Kitap(çı) ve Kütüphane’de “nitelik olarak” iyi bir yerde miyiz?!...
De ki: “ Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer : 9)
Güncel:
1/ “Hükümette sürpriz bir değişikik yapıldı. Her iki Bakanımıza başarılar diliyoruz.”
2/ “Yurt dışında insanlığın ortak birikim ve değerlerini esas alarak, örgün, yaygın eğitim hizmetleri vermek ve geliştirmek amacıyla okul öncesi eğitimden, üniversite eğitimine kadar tüm eğitim süreçlerinde burs vermek, okul, eğitim kurumu ve yurt gibi tesisler açmak”, “Yurt içinde de dahil olmak üzere bu kurumlarda görev alabilecek eğitmenleri yetiştirmek, bilimsel araştırmalar ve araştırma, geliştirme çalışmaları yapmak, yayınlar, metotlar geliştirmek, faaliyet gösterdiği ülkenin mevzuatına uygun diğer eğitim faaliyetlerini yürütmek” amacıyla Türkiye Maarif Vakfı (28 Haziran 2016/Resmi Gazete) kurulmuştu…Geçtiğimiz Perşembe; atamalar/görevlendirmeler yapıldı…
Türkiye Maarif Vakfı Mütevelli Heyeti Üyeliklerine; Prof.Dr. Ayşen Gürcan, Prof.Dr. Birol Akgün, Prof.Dr. Cahit Bağcı, Selim Cerrah, Vakıf daimi üyeliklerine; Prof.Dr. A.E.Bilgili, Prof.Dr. Aşkın Asan, Osman Nuri Aktepe seçildi. Çoğu eski AK Parti MV/aday adayı olan üyelere başarılar diliyoruz.”
Hatırlatma: "İnnallâhe ye'murukum en tueddû'l-emânâti ilâ ehlihâ ve izâ hakemtum beyne'n-nâsi en tahkumû bi'l-adli..." (Allah size, mutlaka emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder.../ Nisâ, 4/58)
Kitap, Kütüphane ve okur…
Kitap okuma sayısının artması ile entelektüel bakışın, bilim/sanatın gelişeceğini ve kişilerin “ben” duygusundan “biz”e dönüşeceğini düşünenlerdenim. O nedenlede sürekli kütüphanelere gittiğimde, yetkililerle/ziyaretçilerle görüşüp bilgi alıyorum. 2009’da açılan İTÜ TMDK Ercümend Berker Kütüphanesi’ninde gittikçe geliştiğini görüyor, (ancak girişteki panoda rahmetli E.Berker’in –adının verilmesine rağmen- bir sözü yerine, emeği geçmemiş ilgisiz bir mezunun yazısının –içerikte yanlış- olması garip kaçıyor) kişisel olarak sürekli yayın desteği veriyorum.
Atatürk Kitaplığı ve Beyazıt Kütüphanesi’nin; öğrencilerin yoğun olarak uğradığı, cıvıl cıvıl bir yer olması insanı sevindiriyor. Aziz Nesin; "Ağzıma geleni değil, aklıma geleni söylerim" demiş… Bunun içinde kişinin kendisini geliştirmesi lazım. Çünkü, Sn. Nuran Yıldız’ın dediği gibi; “Aklın olmadığı yerde, ağız başroldedir..”
Buna rağmen görülüyor ki, aşağıdaki araştırma da sonuçlar iyi değil. Üstelik İstanbul böyle ise gerisini düşünmek istemiyoruz. Bu konuda edebiyat, Türkçe öğretmenlerimize önemli görevler düşüyor. Ödevleri, internet sitelerindeki hazır yerlerden alıp kopya edenleri kesinlikle kabul etmemeli, öğrencileri okumaya sevk etmelidirler. Ayrıca,öğrencinin; neyi?, nerde?, nasıl? bulacağının yöntemi de öğretilmeli, bir kitap okumanın, evde kitaplık oluşturmanın ufku açacağı, ilerki hayatlarında kendilerine artı getireceğini anlatmaları lazım. Kitap ve kütüphane birbirine bağlı, ayrılmaz bir bütün…
Konu ile ilgili yazı linkim; (http://www.inter/sncumhurbaskaninin-4-milyonluk-kutuphane-ruyasi-1228036y.htm)
“Dünyadaki kültür tüketimi üzerine veriler toplayan World Cities Culture Forum’un açıkladığı istatistiklere göre İstanbul’da 100 bin kişiye 1 kitapçı düşüyor. Hong Kong'da 100 bin kişiye 21 kitapçı düşerken listede 18. sırada bulunan İstanbul'da, 100 bin kişiye 1 kitapçı düşüyor. Oranlamada en çok kitapçının olduğu diğer 5 metropol şöyle sıralanıyor: Taipei (17.6), Madrid (16), Şanghay (16), Toronto (13.9), New York (10). İstanbul, 100 bin kişiye düşen kütüphane sayısında da listede en son sırada kalan Dubai'yi (0.3) geçerek sondan ikinci oldu. Edinburgh'da 100 bin kişiye 60.5 kütüphane düşerken İstanbul'da 100 bin kişiye 0.4 kütüphane düşüyor. Oranlamada en çok kütüphanenin düştüğü metropoller Varşova (11.4), Brüksel (10), Paris (9.2), Seul (6), Şenzen (5.9) şeklinde sıralandı. Kütüphane sıralamasında da İstanbul'u geçen 5 metropol ise şöyle: Singapur (0.5), Roma (0.8), Taipei (1.8), New York (2.7), Sidney (3.3)”