BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  GÜNCEL

Kürtler bölünmeyi neden istemez?

Türkiye'nin en önemli sorunu terör. Oynanan oyunun neden tutmayacağını tek tek sıralayan CPP lireri Deniz Baykal, terörü önlemek için hükümete önerilerini de iletti.

Abone ol

- Bölücü terörün hortlamasını neye bağlıyorsunuz? - Türkiye'de, ulusal bütünlüğü bozmaya yönelik bir terör eylemi yürütülüyor. Son zamanlarda, bu konuda çok tehlikeli bazı gelişmeler ortaya çıkıyor. Konu devletin güvenlik güçleriyle terör örgütünün çatışması olmaktan çıkartılmaya, bir toplumsal çatışma düzeyine çekilmeye çalışılıyor. Bu çok tehlikeli bir tablo. Terör; sadece bir terör şebekesinin bir parçası olduğu bir olay olmaktan, sivil insanların, halkın neredeyse sahiplendiği bir konu haline dönüştürülmek isteniyor. - Dolaylı olarak federasyon talepleri var. Bunu nasıl yorumluyorsunuz? - Tarihsel süreç içinde, toplumumuzu oluşturan bütün kesimler artık iç içe geçmişlerdir. Artık birbirinden ayrılması, kopartılması olanaksız noktaya gelmiştir. Bugün toplumumuzu oluşturan etnik kimliklerin birbiriyle ilişkisi, ayrım yapma olasılığını ortadan kaldırmıştır. Kaynaşmışlardır. Son 85 yıl içinde Türkiye'de çok büyük iç göç hareketleri, şehirleşme süreci yaşandı. Evlilikler oldu. Ekonomik yapı değişti. Şirketler ortaya çıktı. Yeni ekonomik düzenler kendisini gösterdi. Bunun içinde yer alan etnik kesimlerin kimliği, Türkiye'de kimseyi hiç ilgilendirmedi. Ne siyasi partimiz, ne futbol takımı, ne şirket, ne banka, ne bir hukuk bürosu, çalışırken "Yahu bu hangi etnik kesimden?" diye bakmadı. 'KÖTÜLÜKLERİ BİLE PAYLAŞIYORUZ' Evlenirken, "Bizim kızı istedi, kim istedi? İyi ahlaklı mı, güvenilir mi, iyi bir insan mı, huzur içinde yaşayabilirler mi?", buna bakılırdı. Etnik kökene bakıp, "Buna kız vermem" diye bir şey, böyle bir uygulama yok. Daha geçenlerde Kürt kökenli bir milletvekili ile Karadenizli eski milletvekili Eyüp Aşık'ın oğlu evlendiler. Bu tür evlilikler yıllardır gidiyor. Kaçıncı kuşak bu. Yani Türkiye'de böyle bir ayrımı neye göre yapacaksınız? Herkese "Getir bakalım, nüfusun nereye kayıtlı?" mı diyeceğiz. Herkesi kayıtlı olduğu yere mi göndereceğiz. Bunun mantığı var mı? Bakın, parayı kim verirse Boğaz'da evi alıyor. Eğer istiyorsa, İstanbul'daki en güzel kızı da alıyor, mankenini de, ev kızını da, çalışan hanımları da. Kimseye evlenirken etnik köken sorulmuyor. Ya da başka bir şey. Türkiye'yi beraber paylaşıyoruz. Türkiye'deki etnik tablo, bankaları batıranlarda da aynen vardır. Ahlaksızlıksa, birlikte yapıyoruz. Yolsuzluksa, birlikte yapıyoruz. Güzellikleri de paylaşıyoruz, üçkağıtçılığı da paylaşıyoruz. Türkiye'yiz biz, hep beraber. Asırlardır bu böyle. Bundan sonra da böyle olacak. "Hayır bunu ayrıştıracağız artık" deyip, birisinin "Haydi evli evine, köylü köyüne" demesi, gibi bir şey olacak iş mi? Bunun aklı mantığı var mı? Bunu yapmaya kalkmanın yol açacağı kargaşayı, huzursuzluğu, mutsuzluğu, acıyı düşünebiliyor musunuz? Bu çıkmaz yol. Herkes aklından çıkartsın bunu. Bu felaket. - Silah sıkanlar, Kürt'lerin temsilcisi olduklarını iddia ediyor... - Eli silahlı olanlar, öbürlerinin temsilcisi değil. Onlar topluma ihanet eden insanlardır. Türkiye'nin barışına, çocukların geleceğine kurşun sıkan insanlardır. Olmayacak davaları Türkiye'nin başına sarmaya çalışan insanlardır. Onları mağlup edeceksin. Onların gözüne girmeye çalışmanın kimseye getireceği bir şey yok. Onları toplumda tecrit edeceksin. Halka sahip çıkacaksın, millete. Kürt kökenlisine de, diğer kökenlilere de, bütün millete sahip çıkacaksın. Hiçbir eli silahlı kesimi, milletin sözcüsü olarak kabul etmeyeceksin. - Bunlara karşı nasıl bir strateji izlenmeli? - Onları marjinalleştirmek lazım. Türkiye şimdiye kadar bunu yapıyordu. Bundan sonra da yapması lazım. Kürt kökenli insanların ezici çoğunluğu, hiçbir şekilde iç savaş istemez. Bir ayrıştırma, bölünme istemez. Böyle bir çatışma ortamının Türkiye'de ortaya çıkmasını kesinlikle istemez. Ama sanki onlar Türkiye'- deki tablonun bir parçası değil, bölücü örgüt Türkiye'nin bir parçasıymış gibi muhatap alırsanız, önemserseniz, onu tatmin etmeye kalkarsanız, işi onunla kotaracağınızı zannederseniz, yanılırsınız. İşi halkla kotaracaksınız. 'SİLAHLI GÜÇ TEK OLUR!' Şiddeti tecrit edeceksiniz. Etkisizleştireceksiniz. Halkın her dediği başım üstüne ama, şiddet yöntemini kullananları halkın temsilcisi diye kabul etmeyeceksiniz. Meşrulaştırmayacaksınız. Önemsemeyeceksiniz. Bu çatışma ortamından en çok rahatsızlık duyan, vatandaştır orada. Bir defa şunu bilelim. Bir ülkede, bir tane silahlı güç olur. Meşru tek silahlı güç. Eğer iki tane silahlı güç varsa, o ülkede huzur olmaz. Barış olmaz. Önce, bu ülkede meşru Silahlı Kuvvetler dışında şiddet kullanma uygulaması yapan bir silahlı gücün olmasını kabul etmiyoruz, etmemeliyiz... Kaynak Takvim Gazetesi.