BIST 10.471
DOLAR 32,85
EURO 35,19
ALTIN 2.449,21
HABER /  GÜNCEL

Kredinin yarısı batıklara gidecek

8,5 milyar dolarlık ABD yardımının kamu bankalarının tahsili gecikmiş alacaklarının ertelenmesinde kullanılacağı açıklandı.

Abone ol

Devlet bankalarının mali yapılarının güçlendirilmesine yönelik çalışmalara hız verdiklerini kaydeden Sayın, önceki dönemlere ait borçların tasfiyesi için büyük çaba harcadıklarını ifade etti. Sayın, Zaman’a yaptığı açıklamada, Ziraat Bankası, Halkbank ve tasfiye edilen Emlakbank’tan büyük çoğunluğu siyasi baskılarla verilen yaklaşık 6 katrilyonluk (4,8 milyar dolar) kredinin tahsil edilemediğini kaydetti: “Biz artık kamu sermayeli bankaların borçlarının kâğıtlarla kapatılıp, kârlarının yine devlet kâğıtlarıyla şişirildiği dönemlerin kapanması gerektiğine inanıyoruz.” TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu’nun raporuna göre kamu bankalarının kullandırdığı usulsüz veya batık kredi tutarı 2003 başı itibariyle 6 katrilyon liraya ulaştı. Raporda usulsüz ve özensiz kredi işlemlerinin özellikle 1998 başından itibaren hız kazandığı vurgulandı. Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu, kamu bankaları içinde en çok ‘borç takılan’ kamu bankasının Halkbank olduğunu belirledi. Son beş yılda batık kredi miktarı sürekli büyüyen bankanın takipteki alacaklarının birikmiş faizleriyle birlikte 3,5 katrilyonu aştığı tahmin ediliyor. Bu bankayı tasfiye edilen Emlakbank ve Ziraat Bankası takip ediyor. Kamu bankalarından kredi çekip geri ödemeyen isimlerin başında Murat Demirel, Ahmet Aydın, Korkmaz Yiğit, Abdülkadir Uslu, Bülent Eyilik, Besim Tibuk, Ali Balkaner, Halis Toprak, Kamuran Çörtük ve Ceylan ailesi geliyor. Devletin sürekli borçlu olmasının beraberinde yüksek faiz riskini getirdiğini hatırlatan Zeki Sayın, faizlerin yüksek olduğu bir ülkede sanayi ve tarım kesiminin üretim yapmaktan kaçındığına dikkat çekti. Kamu bankalarının sorunlu mali yapılarının da faizlerin yükselmesine sebebiyet verdiğini kaydeden Sayın, uygulanan dikkatli ekonomi politikaları neticesinde hem kamu bankalarının zararlarının hem de faizlerin düşmeye başladığını hatırlattı. Faizlerdeki düşüşe rağmen tarım ve sanayi kesimi için hâlâ oranların yüksek olduğunu vurgulayan Sayın sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün tarım kesimi için yüzde 45’lik rakamlar hâlâ çok yüksek yani çiftçi için banka kredisinin bir cazibesi yok, aynı durum sanayiciler için de geçerli tabii ki... Bu oranların acilen yıllık yüzde 35’ler hatta keşke mümkün olsa da yüzde 20’lere çekilmesi gerekiyor ki çiftçinin yeniden tarlaya dönmesi için cazibesi olsun...” Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası tarafından desteklenen ekonomik programın tavizsiz şekilde uygulanması sonucunda kamu bankalarının son birkaç yıllık dönem içinde ilk kez zarar etmeden yılı tamamlayacağını açıklayan Sayın, bunun önceki dönemlerdeki kamu bankalarının kasalarına yüksek faizli devlet tahvilleri konulmadan gerçekleştirilmesinin önemli bir başarı olduğuna dikkat çekti. “Biz prensipte aktif büyüklükte en üst sırada yer alan kamu bankalarının daha güçlü şekilde ve üstelik gerçek işleri olan kredi sağlamak ve sanayiyi destekleme misyonunu yerine getirmesi için çabalıyoruz.” diyen Sayın verimli çalışma, etkin yönetim ve siyaseti banka yönetiminden uzak tutma gibi düsturlarla bunu başaracaklarına inandıklarını söyledi. Sayın, kamu bankalarının durumunun uluslararası yatırımcılar tarafından Devlet Bakanı Ali Babacan’a sıkça sorulmasından da memnun olduklarını söyledi.