Yakın dostlarına içini döken Lucescu, yönetime ve Serdar Bilgili'ye ateş püskürdü.
Abone olBeşiktaş’ta fırtınalar kopuyor.. Başkan Serdar Bilgili görevi bıraktı, Sinan Engin ve Feyyaz Uçar istifa etti.. Peki Lucescu ne yapacak? İşin aslına bakarsanız, Rumen Hoca da, (kulaklara fısıldananlara göre) fazla kalmayacak. Kalmayacak, çünkü Lucescu başarısızlıktaki tüm sorumluluğun kendi omuzlarına yüklendiğinin farkında. Romanya’daki yakın dostlarıyla dertleşen, bu konuda rahatsızlığını dile getiren Rumen hoca bakın onlara neler söyledi: Şampiyonlar Ligi’ndeki Chelsea maçını Romanya’da oynamak istedim. Ama yönetimi ikna edemedim. ‘Almanya’da oynayalım, para kazanacağız’ dediler. Ama benim için o an kazanacağımız para değil, takımım önemliydi. Bunları anlattım, bu kez, ‘Stadı dolduramayız’ dediler. Parayı ben veririm ‘Dolmayan tribünlerin parasını ben veririm’ dedim. İkna olmadılar. Beni dinlemediler. Sonunda İngilizlerin çok iyi tanıdığı bir ülkeye, Avrupa’nın göbeğine, Almanya’ya aldılar maçı. Adamlar istedikleri gibi geldiler, istedikleri gibi oynadılar ve istediklerini alıp gittiler. 3 kuruşluk hasılatı, Şampiyonlar Ligi’ndeki ikinci tura tercih ettik. Şimdi de benim, ‘Golcü oyuncu istemediğimi’ söylüyorlar. Evet, doğru söylüyorlar. Ama olayın bütününü anlatmıyorlar. Bana önerdikleri isimler, Avrupa’nın gerçekten çok önemli yıldızlarıydı. Ama benim elimde de İlhan Mansız gibi bir oyuncu vardı. Dünya Kupası’nda yıldızlaşan bir İlhan Mansız. Yönetime, ‘İlhan Mansız satılmadan bir oyuncu istemem’ dedim. Çünkü İlhan Beşiktaş’ın oyun sistemine uyan bir isimdi. Gelen yabancının ne olacağını bilmiyorduk. Belki uyum sağlayamazdı. Bunları düşündüm. Taksitleri ödeyin Ayrıca İlhan gibi bir yıldız varken, dünyanın parasını başka bir futbolcuya harcamak istemedim. Yöneticilere, ‘Bana oyuncu almayın. Oyuncu için ayırdığınız para ile futbolcuların primlerini, transfer taksitlerini ödeyin. O zaman daha iyi bir iş yapmış oluruz’ dedim. Tamamen kulübün menfaatlerini düşündüm. Şimdi beni suçluyorlar. Beşiktaş’a geldiğim günden bu yana, bir dedikoduya engel olamadım. İçeriden, dışarıdan herkes, ‘G.Saray’ı unutamadığımı’ söylüyordu. Ben bir kulüpten ayrıldığım zaman orada kalbimi bırakırım. Bu çalıştırdığım her takım için geçerli. G.Saray’dan ayrıldım ve o defter benim için kapandı. Türkiye’de sadece Beşiktaş’ta çalışırım artık. Beni çok üzdüler Bunu yönetime defalarca söyledim. Beni Beşiktaş yönetimi istedi, geldim, anlaştık ve çalışmaya başladık. Almanya’dan, İtalya’dan ve İngiltere’den çok teklif aldım. Ama Beşiktaş’ta yapacak çok işimiz vardı. Hiç birini kabul etmedim o tekliflerin. Ama, ‘G.Saray’la bağlarını koparamadı’ lafı beni çok üzdü. Beşiktaş’ta kimseyi üzmemek için elimden gelen çabayı harcadım. Yıldırım Demirören çok iyi dostumdu. Ama yanlış anlaşılır kaygısıyla görevden ayrıldıktan sonra bir kez bile görüşmedim onunla. Haşmet Kürüm, takımın herşeyiyle ilgilendi. Kimseyi şikayet edip arkasından konuşmadım. Önümüzdeki sezon için Prso ile anlaşmıştım. Bonservis parası ödemeden transfer edecektik. Ama kulüp içinde öyle bir olumsuz hava estirildi, öyle bir karambol yaratıldı ki, bu oyuncu da elimizden kaçtı gitti. Kaynak: habervitrini