BIST 10.400
DOLAR 32,23
EURO 34,95
ALTIN 2.412,19
HABER /  GÜNCEL

Kültürümüz antisosyal yetiştiriyor

Sürekli ‘sus, otur’ konuşma, gibi olumsuz emirler verilen çocuklarda, davranış bozuklukları, ortaya çıkıyor.

Abone ol

Prof. Dr. Orhan Doğan, sürekli ‘sus, konuşma, otur’ gibi olumsuz emirler verilen çocuklarda, davranış bozuklukları, antisosyal ve uyumsuz bir kişilik ortaya çıktığını belirterek, anne-babalara, ne çok otoriter ne de çok gevşek olmayan tatlı sert bir tutumu önerdi. Sıvas’ta, Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Orhan Doğan öncülüğünde, Doç. Dr. Haldun Sümer ve Uzman Dr. Erdal Erşan tarafından, 8 ilköğretim okulunda 1425 öğrenciyle gerçekleştirilen araştırma, çocuk yetiştirmenin önemini bir kez daha ortaya koydu. Araştırmaya göre, yaşları 6 ile 15 arasında değişen çocukların yüzde 11.5’inde “karşı gelme bozukluğu” var. Bu rahatsızlığın genel olarak görülme oranı ise yüzde 6. “Karşı gelme bozukluğu”nun yaygınlığı, erkek çocuklarda daha yüksek bulundu. En sık görülen belirtileri de “çoğu zaman alıngan, çabuk darılma ya da başkalarınca kolay kızdırılma”, “çoğu zaman içerlemiş, kızgın ve gücenik olma” ile “sık sık büyüklerle tartışmaya girme” oluşturdu. ‘Kültürümüzden kaynaklanıyor Prof. Dr. Doğan, “karşı gelme bozukluğu”nun daha çok ergenlik çağında kendini gösterdiğini anlatarak, şunları söyledi: ” Bence oran farkı, çocuk yetiştirmeden ve kültürümüzden kaynaklanıyor. Biz çocuklara sürekli ‘sus, konuşma, otur’ gibi olumsuz emirler veriyoruz. Böylece pısırık, çekingen, insan ilişkilerinde yetersiz, duygu ve düşüncelerini ortaya koyamayan çocuklar yetişiyor. Sürekli böyle davranılan çocuk içine kapanır, insanlara karşı güvensizlik oluşur. Bu devam ettiği zaman da davranış bozuklukları, antisosyal kişilik ve uyumsuz bir insan ortaya çıkar. Bunların insan ilişkileri bozuk olur, ileride de işlerinde başarılı olamazlar.” Rahatsızlığın “okul kaynaklı” da olabileceğine işaret eden Prof. Dr. Doğan, aile, okul ve arkadaş ilişkilerinin çok önemli olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Orhan Doğan, “Çocuk, ailede ya da okulda duygu ve düşüncelerini çekinmeden ortaya koyabilmeli. Çocuklara karşı tatlı sert olunmalı, yani ne çok otoriter, ne de çok gevşek” diye konuştu.