BIST 9.530
DOLAR 32,52
EURO 34,88
ALTIN 2.485,93
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

Kılıçdaroğlu'ndan Metin Feyzioğlu'na destek

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Abone ol

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'ndan Başbakan'la Danıştay toplantısında tartışan Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'na, destek geldi. Kılıçdaroğlu'nun Başbakan'a sert sözlerle yüklendiği sırada salonda 'yuuuh' sesleri yükseldi.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından önemli satırbaşları:

"Ekonomi iyi durumda değil önce bunu bir görelim. Geçen hafta bu konuda çok somut rakamlar vermiştim. O rakamları tekrar sunacağım kredi kartı borcu alan vatandaşımızın sayısı 847 bin, ekonomi çok iyi durumumuz çok iyi her şey parlak diyen 3 milyon 81 bin kişi var demek ki bir sorunumuz var. 2003 yılında borç miktarı, 13 milyar lira. Vatandaş borç batağında, hali perişan hiç iyi değil. Fatura hep Ayşe hanıma çıkıyor çünkü onun tükettiği mal pahalılaşmış durumda. İkinci emekliye çıkıyor çünkü zam 3.3 oranında. emekli kardeşim senin bütün sorunlarına sahip çıkan kişiyim. Sana %3 zam verdiler enflasyon %5. Bu iktidar senden yana mı bu iktidar senden yanaysa git oyunu ver.

'MEMUR-SEN'LE HÜKÜMET MEMURLARA KUMPAS KURDU'

Üçüncü fatura asgari ücretlilere çıkıyor asgari ücretliler de bilsin ki fatura onlara çıkıyor.  Hükümet 'bize kumpas kurdular' diyor MEMUR-SEN'le hükümet memurlara kumpas kurdular bunun farkına varın.

Günümüzde devlet adamı kavramı var bu kavramı çok iyi bilmeliyiz. Devlet adamı kimdir devleti yöneten kişi olmalıdır. Dürüst olmalıdır devlet adamı paraları sıfırlayın dememelidir, öfkeyle kinle hareket etmemelidir bütün yurttaşları kucaklamalıdır. Acaba bu ülkeyi yönetenlerin devlet adamı kimliği var mı?

ŞEYH EDEBALİ'NİN ÖGÜDÜ

Devleti 700 yıl önce kuran Osman bey neleri miras bırakmış? Bir kaç metre bez, at için zırh takımı, bir tuzluk, bir kaşıklık, bir çizme, bir kaç sancak, bir sade kılıç, bir mızrah ve bir kaç da koyun. Şeyh Edebali Osman'a "Ey oğul beysin. Bundan sonra güceniklik bize, gönül almak sana. Acizlik bize, hoş görmek sana. Bundan sonra bölmek bize, bütünlemek sana. Ey oğul öfken aklını mağrur eder. Bu yüzden sabırlı ol. Bir bey sabretmesini bilmelidir. Cahiller arasındaki alime, zenginken fakir düşene, hatırlıyken itibarını kaybedene acı. Yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir. Nereden geldiğini bil ki gideceğin yeri unutma" diye öğütlemiştir. 

Kin ve öfkeyle devletin yönetilemeyeceğini dünya göstermiştir. Şimdi biz Şeyh Edebali'nin öğütlerini okuyoruz. Keşke herkes ondan gerekli dersleri alınabilmiş olsaydı. Keşke devleti yönetenler akılla mantıkla devleti yönetebilseydi. O zaman bunlar yaşanmazdı. 21. yüzyılda mutlak güç diye bir kavram yoktur artık, güçler ayrılığı ilkesi vardır. Yasama, yürütme yargı bunun üzerine inşa edilmiştir. Dördüncü güç, medya vardır. Akılla yönetilmeyen toplumlar ağır bedeller ödemişlerdir. Biz 21.yüzyılın Trükiye'sinde ağır bedeller ödemek istemiyoruz. Biz birinci sınıf demokrasi istiyoruz. Bu ülkenin insanı birinci sınıf demokrasi istiyor ve ona layıktır.

Siyasetçi her eleştiriyi dikkatlice dinlemek zorundadır. Biz akıllıca davranacağız eleştiriyi dikkatlice dinleyeceğiz. Eğer siz öfkeyle kalıp öfkeyle hareket ederseniz, bütün toplumu ateşe atmış olursunuz. Biz milletvekili dokunulmazlığına hep karşı çıktık. Kürsü dokunulmazlığına iktidar gerekli özeni gösteriyor mu?

'DEVLETİ YÖNETEN BİR DİKTATÖR BOZUNTUSU...'

Sayın Kamer Genç meclis kürsüsünde konuşurken onlardan birisi geldi bir omuz darbesiyle sesini kesmeye çalıştı. Bunun adı demokrasi değil arkadaşlar. Sözden korkulur mu düşünceden korkuyorlar. Kürsüde yapılan her konuşma saygıdeğer bir konuşmadır. Biz neden medya özgürlüğünü savunuyoruz temel amacı işte bu. Biz şimdi düşüncesini açıklayana tahammül edemiyoruz. 'Sen konuşamazsın' diyoruz. Kim söylüyor bunu? Devleti yöneten bir diktatör bozuntusu söylüyor. Bunu asla kabul edemeyiz. Bizi destekler desteklemez her düşünceye bizim saygımız var."

Danıştay'da kriz yaratan o anların öncesini anlatan Kılıçdaroğlu, "10 Mayıs Danıştay’ın 146. Kuruluş yıldönümü. Törene ben de gittim. Tören sırasında gittiğimde ön sırada oturan devlet ricali vardı. Ben de onlara merhaba dedim. Saygı içinde ayağa kalkıp tokalaştık. Bir kişiye de elimi uzattım. Hafif öne doğru eğildi ama ayağa kalkmadı. Olabilir. O onun saygısının ne anlama geldiğini gösterir. Bir şey demiyorum. Biraz sonra Genelkurmay Başkanı da içeri girdi. Baktım bu esas duruşa geçmiş. Elini uzatıyor, başını eğiyor. Beğenirsin beğenmezsin herkese saygı duymak zorundasın. Birinin önünde esas duruşa geçebiliyorsun ama eleştiriye tahammül edemiyorsun. İnsan kendi egosuna teslim olursa böyle manzaralar çıkar. Beğenirsiniz beğenmezsiniz ama herkes saygılı olmalıdır. Egosu bu kadar şişkin kişi nasıl topluma saygılı olacak?" dedi.

'DÜNYANIN EN CAHİL ADAMI'

Önce Danıştay Başkanı çıktı, sonra da Barolar Birliği Başkanı sayın Feyzioğlu çıktı. Konuşmanın sonlarına doğru baktım birisi koltuğunda duramıyor bir türlü. Sonra birden yanındakilerle konuşmaya başladı, ama her seferinde ses tonunu arttırarak. Sonra ayağa kalktı, kürsüde konuşan hatibe 'edepsizlik yapma' diye bir söz söyledi. (Bu sırada CHP'li vekiller Başbakan Erdoğan'ı yuhaladı) Devlet adamı demiştik değil mi? Şeyh Edebali'nin öğüdünü okumuştuk değil mi? Bi de bu arada bir tarihten bahseder. Tarihi de bilmiyor. Hayatımda gördüğüm dünyanın en cahil adamı.

İşte o anlar:

‘BUNU DUYUNCA KULAKLARIMA İNANAMADIM’

Konuşmada edebi aşan tek bir cümle yok. Bizi de eleştirdi muhalefet olarak. Biz de saygıyla dinledik, dinleyeceğiz. Arkadan daha büyük bir şey söyledi, söyledikleri için 'baştan aşağı yalan' dedi. Bunu duyunca kulaklarıma inanamadım. Hukukun üstünlüğü onun için baştan aşağı yalan tabi
AYM’de Başkan hukukun üstünlüğüne vurgu yaparsa, aynı benzer konuşmalar Danıştay’da da yapılırsa demek ki Türkiye’de bir sorun var 'Sen buna müdahale ediyorsun, hukukun üstünlüğü yok' diyorlar ama o buna tahammül edemiyor.

'FEYZİOĞLU'NUN SEÇİLMESİ MİLLETVEKİLLERİNDEN DEMOKRATİKDİR'

Anayasa mahkemesi başkanı hukukun üstünlüğüne atıfta bulunursa demek ki bir sorunumuz var. Ama o buna tahammül edemiyor. Vesayetten söz ediyor bunlar diyor atamayla gelenler diyor. Feyzioğlu'nun Barolar Birliği Başkanlığı'na seçilmesi, milletvekillerinin seçilmesinden daha demokratikdir. 

'SEN DİKTATÖR DEĞİL, DİKTATÖR BOZUNTUSUSUN'

Kim seçiyor milletvekilllerini bu diktatör bozuntusu seçiyor. Darbe hukukunun arkasına saklanıyor. Çünkü o da darbeci. Diktatör diyorum ama kusura bakma sen diktatör değil, diktatör bozuntususun.

Bir baro düşünün İstanbul Barosu Avrupa'nın en büyük barosu. Yöneticilerini yargılamaya çalıştı. Kusura bakma CHP olduğu sürece senin gerçeklerin gerçekleşmeyecek. Gazetecileri hapse attılar, 'Sizin boynunuzdaki tasmaları ben çıkardım' dedi. Ve yetinmediler havuz medyası oluşturdular. Asıl bunun üzerinde durmamız gerekiyor. Fezlekeler görüşülürken TBMM'de fiili yasak uyguladılar. Neden korkuyorsunuz, neden çekiniyorsunuz?

Anayasa Mahkemesine 'gayrimilli' diyeceksin, işadamlarına 'vatan haini' diyeceksin, çiftçiye 'al ananı da al git' diyeceksin gazeteciye boynundaki tasmaları çıkardık diyeceksin sonra da bu ülkede darbe yapılıyor diyeceksin. 

'MENDERES'İN TIRNAĞI OLAMAZSIN'

Menderes kim, sen kim? Menderes'in tırnağı olamazsın sen? Menderes'in adını ağzına alamazsın. Menderes oğlunu arayıp paraları sıfırla demedi. Sen kendini Menderes'le kıyaslayamazsın. 17 Aralık'ta darbe diyor. Allah aşkına neyin darbesi?

'DARBE FALAN YOK'

Darbe paranoyasının arkasına saklanmasın. Ortada darbe falan yok. Sen bu milletin cebine darbe yaptın. Senin çocukların, bakanların köşeyi döndü.

Senin bakanın Zafer Çağlayan'ın rüşvet aldığını darbeciler mi iddia ediyorlar? Muammer Güler'in, Egemen Bağış'ın rüşvet aldığını darbeciler mi iddia ediyor? 

Her kuruşun hesabını soracağız hiç endişemiz yok. Darbe paranoyasının ardına saklanmasın. Senin oğlunun bakanlarının yatak odalarında o kasaların ne işi var. Bunların hesabını vereceksin. Bizim umudumuz halktır, halka güveniyoruz. Halkın vicdanına, dürüst insanların vicdanına sesleniyoruz.