BIST 9.916
DOLAR 32,46
EURO 34,87
ALTIN 2.433,75
HABER /  GÜNCEL

Kobani, ABD ve Türkiye arasında 'fay hattı oldu'

Washington'dan gazeteci İlhan Tanır, Kobani krizinin ABD'de nasıl görüldüğünü ve krizin ABD ile Türkiye arasındaki ilişkileri nasıl etkilediğini BBC Türkçe için araştırdı.

Abone ol

Birçok ABD'li, Suriye'nin Türkiye sınırındaki görece küçük bir şehir olan Kobani'deki gelişmeleri, ana akım haber kanalları ve ülkedeki büyük gazetelerin yoğun bir şekilde ilgi göstermesi nedeniyle yakından izliyor.

2012 yazından beri dünyanın en eski şehirlerinden biri olan Halep'te çatışmaların devam etmesine rağmen, Halep'in bu dönem içinde yaşadığı yıkımın ABD haber kanallarından gördüğü ilgi, Kobani'yle karşılaştırıldığında küçük bir detay gibi kalıyor.

'Kobani abartılmıyor'

ABD'nin başkenti Washington'da Suriye konusunda uzmanlığıyla son yıllarda öne çıkmış isimlerden biri olan, ABD Barış Enstitüsü (USIP) Çatışma Araştırmaları Bölümü Başkan Yardımcısı Dr. Steven Heydemann'a göre Kobani'nin bu kadar ilgi görmesinin en önemli nedeni, 'buradaki olası zaferinin, IŞİD için etki, prestij ve Türkiye'ye ulaşımı kolaylaştıracak olmasından dolayı stratejik bir çatışma' olması.

BBC Türkçe'ye konuşan Heydemann, bu nedenle 'Kobani'nin önemi abartılmıyor' diyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın kamu işlerinden sorumlu bakan yardımcılığı ve aynı zamanda bakanlığın sözcülüğü görevini 2011 yılının Mart ayına kadar yapmış olan Philip J. Crowley'e göre ise, "Kobani, kendi başına ve yeri itibariyle stratejik bir yer olarak görülemez".

BBC Türkçe'ye görüş bildiren Crowley'ye göre, Kobani'nin stratejik öneme sahip hale gelmesinin nedeni ise 'Kobani'nin koalisyon stratejisinin çalışıp çalışmadığını ve koalisyon üyelerinin ortak hedefler çevresinde buluşup buluşamadığını gösteriyor olması'.

Bakanlıktan ayrıldıktan sonra George Washington Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olan Crowley'e göre, ortada IŞİD'in ciddi bir tehdit olduğu konusunda fikir birliği sözkonusu olsa da, bu örgütü yenmek için izlenmesi gereken uygun strateji konseptleri hakkında ciddi farklılıklar var'.

'ABD, sınır kontrolü ile ilgili endişeli'

Suriye muhalefetinin Beşar Esad sonrası dönem için hazırladığı 'the day after' projesinin kıdemli danışmanı olarak geçtiğimiz yıllarda farklı birçok Suriyeli muhalif grupla çalışmış olan Dr. Heydemann, Kobani'deki krize yaklaşımdaki farklılıkların, ABD-Türkiye ilişkilerinde 'fay hattı' haline geldiğini düşünüyor.

Son dönemde ABD'li yetkililer, 'Türkiye'nin Suriye ile olan sınırının kontrolü ve yabancı cihatçıların sınırdan geçerek IŞİD'e katılımını önlemesi konusunda yetersiz kaldığını' belirterek rahatsızlık ve endişelerini kamuoyu paylaştılar.

'Türkiye IŞİD'le doğrudan mücadelede tereddüt ediyor algısı da', Türkiye'nin Suriye politikasının ABD ile ayrıştığı fikrini Batı'da daha da güçlendirdi.

'Suriye yönetimini devirme konusunda yaklaşım farklılığı var'

Heydemann'a göre, bunların yanısıra iki ülke arasında Suriye'deki yönetimin nasıl değişeceğine yönelik yaklaşımıda da farklılık var.

Heydemann, 'ABD'nin Suriye'de Esad rejimi unsurları dahil olmak üzere, geniş kesimlerden temsilcilerle birlikte müzakereli bir siyasi çözümü tek ve son çözüm yolu' olarak görürken, Türkiye'nin ise 'gerekirse askeri müdahaleye de giderek Esad'ı koltuğundan etmeyi' savunduğunu belirtiyor.

Bütün bunların üstünde de Türkiye'nin istediği uçuşa yasak bölge ve güvenli bölge şartlarında da Washington ve Ankara'nın anlaşmazlığı var.

Suriye krizi ile ilgili 2011 yılından beri birçok önemli analiz kaleme alan Heydemann; Kobani krizinin, Suriye politikası hakkında iki tarafın sahip olduğu politika farklılıklarını 'günyüzüne çıkarıcı' bir fonksiyon üstlendiğini söylüyor ve Kobani'ye nasıl müdahele edilmesi gerektiği tartışmasının da Washington ile Ankara arasındaki ilişkilerde 'ertelenemez bir konu haline geldiğini' savunuyor.

Obama yönetiminin Suriye'deki değişimden sorumlu büyükelçi olup, ABD Dışişleri Bakanlığı'nda Suriye politikasını koordine etmekten sorumlu isim olarak 2012 yılının sonuna kadar görev yapan Fred Hof ise Kobani'nin ABD kamuoyunda, şehrin PKK veya PYD tarafından korunmasından ziyade, 'insani açıdan yaşanan felaket yönü ile ilgi çektiğini' söylüyor.

'Esad varoldukça, IŞİD bitmez'

BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Hof, ABD Dışişleri Bakanlığı'ndaki 'Suriye yetkilisi' görevinden ayrıldığından beri Obama yönetiminin Suriye politikası hakkında ağır eleştiri yazıları yazıyor.

Başkentteki Atlantic Council adlı düşünce kuruluşundaki Rafik Hariri Center'de uzman olarak görev yapan Hof, 'Suriye isyanının başlangıcından beri Esad rejiminin, ulusal muhalefeti yok etme ve yerine tümüyle terörist bir örgüt kurma' stratejisini izlediğini söylüyor.

Hof'a göre bu nedenle 'Esad rejimi varoldukça IŞİD'in yenilmesi imkansız'.

Hof'un bu yaklaşımı, Ankara'nın Suriye politikasındaki öncelikleri ile paralellik arzediyor.

Hof, Kobani konusunda ise Türkiye'nin hemen yanıbaşında bir afeti duyarsızca seyrettiği algısının hem Obama yönetimi hem de birçok ABD'li tarafından paylaşıldığını ve 'Türkiye'nin adım atmamasının ABD'de de merak edildiğini' söylüyor.