BIST 9.889
DOLAR 32,51
EURO 34,90
ALTIN 2.454,67

Koronada Ayrımcılık olmasın

Ülkemizde malum devlet okulları ve özel okullar kapatılırken aynı zamanda özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde aynı kararla kapatılmış ve çalışmalarına son verilmiştir.

Kovid-19’ Dünya genelinde ortaya koyduğu sendrom, sanki kıyamet hastalığı gibi insanların duygu durumlarında krizlere neden olmakta, strese bağlı kaygı bozukluklarını ortaya koyarken, aynı zamanda ekonomik belirsizlikle bağlı travmalara neden olmaktadır.

Yaşanan durum sadece Türkiye ye ait bir durum olmayıp, dünyanın birçok kıtasında yüzlerce ülkeyi ilgilendiren mücbir afet diyebileceğimiz, dünya genelinde yayılımı olan, herkesi tehdit eden bir durumdur.

Ülkemiz bu sorun karşısında erken başlattığı önlem ve tedbirlerle hastalığın ülkemize gelişini geciktirse de küresel iletişim ve ulaşım ağından nasibini almış, gün itibariyle dışarıdan gelen hastalarla virüse bulaşmış durumdayız.

Doğal olarak vakaların ortaya çıkması ve yayılımı konusunda tam kontrolün sağlanamayacağı için bir dizi önlemler alınmış, Toplu birlikte olunan alanlarda çeşitli kısıtlamalara gidilmiş, yapılan izolasyon tedbirleriyle 14 Mart itibariyle bazı kurum ve kuruluşlarda kapanma kararları alınmıştır.

Bugün itibariyle tüm Türkiye olarak korona salgınının engellenmesi hususunda bireysel tedbirlerin yanında iş yerleri açısından kontrol sistemlerini çalıştırmamız elzemdi.

Tüm Dünyada çeşitli önlemler alınmış, alınan önlemler sonucunda sosyal ve ekonomik anlamda etkilerin azaltılması için sosyal devlet açısından ek önlemler alınmıştır. Önlemler halka deklere edilmiş, bu açıklamaların anlamı aslında hastalıkla savaşacak halkının birtakım kaygılarını ve ekonomik belirsizliklerine ortadan kaldırmaktır.

Özellikle Fransa’nın, İngiltere’nin bu süreçte ekonomik kayba uğrayan işveren ve çalışanlara yönelik destek ve tedbirleri takdire şayandır.

Ülkemizde malum devlet okulları ve özel okullar kapatılırken aynı zamanda özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde aynı kararla kapatılmış ve çalışmalarına son verilmiştir.

Devlet okullarında öğretmenler idari izinli sayılıp çalışan meslek elemanları aylık maaş larını almaya devem ederken, özel okullarda ve kurslarda zaten önceden özel öğrenci ücretlerini ailelerden tahsil ettikleri için herhangi bir sıkıntı beklenmemektir.

Ne var ki, işvereni devlet olan Özel Eğitim ve Rehabilitasyon merkezlerinin ve çalışanlarının durumu büyük bir bilmece

Özel eğitime muhtaç öğrencilerin ödeneklerini çıkaran milli eğitim bakanlığıdır, yani bu kurumların işvereni milli eğitim bakanlığı olduğu halde bu kurumlarda çalışan meslek elemanlarının akıbeti konusunda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır gerek kurucuları gerekse kurumlarda çalışanları korona haricinde ayrı bir korku sarmıştır. Ölmezsek ne olacağız.

Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde çalışanları idari izinli olarak saydığı belli olmayan Milli Eğitimin Bakanlığının ilgili Birimi, çalışanların özlük hakları konusunda ÇİMER üzerinden sorulan sorulara, muhatabın özel eğitim merkezleri olduğunu beyan edip, topu taca atmaktadırlar.

Konuyla ilgili olarak gerek çalışanlar gerekse işletmecilerle görüştüğümde durumun ciddi sıkıntılı bir süreç gideceği aşikardır.

çalışan idari izinli mi, değil mi

İşletmeciler: Ben kiramın ve diğer giderlerin derdine düşmüşüm, öğrenci gelmiyorsa, devlet ödenek vermeyecekse nasıl işin içinden çıkacağım, bizim iş verenimiz Milli Eğitim Bakanlığı ve iş durduran Devlet, ben eğer özel bir kurumsam benim adıma çalışana nasıl idari izinli sayabilir. Ben diğer özel işletmeler gibi iş kanunu hükümlerini uygulamama engel oluyorsa, o zaman kendi idari izinli Öğretmenleriyle, kurumlarımızda çalışan personellide aynı hak ve alacağa sahip olmaları sağlamalı ve gereğini yapmalıdır.

Yok çalışanlar idari izinli değilse kurumlara ve çalışanlara rehber olmalıdır.

Çalışanlar: Biz milli eğitim bakanlığından ataması olan ve bakanlık bünyesinde özel kurumlarda olsa da kamu hizmeti yürütmekteyiz, binlerce çalışan olarak süresi belli olmayan bu süreçte bizim özlük haklarımız ne olacak. Ücretsiz izini kabul etmiyoruz. Bizde milli eğitim bakanlığının çalışanı sayılırız.

Kısacası bu durumda tek gerçek var bu duruma ne kurucular nede çalışanlar dayanabilir.

Bu konuda benim bir fikrim var.

Gerek kurucuları gerekse çalışanları rahatlatacak bir fikir.

Devlet zaten bu ödenekleri hazırlamış, yıllık bütçelerine dahil edilmiştir. Mali olarak bütçesini yapmış Eğitim ve Rehabilitasyon ücretlerini hizmet devam edebilseydi ödeyecekti, ta ki korona krizi çıkana kadar.

Millî Eğitim Bakanlığı kurumlara ilerde telafi koşuluyla bir ay önceki hak edişleri kadar ek ödenek versin, personel telafi yaptıkça ders saati üzerinden ücretlerini alsın.

Ya da Devlet her kurumun ödeneğini bir ay önceki hak edişlere göre yapsın, yaptığı bu ödeneği mücbir sebeplere bağlı teşvik olarak ödesin, kenara yazsın

 Komşunun komşuya ihtiyacı olduğu günümüzde, yaşanan sağlık krizi yanında sosyal krizlere yol açmamalıyız.

Gerek çalışanlar gerekse kurum sahipleri açısından bu durum önem arz etmekte olup bürokratik anlayış la değil sosyal devlet anlayışıyla çözümlenecek bu durumu önemsemeliyiz.

Her konuda öncelikli durum tespit edip önlem alabilen iradenin bu konuda duyarlı olup gereğini yapacağına inancım tamdır.

Devletin yapması gereken toplumsal hizmeti sırtlayan kurucusuyla çalışanıyla binleri bulan sektöre acil çözümü sağlayacağına inancım tamdır.