BIST 11.194
DOLAR 42,59
EURO 49,83
ALTIN 5.788,56
HABER /  GÜNCEL

Kriz ben geliyorum demiş

Konfeksiyon sektörünün yaşadığı krizin sinyali 2004 yılındaki kumaş ihracat artışıyla kendini göstermiş.

Abone ol

Türkiye'de tekstilin, ağırlıklı olarak da konfeksiyon sektörünün yaşadığı sıkıntının 2004 yılında kumaş ihracatındaki artışla ''geliyorum'' sinyali vermeye başladığı, ancak önlem alınmamasının sorunu derinleştirdiği bildirildi.

Adana Sanayici ve İşadamları Derneği (ADSİAD) Başkan Yardımcısı ve üretiminin tamamını Norveç ve İngiltere'ye ihraç eden Anadolu Konfeksiyon Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Erol Yakıcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son günlerde seslerini duyurmak için gazetelere sayfa sayfa ilan vermek zorunda kalan tekstilcilere çok geç de olsa kulak verilmesi gerektiğini kaydetti.

Yakıcı, 2004 yılında kumaş ihracatında görülen artışın konfeksiyonda bugün yaşanan krizi 2 yıl öncesinden haber verdiğine dikkat çekerek, şunları söyledi:

''2001'de Romanya'ya yapılan kumaş ihracatı 84 milyon dolar iken 2004 sonu itibarıyla 308 milyon dolara, Polonya'ya yapılan kumaş ihracatı ise 67 milyon dolardan aynı dönemde 181 milyon dolara yükselmiştir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Tarihte hiç kumaş ihracatı yapılmamış ülkelere bile kumaş gönderilmeye başlamasının nedeninin katma değeri yüksek hazır giyim üretiminin ülkemizden bu ülkelere gittiğini açıkça ortaya koyuyordu. Bu benim ülkemdeki konfeksiyon üretiminde çalışanların işlerini kaybettiklerini gösteriyordu. Bunun nedenlerini bir an önce ortadan kaldırılmak yerine sorun ötelendi, üstü örtüldü. Bu yetmiyor gibi konfeksiyonun ardından kumuş ihracatında da azalma görüldü.''

''BEN GELİYORUM'' DEDİ..

Yakıcı, Akdeniz İhracatçı Birlikleri verilerine göre, tekstil ve hammaddeleri ihracatının 2006'nın Ocak ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11, hazır giyim ve konfeksiyon ihracatında ise yüzde 17 oranında azaldığını ifade ederek, ''Bu azalmayı uzun tatile ve kötü hava şartlarına bağlayanlar maalesef (ben geliyorum) diyen  krizi yine göremediler ve tedbir almadılar'' dedi.

Tekstil ve konfeksiyon sektörünün diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de gerek üretim ve istihdama katkısı ve gerekse ihracat yoluyla döviz kazandırması nedeniyle yıllardır lokomotif sektör olma özelliğini sürdürdüğünü belirten Yakıcı, şunları kaydetti:

''Son yıllarda ihracat artış hızında göreceli olarak bir azalma söz konusu olup tekstil ve konfeksiyon ihracatımız 2004-2005 yılı arasında ancak yüzde 1 gibi düşük bir artış gösterebilmiştir. Ancak, tüm olumsuz koşullara rağmen 2005 yılında da toplam ihracat içindeki yüzde 23.84'lük payla tekstil ve konfeksiyon sektörü lokomotif sektör özelliğini sürdürmüştür.''

KRİZİ HAZIRLAYAN FAKTÖRLER

Yakıcı, dünya fiyatlarının üzerinde seyreden yüksek enerji  fiyatları, istihdam üzerindeki çok ağır ve haksız vergi ve sosyal güvenlik yükünün tekstilin sorunlarının başında yer aldığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Bunların yanı sıra, sürekli olarak ve suni bir şekilde  değerlenen Türk Lirası, başta Çin olmak üzere Uzakdoğu ve Asya ülkelerinde sosyal güvenlik uygulamalarının keyfiliği, bu ülkelerdeki işçilik maliyetlerinin Türkiye'ye kıyasla neredeyse 4-6 misli düşük olması, ülkemiz tekstil ve konfeksiyon üreticilerinin uluslararası pazarlardaki rekabet şansını azaltmıştır.''