BIST 9.734
DOLAR 32,52
EURO 34,79
ALTIN 2.431,97
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

Kılıçdaroğlu'dan çok sert Uludere tepkisi!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu

Abone ol

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, haftalık olağan Meclis Grup Toplantısı'nda partililere seslendi.

Kılıçdaroğlu, konuşmasında Erdoğan'a Uludere istihbaratı üzerinden yüklendi. İstihbaratın nereden alındığı tekrar tekrar soran Kılıçdaroğlu, Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Özel ağır eleştirler de bulundu.

İşte Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları;

GENÇLER KİN TOHUMLARI İLE BESLENDİ

Halkla birlikte Samsun'da gençlerle 19 Mayıs'ı kutladık. Gençleri hep övgük 'geleceğimizdir' dedik ama hakettikleri değeri vermedik. Siyasetçi olarak onları 'kininizi unutmayın' dedik. Kin tohumlarının ekildiği gençlikten kimseye fayda gelmedi.

Gençleri kucaklayacağız. Onları avutmadık. Haksızlıklara karşı itirazlarını yaptılar. Onların 600'ünü içeri attık. AKP hükümeti döneminde itiraz etti diye eyleme katıldı diye kovulan öğrencilerin sayısı 4500.

4700 öğrencinin üniversite ile ilişkisi kesildi. Siz düşünmeyen bir kuşak olarak yetişin dediler. Bu mantığın önünde dirençle duran CHP'dir. UNESCO'nın yaptığı bir çalışma var. 155 ülkenin katıldığı araştırmada eğitimde kalite açısından 77. sıradayız.

TOBB'un genel kurulunda da eğitimin kalitesinden şikayet etti. Eğitim niteliksizce herşey beraberinde gelir.Gençlerin yüzde 21'i işsiz. Hani bu gençler umudumuzdu. Bunlar unutuldu.

CHP olarak gençler için denetleme getireceğiz. Gençlere susun diyorlar biz susmayın konuşun diyeceğiz. Gençlerin önünden YÖK belasını kaldıracağız. Siz bir genci kendi üniversitesini yönetmede söz sahibi olmasın mı?

Bunu yapabilirsek çağdaş uygarlığa ulaştırabiliriz. Demokrasinin özü gençlerin siyasi ortama hazırlanmasıdır.

BAŞBAKAN HALA ANLAMIYOR

Bu sorun, bir partinin tek başına çözeceği bir sorun olmaktan çıkmıştır. Bütün siyasi partilerin, bu sorunu çözmek için ortak çaba harcaması gerekir. Anayasayı değiştiriyoruz, komisyon kurduk, adına uzlaşma komisyonu dedik. Terör konusunda böyle bir komisyon niye kurmuyoruz, önümüzde ne engel var? Türkiye'nin, en temel sorununu 40 yıldır çözemeyen organ ve sorumlusu kimdir? Organ da sorumlu da siyaset kurumudur. İşi askere, başka yerlere havale ettik, silahla çözmeye çalıştık olmadı.

Kim çözecek; siyaset kurumu çözecek. Çözümü söyledik, toplumsal uzlaşmayla parlamentoda komisyon kuralım. Yetmiyor ikinci komisyon kurmamız lazım parlamentonun dışında. Yine siyasi partilerin seçtiği kişiler olacak

Terörle mücadelede geçiş hükümetler emek harcadı mı harcadı ama sorunu çözmedi. Sorunu çözücek tek parti biziz. Bu toplumsal uzlaşma ile çözülür. Bu bir partinin tek başına çözüceği bir sorun değildir. Anayasayı değiştiriyoruz komisyon kurduk adı ne uzlaşma komisyonu.

Bunu neden terör konusunda yapmıyoruz. O zaman Türkiye'nin en temel sorununun 40 yıldır çözemeyen organ kimdir. Ben söylüyorum siyasiler.

Analar bize soruyor bu ne zaman bitecek? Peki kim çözecek siyaset kurumu çözecek. Biz çözüm yolunu söyledik komisyon kurmak. Diyalog kuracağız uzlaşma sağlayacağız. Sorunu çözmek için masaya oturacağız.

Başbakan hala bunun ne olduğunu anlamıyor. Biz sorunları büyütmek için değil sorunları istismar etmek için değil, çözmek için yola çıkıyoruz. İlk raporu biz yazdık, son raporuda biz veriyoruz. Bizim önerimizi eksik buluyorsa Başbakan öneri getirsin. Bunu orta zekaya sahip herkes anlar.

4 şehidimizi daha toprağa verdik. Bu anneler bzim gidip onlara söylecek ne sözümüz var. Şehit evine gittiğimizde ağzımızı bıçak açmıyor. Bu sorunu çözse çözse CHP çözer. Şehitlere borcumuz var. Vicdani bir borç, biz rahat edelim diye şehit oldular. Bedeli analar ödüyor. Ateş düştüğü yeri yakıyor.

ÇADIR TİYATROSU KURDULAR

28 Aralık 2011 tarihi bu tarihte 34 yuttaşımızın öldüğü Uludere faciasının yaşandığı zaman. O zaman depremin sıcaklığı vardı yılbaşı vardı. Gittik onlara hediyeler götürdük. Bu facia yaşandığında ben Uludere'ye gitmek istedim. Bizim oraya gidemediğimizi sandılar ama biz gittik.

O anneleri gördük orda. Bir anne için çocuğunun ne kadar değerli olduğunu herkes bilir. Oraya çadır tiyatrosu kurdular. Bakanlar gitti. Erdoğan aradı alakasız birine baş sağlığı dilendi. Türkiye'de bunu izledi.

Biz buna da karşı çıktık. Gittik taziye evine. Niye gittik diye kızdılar. Bu ülkede kimse kimseye düşman olmasın diye gittik. Acılar hepimizin sevinvi. Anayasamızın başında güzel bir cümle var tasada ve sevinçte birlikte olmayılız. İnsan olmanın bir gereği bu.

Nerede bir yurttaşım haksızlığa uğrarsa ben oradayım. Gitmedi hükümet noldu? Kan parası ile anaları susturmak istediler. Onlar bu kan dursun diyorlar.

TÜRKİYE BAŞKA ÜLKELERİN TAŞERONU OLDU

CHP önerisini getirdi, siz de getirin biz destek vereceğiz. İşin özü bu. Siz bu istihbaratı nereden aldınız? Kankası oldukları yabancı devletlerin oyuncağı oldular mı olmadılar mı? Eğer siz istihbartınızı yabancı devletin istihbaratına endekslemişseniz siz güvenliğinizi de oraya endekslemişsiniz.

Komisyon kuruldu. TSK yazı gönderiyor istihbaratın tamamı milli kaynaklardan diyor. Cevap 3 ay sonra geliyor. TSK Başbakanın basın ofisi mi? Bu soruya cevap verecek olan Başbakandır. Diğerleri bürokratlardır. Noldu tamamının yalan olduğu ortaya çıktı.

Wall Street Journay gazetesi gerçekleri yazdı. Bizimkiler yalanladır. Gazeteciler çıktı haberinin arkasında durdu. Pentagon sözcüsüne de sordular verdiği cevap sızıntıdır maalesef böyle şeyler oluyor.

Böyle olursa sizin millilik vasfınız kalmaz güvenliğiniz kalmaz. Bir bakasınız o ülkenin taşeronu olursunuz. Suriye'de kimin taşeronmluğunu yapıyoruz. NATO Türkiye'yi tek başına bıraktı.

O 31 dakikalık videoyu izlediğini de itiraf etti. Operasyondan sonra benim haberim oldu dedi bu çok büyük bir itiraf. Bu itirafı yapan başbakanın o koltukta kalmaması lazım. Sen ülkeyi nasıl yönetiyorsun. Sınırdışı operasyon yapma yetkisini size verdi, sen o yetkiyi devredemessin. Sen kuklamısın.

İstihbaratın kaynağı belli oldu. İkinci soru bombala talimatını kim verdi. Senin haberin yok ama sorumluluğun var. Sorumluluğu başkasına atıyor, kendisine bağlı kurumlara iftira atıyor. Git o zaman halktan özür dile ben aciz bi başbakanım de.

Bana T.C tarihinde bir dönem gösterin. Bu kadar aciz ve itiraf eden bir başbakanla karşı karşıyayız. Anlatırken utanıyorum. Bu millet sana boşunamı yüzde 49 oy verdi. Bunların neden haberi var ki ondan haberleri var.

Bunların haberdar olduğu tek konu var ceplerimiz nasıl dolacak. Bu haber seçimler öncesinde Obama'yı zor durumda bırakmak için çıkartıldı dedi. Sanane Obama'dan. ABD başkanları bilirlerki yalan söylemek orada çok pahalıdır. O yalanlar bizim iktidarımıza aittir. Obamayı zor durumda bıracak dediğiniz an yalan söylediğinizi itiraf ediyorsunuz.

Başbakanın bu olay dolayısıyla Türkiye'yi çok zor duruma soktu. Dış politikada ilk kez böyle kırılmalar yaşanıyor. Bir Cezayir olayı ve bu olay. Başkalarının iç işlerine karışmak bizim işimiz değil.

Hükümetin aklını başına alması lazım. Yazanı çizene dinlesinler , hadi bizi dinlemesinler ama doğruya her zaman doğru deriz. Yanlışı görmemezlikten gelemeyiz. Yanlışı görmeyin diyorlar ne istismarı yanlış yapıyorsun hatırlatıyoruz.

MİLLİ İRADE ANKETLE BELİRLENİYOR

Türkiye'nin temel sorunun siyasi ahlaktır. Başbakanı TSK'yı yalanlıyor dış ülkeler ne hale düştüğümüzü bir düşünün.

Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyoruz. Yasama, yürütmei yargı ve medya egemendir. Demokrasilerde seçim yapıyoruz. milletvekiline adaylığına koyuyor. Temiz kağıdı alıyor. Başbakanlığa gönderyor onlarda milletvekili olabliir diyor halkta onu seçiyor. Ama şimdi diyorlar siz hapisten çıkamassınız.

Oturdular kendilerine göre bir oyun kurguladılar. Pakistan'da bile gündem bu. Bu ayıp sana heryerde söylenecek.

Demokrasi kültürü olan her siyasi parti uzlaşmayı bilir 3 parti başkanı bu konuda uzlaştı Cemil Çiçek'e verdi. Ama bu kez AKP'nin myk'sı gündeme geldi. Anket yaptılar güya halk dışarı çıkarmak istemiyor dedi böyle bir demokrasi anlayışı var mı?

Mustafa Balbay mektup yollamış. Bana da yollamış bu mektubu. Dünyanın hiçbir ülkesinde anketle özgürlük pazarlığı yapamaz diyor. Ben af istemiyorum benim bu yazılarım adalet ve özgürlük çığlığıdır.

Milli irade anketle belirleniyor. Seçim yapmayalım mahkeme yapmayalım anket yapalım. Hangi demokrasi de var. Demokrasi mücadelesi çok zordur.

SEN SARI SENDİKACISININ

Posttmodern bir dikdatör ile karşı karşıyayız. Demokrasi gömleği giyiyorlarmış o gömlek lime lime oldu. Özgürlük mücadelesini biz yapacağız. Memurlara zam görüşülüyor. Anayasa değişiklikleri sırasında bir grup memur evet demişti.


Toplu görüşüyorlar anlaşma olmadı ne olacak? Hakem heyetine gidecek onlar kimlerden oluşuyor onların tayin ettikleri. Sen napıcaksın içine sindireceksin. Sen sarı sendikacısın. Memura gözdağı veriyorlar.

Şimdi söylediği laf çok ilginç memura 3 kuruş zaman yaparsak Yunanistan'a döneriz. Yani ekonomimiz bu kadar kötü. Ama ceplerine çalışırlarsa hiç br şey olmaz. Ya da Erdoğan ideolojik davranıyor.

Bu açıdan memur arkadaşlarımız eylem yapacaklar destekliyoruz. Onlar ücretlerinin artmsını istiyorlar. Kim hak telebinde bulunuyırsa biz onların yanındayız.

TOBB'un genel kurulunda gördüğüm tablo şu. İktidardan ciddi bir memnuniyetsizlik var. Bizim üzerimize düşen görev bu ülkeyi AKP'den daha iyi yöneteceğimiz halka anlatmalıyız. Yolsuzluk yapmayacağız.

Önce üreteceğiz sonra halkça paylaşacağız. Herkes huzur içinde yaşayacak. Üretim gelişecek terör bitecek.

Yeniden çizmelerimizi giyip Anadolu'yu gezeceğiz. Bunları yaparken adaleti ve ögürlüğü bırakmayacağız. Kimseye kızmayacağız. Halka güven vermek zorundayız.

Bu hükümet sütü dağıtamıyor, çiftciden , işçiden haberi yok. Hep beraber mücadele edeceğiz.