merkezine gidip önce karımın intihar ettiğini söyledim. Ancak daha sonra vicdan azabı çekip bu olayı benim gerçekleştirdiğimi anlattım” dedi.

Olayın ardından şuurunu kaybettiğini ileri süren Ekrem D., “Ben olaydan sonra 2 ay kendime gelemedim. Şuurum yerinde değildi. Soruşturma aşamasında karımın olay sırasında koluma tutup vurduğunu da olayın şokundan söylememiş olabilirim. Karımın kolumu tutup vurduğunu cezadan kurtulmak amacıyla söylemiyorum” diye konuştu.

Sanığın 11 yaşındaki oğlu Z.D. de babasının yalan söylediğini ileri sürerek “Ben olay sırasında markete dondurma almaya gitmiştim. Eve döndüğümde annem kanlar içinde yatıyordu. Hemen komşularımıza haber verdim. Babam evimize bakmaz, sadece patates alır getirirdi. Annem evden dışarı çıkmazdı ki başkasıyla bir ilişkisi olsun. Babamdan şikayetçiyim ve cezalandırılmasını istiyorum” dedi.

Mahkeme heyeti, sanığın diğer çocuklarının dinlenmesi için duruşmayı erteledi.

"KİMYA SINAVINDA VURULDU!"
BAŞLIKLI HABER DİĞER SAYFADA...
TIKLAYIN...

[PAGE]

Mersin'de bir lisede sınav sırasında başına “saçma” isabet eden kız öğrenci yaralandı.

Atatürk Lisesindeki 9-S sınıfında eğitim gören Zeynep Kal (16), kimya dersi sınavı sırasında pencereden gelen bir cismin başına isabet etmesi sonucu yaralandı.

Yaralı öğrenci, öğretmenleri tarafından Mersin Devlet Hastanesine kaldırıldı.

Zeynep Kal, başına dikiş atıldıktan sonra taburcu edilirken, Hastane yetkilileri, öğrencinin başına isabet eden sert cismin saçma olduğunun belirlendiğini bildirdiler.

Yetkililer, konuyla ilgili öğrenci ile ailesinin ifadesine başvurulduğunu, soruşturmanın sürdürüldüğünü bildirdiler.

"GELİN DUL OLUNCA AİLE İSTEMEDİ VE..."
BAŞLIKLI HABER DİĞER SAYFADA...
TIKLAYIN...

[PAGE]

Eşinden şiddet gördüğü gerekçesiyle boşanan, 2 çocuk annesi, Gaziantepli, 31 yaşındaki Esra Koyuncu gönlünü kaptırdığı Veysel Taş ile evlenmek için geldiği Ağrı'da hayal kırıklığı yaşadı.

Sevdiği Veysel Taş'tan 3 aylık hamile olan Esra Koyuncu'ya Veysel Taş'ın babası ve yakınları, “Dul bir kadını eve gelin diye nasıl getirirsin?” diyerek tepki gösterdi. Evlilik izni alamayan Esra Koyuncu ile Veysel Taş çifti, ortada kaldı. Veysel Taş, “Tek isteğim başımızı sokabileceğimiz tek odalı bir evimizin olması” dedi.

Mahkeme kararı ile geçen Haziran ayında eşinden ayrılan ve İstanbul'da oturan ailesi ile birlikte oturmaya başlayan Esra Koyuncu, bir fabrikada iş bularak çalışmaya başladı. Esra Koyuncu, arkadaşları aracılığıyla yakın fabrikada çalışan 25 yaşındaki Veysel Taş ile tanıştı. 1 ay görüşen ve evlenmeye karar veren çifte, eşinden yeni ayrılan Esra Koyuncu'nun ailesinden izin çıkmadı. Veysel Taş, dini nikahla evlendiği Koyuncu'yu kaçırdı.

Esra ve Veysel yeni ev tutup bir fabrikada işe girerek çalışmaya başladı. Esra Koyuncu'nun ailesi tarafından yerleri tespit edilen çift töreye kurban gitmemek için çareyi Veysel Taş'ın memleketi olan Ağrı'ya kaçmakta buldu. 22 Kasım sabahı merkeze bağlı Aşağı Dörmeli Köyü'ndeki ailesinin yanına eşi ile birlikte gelen Veysel Taş'ın babası Aziz Taş, “Dul bir kadını evime gelin diye nasıl getirirsin?” diyerek sırt çevirdi. Çaresizlik içinde eşini alarak bir akrabalarının yanına giden Veysel Taş, boşanmış ve 2 çocuk annesi kadınla evlenmesine karşı çıktıkları için akrabaları tarafından da kabul edilmedi.



Büyük hayallerle sevdiği gençten 3 aylık hamile olan Esra Koyuncu, çektikleri bu sıkıntıdan bir gün kurtulup mutluluğu yakalayacaklarına inandığını söyledi. Evlendiği ilk günden itibaren şiddet gördüğü eşinden istemeyerek 2 çocuk dünyaya getirdiğini anlatan Esra Koyuncu, “Artık dayanacak gücüm yoktu. Mahkemeye gidip tek celsede boşandım. Bakamayacağım için iki çocuğumu eşime bıraktım. Ailemle yaşamaya başladım. Bu sırada iş bulup onlara yük olmamak istedim. Arkadaşlarımın tavsiyesi ile Veysel ile tanıştım. Kısa sürede birbirimize aşık olduk. Ama ne onun ailesi nede benim ailem bu evliliğe izin vermedi. Büyük umutlarla geldiğimiz Ağrı’da sokakta kaldık. Çoğu zaman yemek yiyemediğim için birkaç kez düşük tehlikesi geçirdim. Ama yaşadığımız tüm olaylara rağmen mutluluğu bulacağımıza inanıyorum” dedi.

Ölüm korkusu ile geldikleri Ağrı'da ailesinin bu evliliğe izin vermemesi nedeniyle sokakta kaldıklarını belirten Veysel Taş, şöyle dedi: “Mutluluğu bize çok gördüler. Kendime değil eşime çok üzülüyorum. Kendisi hamile ve geceleri benimle birlikte sokakta kalıyor. Tek isteğimiz başımızı sokacak tek odalı bir ev. Sonu ne olursa olsun aşkımı bırakmayacağım. Gerekirse ölüme birlikte gideriz.”

"PATLAYAN GAZOZ ŞİŞESİ AZ DAHA KÖR EDİYORDU"
BAŞLIKLI HABERİN DETAYI DİĞER SAYFADA...
TIKLAYIN...

[PAGE]

Bursa’da, gazoz şişesinin aniden patlaması sonucu fırlayan kapağın, bir gencin gözünde yüzde 70 görme kaybına yol açtığı iddia edildi.

Hamitler Mahallesi’nde yaşayan Anıl Dağlar (17) kendilerine ait bakkal dükkanına kolilerle gelen gazozları dolaba yerleştirirken bir şişenin aniden patladığını, sakınmaya çalışsa da fırlayan kapağın sağ gözüne çarptığını belirtti.

Dağlar, "Ne olduğunu anlamadım. O anda bayılmışım. Ayıldığımda kendimi hastanede buldum. Gözümde hasar oluştuğunu söylediler. Şu anda yüzde 70 görme kaybı bulunuyor. Ameliyatla olay yüzünden büyüyen göz bebeğim normale döndürülmeye çalışıldı. Halen sorun yaşıyorum. Mercekle görebiliyorum, ancak yine de net değil. Gözümdeki sorun yüzünden hayatım alt üst oldu" dedi.

Tedavi gördüğü hastanede doktorun gözündeki sorun yüzünden darbelerden korunması gerektiği yönünde uyarıda bulunduğunu dile getiren Dağlar, "Çok sevdiğim futboldan uzak kaldım. Bebek bile sevemiyorum. 6 ay gözümü korumam gerektiği için liseye devam edemiyorum. Şu anda psikolojik tedavi alıyorum" diye konuştu.

Anne Saniye Dağlar da, Bursa’da kurulu firmanın gazoz şişelerinde benzer patlamanın sık yaşandığını, olayın ardından dükkana gelen bir firma yetkilisinin para teklif ettiğini ileri sürdü.

Saniye Dağlar, olayla ilgili olarak polisin tutanak tuttuğunu ve savcılığa şikayette bulunduklarını dile getirerek, firmanın ceza almasını, oğlunun mağduriyetinin giderilmesini istediklerini vurguladı.

"KARDEŞİNİ ÇEKİÇLE BAŞINA VURARAK ÖLDÜRDÜ"
BAŞLIKLI HABER DİĞER SAYFADA...
TIKLAYIN...

[PAGE]

Beşiktaş'ta eve gelen 120 liralık telefon borcu yüzünden iki kardeş arasında çıkan kavgada Adil B. (34), kardeşi Ahmet B.'yi (33) başına çekiçle vurarak öldürdü. Polis tarafından gözaltına alınan Adil B. “Birlikte lokal işletiyorduk. Aramız zaten bozuktu. Eve gelen telefon borcu yüzünden tartışırken bir anda kendimi kaybettim” dedi.

Şair Nedim Caddesi üzerinde bulunan Şair Nedim Lokali'ni birlikte işleten Adil B. ve kardeşi Ahmet B., 5 Kasım günü işyerinde kavga etti. Görgü tanıklarının ifadelerine göre kavga sırasında Adil B., elindeki çekiçle kardeşinin başına vurdu. Çevreden yetişenler tarafından hastaneye kaldırılan Ahmet B. bir hafta yoğun bakımda kaldı. Ahmet B., Kurban Bayramı'nın 1. günü hayatını kaybetti.

Polis olayla ilgili soruşturma başlattı. Yaya olarak kaçan Ahmet B.’nin yakalanması için polis operasyon düzenledi. Bir akrabasının evinde saklandığı öğrenilen Ahmet B., dün sabah saatlerinde gözaltına alındı.

Cinayet Büro Amirliği'ne getirilen Ahmet B. kardeşiyle ortak olarak işlettikleri lokal yüzünden aralarında sık sık tartışma yaşandığını söyledi. Ahmet B., “Evlenmeden önce birlikte oturuyorduk. Telefon faturaları onun üzerineydi. Evlendikten sonra evden ayrıldı. Eve gelen 120 liralık telefon faturası yüzünden aramızda tartışma çıktı. Bana hakaret edince kendimi kaybettim. Şimdi yaptığıma çok pişmanım” dedi.

Poliste işlemleri tamamlanan Ahmet B. tutuklanarak cezaevine konuldu.

"GİDECEĞİN YERE GÖTÜRELİM DEDİLER TECAVÜZ ETTİLER"
BAŞLIKLI HABER DİĞER SAYFADA...
TIKLAYIN...

[PAGE]

Samsun'da dolmuş bekleyen 42 yaşındaki S.S.’yi “Gideceğin yere götürelim” diyerek otomobile alan ve tecavüz edip, cep telefonunu, parasını ve 2 altın yüzüğünü gasp etmek suçundan tutuklu yargılanan 4 sanık, suçlamaları kabul etmedi. S.S. ise 2 kişinin kendisine tecavüz ettiğini, diğerlerinin ise ellerini tuttuğunu söyledi.

İlkadım İlçesi Selahiye Mahallesi 100’üncü Yıl Bulvarı’nda geçen yıl Eylül ayında meydana gelen olayda, gece yarısı dolmuş bekleyen S.S.’nin yanında, 19 yaşındaki Fahrican G.’nin kullandığı 55 SL 523 plakalı otomobil durdu. “Gideceğin yere kadar götürelim” diyen sanığın davetini kabul eden S.S. otomobile bindi. Bir süre gittikten sonrada iddiaya göre arkadaşları 20 yaşındaki Utku Ş., 19 yaşındaki Tuncay T. ve 22 yaşındaki Ömer Ozan O.’yu arayarak bulundukları yerden aldı.

İddiaya göre daha sonra S.S.’yi Kadıköy Mahallesi’ndeki parka götüren sanıklardan Utku Ş. ile Fahrican G., kadına sırayla tecavüz ederken, diğer iki sanık da ellerini tutarak onlara yardım etti. Sanıklar daha sonra da S.S.’nin içinde 100 TL bulunan çantasını, cep telefonunu ve parmağındaki 2 altın yüzüğü aldı. Yaşadığı olaydan 2 gün sonra polise giden S.S. sanıklardan şikayetçi oldu. Yapılan araştırma sonucunda polis, 4 sanığı bir hafta sonra gözaltına aldı. Nöbetçi mahkemeye çıkarılan sanıklar tecavüz ve gasp suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılamalar sırasında Fahrican G., suçlamaları kabul etmeyerek, “Kendisi el edince ben de durdum. Arabada diğer sanıklar da vardı. Meydana gideceğini söyledi. Giderken ‘siz ne kadar yakışıklı gençlersiniz’ diyerek sağımızı, solumuza ellemeye başladı. Hatta Utku’yu öptü. Aşırı derece de alkollüydü. Bir süre gezdikten sonra parka gittik. Orada önce Utku’yla ilişkiye girdi. Ardından beni çağırıp ilişkiye girdi. Diğer arkadaşlarımız o sırada parkta dolaşıyordu. Onlar hiçbir şey yapmadı. Daha sonra yola çıktık. Giderken ‘beni burada bırakın’ dedi. Biz de bıraktık. O gittikten sonra çantasını arabada bulduk ve çöpe attık. Bir gün sonra arabada koltuğun altında cep telefonunu bulup Utku’ya verdim. Telefon kapalı olduğu için kendisine ulaşamadık. Zorla bir şey yapmadık. Bizden alkol almamızı ve para vermemizi istedi. İstediğini yapmayınca şikayet etti” dedi.

Utku Ş. de genç kadın ile onun rızasıyla ilişkiye girdiğini söyledi. Diğer iki sanık ise S.S.’ye ellerini bile sürmediklerini belirterek beraatlerini istedi.

Daha önceki duruşmaya katılan ve bir ilaç firmasında çalıştığını ifade eden S.S. ise kendisine tecavüz eden sanıklardan şikayetçi olduğunu, ancak ellerini tutan kişileri tam olarak hatırlamadığı için Tuncay T. ve Ömer Ozan O.’dan şikayetçi olmadığını söyledi. S.S. olay akşamı aşırı derece alkollü olduğunu belirterek, “Kendim de değildim. Önce Utku tecavüz etti. Daha sonra Fahrican benimle zorla ilişkiye girdi” dedi.

Cumhuriyet savcısı ise sanıklardan Utku Ş.’ye tecavüz, hürriyetten alıkoyma ve gasp suçlarından toplam 42 yıla kadar, Fahrican G.’ye tecavüz, hürriyetten alıkoymak suçlarından 35 yıla kadar, diğer iki sanığında bu suçlara yardımcı olmak suçlarından 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle cezalandırılmalarını istedi. Mahkeme, sanıkların ve avukatlarının son savunmalarını hazırlamaları için duruşmayı ertelendi.

"TÖREYE UYMADI, AĞABEYDEN 5 KURŞUN YEDİ"
BAŞLIKLI HABER DİĞER SAYFADA...
TIKLAYIN...

[PAGE]

Gaziantep'te yaşayan ve eşi tarafından kendisini aldattığı iddiasıyla Şanlıurfa'daki baba evine geri götürülen 1 çocuk annesi 21 yaşındaki G.A., iddiaya göre törelere aykırı davrandığı gerekçesiyle ağabeyi tarafından infaz edilmek istendi. 23 yaşındaki ağabey Cengiz Korkmaz tarafından tarafından tabancayla 5 el ateş edilen genç kadın, öldüğü düşüncesiyle dere yatağına atıldı. Vatandaşlar tarafından bulunan ve hastaneye kaldırılan G.A. yaşam mücadelesi verirken, kayıplara karışan ağabey ise her yerde aranıyor.

Önceki gün saat 23.00 sıralarında jandarmayı arayan bir kişi, Birecik'in Almaşar Köyü'nün dışındaki dere yatağında bir kadın cesedi bulunduğunu ihbar etti. İhbarın ardından olay yerine giden jandarmalar, kurumuş dere yatağında kanlar içerisinde buldukları genç kadının yaşadığını belirledi. Bu sırada olay yerinde toplananlar, üzerinden kimlik çıkmayan ağır yaralı kadının G.A. olduğunu söyledi. Genç kadın ambulansla götürüldüğü Birecik Devlet Hastanesi'nde yapılan ilk müdahalenin ardından hayati tehlikesi bulunduğu için Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne sevk edildi.

AĞABEY 'ÖLDÜ' DİYE BIRAKMIŞ

Genç kadın yaşam mücadelesi verirken, olayla ilgili soruşturma başlatan jandarma G.A.'nın aynı köyde yaşayan annesi Ayşe Korkmaz ve babası Dağıstan Korkmaz ile Gaziantep'te yaşayan eşi Hikmet A'nın ifadelerine başvurdu. Hikmet A., uzaktan akrabası olan G.A. ile iki yıl önce evlendiklerini ve bir oğulları bulunduğunu belirterek, "Eşim beni aldatıyordu. Bunu öğrenince deliye döndüm ve kendisini alıp köydeki baba evine bıraktım" dedi.

Hikmet A'nın ifadesi doğrultusunda jandarma bu kez genç kızın annesi Ayşe Korkmaz ve babası Dağıstan Korkmaz'ın ifadesine başvurdu. Kızlarının damatları tarafından bırakıldığı sırada evde olmadıklarını söyleyen anne ve babası, "Biz evde yoktuk. Oğlumuz Cengiz, kız kardeşini alıp dereye götürüp vurmuş. Eve geldiğimizde Cengiz bize, 'Kardeşim eniştemi aldatıyormuş. Töreye aykırı hareket etti, öldürüp dereye attım' dedi. Duyunca şaşkına döndük, sonra da jandarmalar gelip bizi aldı" diye konuştu.

YARALI KADINA POLİS KORUMASI

Yaşananların ardından güvenlik güçleri, kayıplara karışan Cengiz Korkmaz'ın yakalanması için çalışma başlattı. Gidebileceği adreslere düzenlenen operasyonlarda bulunamayan Korkmaz'ın yakalanması için çalışmalar sürdürülürken; ağabeyinin öldüğü düşüncesiyle bıraktığı G.A'nın tedavisine ise devam ediliyor. Tıp Fakültesi'nde tedavisi süren G.A'nın ikinci bir saldırıya uğrama ihtimaline karşı, hastanedeki odasının önünde sivil kadın polisler tarafından da nöbet tutularak, içeriye kimsenin girmesine izin verilmiyor.

Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.