BIST 10.471
DOLAR 32,77
EURO 35,09
ALTIN 2.457,99
HABER /  GÜNCEL

M sırasında ülkücüler L sırasında solcular

12 Eylül'ün döneminin astığı ülkücüler mezarlığın M sırasında yatıyor, solcular ise L sırasında...

Abone ol

Karşıyaka Mezarlığı'nın L ve M sıraları darbe sokağı gibidir. Mustafa Pehlivanoğlu'nun üç mezar ötesinde yatar Necdet Adalı. 17 yaşında idam edilen Erdal Eren ise, onların iki sıra üstünde. Doğum tarihi, adı ve soyadından başka bir şeyin yer almaz mezartaşında. 12 Eylül'ün astığı ülkücüler mezarlığın M sırasında yatıyor, solcular ise L sırasında...

Gelin insana dokunan bu haberin gerisini Yeni Şafak'tan Abdülkadir Selvi'nin kaleminden okuyalım:

Adalılar türkü söyler, susar darağaçları, yazıyor Necdet Adalı'nın mezar taşında. Hani, o Ahmet Kaya'nın buğulu sesiyle, "Saçlarına yıldız düşmüş, koparma anne" dediği Necdet Adalı'nın. Hani, 12 Eylül'ün, henüz gençliğinin baharında ipe çektiği Necdet Adalı'nın. Türk bayrağı işlenmiş Mustafa Pehlivanoğlu'nun mezar taşına, "Vatan sağolsun" demiş. Hani, idama giderken yazdığı mektubu "Nişanlıma da selam eder, Cenab-ı Allah'ın mutlu bir yuva kurması için ona yardımcı olmasını dilerim" diye bitiren Mustafa'nın. Sadece doğum tarihi yazıyor Erdal Eren'in mezar taşında. 1961-Erdal Eren. Bilmeyene bir şey anlatmıyor, ancak bilenler için çok şey ifade ediyor bu tarih.Yaşı büyütülerek idam edilmiş Erdal Eren. Kayıtlara göre 23 Eylül 1964 doğumlu. Yani idam edildiğinde 16 yaşındaymış. Mezarlık kayıtlarına, "İdam" diye geçmeye utanmış olmalılar ki, "Havasızlık nedeniyle ölüm" notu düşülmüş.

DARBE SOKAĞI GİBİ

Karşıyaka Mezarlığı'nın L sırası sizlere bir şey anlatır mı bilmem. M ve E sıraları da sizlere hiçbir şey çağrıştırmıyor olabilir. İkinci kapısından içeri girdiğinizde hemen sağ tarafta yer alır L sırası. İkinci kapı ile üçüncü kapı arasında yer alır M sırası da... L ve M sıraları darbe sokağı gibidir. Pehlivanoğlu' nun üç mezar ötesinde yatar Necdet Adalı. Erdal Eren ise, onların iki sıra üstündedir. Doğum tarihi ile adı ve soyadından başka bir şeyin yer almadığı mezar taşıyla. 12 Eylül'ün astığı ülkücüler mezarlığın M sırasında yatıyor. Mustafa Pehlivanoğlu, Fikri Arıkan, Ali Bülent Okran... Birkaç yıl öncesine kadar bakımlı değilmiş mezarları. Alperenler mezarlarını yaptırıp, kırmızı bayrak işletmişler isimlerinin başına. 12 Eylül'ün astığı solcular da L sırasına defnedilmişler.

ÖLÜM ŞEKLİ 'AŞI'

"Eşitlik olsun diye bir sağdan bir soldan asan" Kenan Paşa emretmiş olmalı ki, mezar yerlerinde de eşit davranılmış gençlere. Aynı toprağı mezar edinmişler, Karşıyaka Mezarlığı'nda aynı ada üzerinde, yanyana parsellere gömülmüşler. Mustafa Pehlivanoğlu'na ölüm şekli olarak da "aşı" kaydı düşülmüş. Yine 'idam ettik' demeye utandıkları için herhalde.

'ASFİXİ' YA DA 'İDAM

12 Eylül döneminde idam edilenler için "Asfixi", yani "idam edilerek ölüm" kaydı düşülmüş. Herhalde daha kibar olunsun diye. 12 Mart'ta idam edilenler kayda ,"İdam" olarak geçmiş. Dün Karşıyaka Mezarlığı'ndaydım. Mezar taşlarının arasında idamın izini sürdüm. L sırasında darbenin astığı solcular, M ise, ülkücüler yatıyordu. Darbeler mezarlığı gibiydi adeta.

SABAH NAMAZINDAN SONRA YATMAK

İdam rüzgarlarının estiği hücrelerden gelen bir mahkum, "İdamlıklar sabah namazından sonra yatar" demişti bana. Bu sözün ne anlama geldiğini uzun süre anlamamıştım. "İdamlar sabah namazına doğru yapılır. Ezan okunduğu zaman sehpaya götürülmezse, hayatı o gün de bağışlanmış biri olarak rahat uyku uyur idamlık" diye anlatmıştı sözünün hikmetini. Ülkücülerden Fikri Arıkan o gün mahkemeye gitmişti. Karar duruşmasıydı. Hücredeki arkadaşları yolunu gözlüyorlardı. İçeriye girdiğinde verdiği ilk haberle önce sevinç dalgası oluştu. "Eyüp Özmen kurtuldu" demişti. Herkes Eyüp'ün boynuna sarıldı. Ama Eyüp durgundu. "Benimki idam" diye sözlerini sürdürdü Fikri Arıkan. Onun kaydına, "Asfixi" düşüldü, defnedildi Karşıyaka Mezarlığı'nda M-26 ada 571 numaralı parseldeki mezara.

KEFEN PARASI TOPLANDI

Halil Esendağ, Buca Cezaevi'nde idam edilmişti. Kefen parası toplanmış, ancak 20 kişiden yeterli para çıkmayınca, bir mahkumun evinden gelen temiz çarşaf yırtılarak kefen olarak dikilmişti. Cengiz Baktemur, idamına saatler kala, "Hocam son bir kez dini telkini tekrarlamak istiyorum" dedi. Hoca, "Bilmiyor musun" diye sorunca, "Biliyorum, ama eksiğim veya yanlışım varsa düzelteyim istiyorum" cevabını vermişti. Darağacına çıkarken bir bayrak bir de Kur'an-ı Kerim istemişti Baktemur.

"Şartlar olgunlaşsın diye bekledik ama, çok kan aktı" demişti 12 Eylül'ün mimarlarından Bedrettin Demirel Paşa. Şartların olgunlaşması için sağdan soldan 5 bin genç fidanımız kara toprağa düştü. Kurşunlara hedef olup ölenlerin yanı sıra, sakat kalanlar, cezaevlerini dolduranlar ise cabası. Şartları olgunlaştırıp, ihtilali kaçınılmaz kılmak için kullanılan gençler, ihtilalden sonra ya cezaevlerinde işkencelerde sakat bırakıldı ya da darağaçları layık görüldü onlara. Son durakları Karşıyaka Mezarlığı oldu o gençlerin.

DENİZ GEZMİŞLER L SIRASINDA

Birinci sigarası içiyordu Deniz Gezmiş. İdam kararı yüzüne okunup, son bir isteği olup olmadığı sorulduğunda, bir Samsun sigarası içmiş, bir de ailesine mektup yazdıktan sonra sehpaya doğru yürümüştü. Deniz Gezmiş'in babası ve ağabeyi görüş için geldikleri Ulucanlar Cezaevi'nde almışlar idam haberini. Hemen koşmuşlar karşıyaka Mezarlığı'na. Görevliler, "Yarım saate kadar taksi bulun bulamazsanız buraya gömeceksiniz" demişler.

Cemil Gezmiş anlatıyor o anları: "Ama yan yana gömemezsiniz dediler. Ben iyice bunaldım ve oradaki polislere 'Siz bunların dirilerinden korkuyordunuz ölülerinden de mi korkuyorsunuz' dedim. Aralarına ikişer mezar yeri koyduk öyle gömdük. Namaz saatini beklemek gibi bir olay olmadı. Beş kişiyle cenaze namazı kıldık kordon altında"

1 GÜN ÖNCE ALMANYA'YA UÇTU

12 Mart darbesini hazırlayanlardan İrfan Solmazer, cuntacı arkadaşı Erol Birbilik'e, "Sarp Kuray'ı, Deniz Gezmiş'i ihmal etmişsin, hiç temas kurmamışsın. Ama ben onlara İstanbul'da, Ankara'da mısır patlatır gibi bomba patlattırıyorum" demişti. 12 Mart'tan bir gün önce Almanya'ya uçtu İrfan Solmazer. Deniz Gezmiş'in payına idam sehpası düşerken, İrfan Solmazer birkaç yıl sonra büyük bir tır filosunun sahibi, uluslar arası ticaret yapan bir işadamı olarak dönecekti Almanya'dan. Onlar, darbelerini gerçekleştirmek için kullandılar bu gençleri. İdam sehpalarının üzerinden atlayarak, genç bedenlerin omuzlarında yükselerek oturdular koltuklarına. Son durakları ya cezaevi oldu o gençlerin ya da Karşıyaka Mezarlığı. L sırasını solculara, M sırasını ülkücü gençlere ayırdılar.

Başbakan'a teşekkür etti

Erdoğan'ın veda mektubunu yutkunarak okuduğu Mustafa Pehlivanoğlu'nun babası Necmi Fırtına, "Başbakan'a teşekkür ediyorum" dedi. 1980 sonrasında soyadını değiştirmek durumunda kalan Pehlivanoğlu ailesinin evinin zili üzerinde Necmi Fırtına yazıyor. Aile, oğullarının cezaevine konulması ve ölümüyle ilgili gazete ve televizyonlara açıklama yapmaktan kaçınıyor. Aradan geçen yıllara rağmen acısı taze olan Baba Fırtına, "Başbakan oğlunuz mektubunu okudu. Ne düşünüyorsunuz" sorusuna "Başbakan'a teşekkür ediyorum" cevabını vermekle yetindi.