BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  GÜNCEL

KESK'ten bütçe değerlendirnesi

KESK, 2006 yılı bütçesinin, sosyal ve ekonomik büyümeyi sağlayan değil, bir takım çevrelere kaynak aktaran bir yapıda olduğunu savundu.

Abone ol

KESK'in 2006 yılı bütçesine ilişkin hazırladığı araştırmada, faiz harcamalarının 46 katrilyon liralık payla bütçede ağırlığını koruduğu ifade edildi. Bütçe harcamaların yüzde 30'unun bu kalem için ayrıldığı belirtilen araştırmada, faiz harcamalarında son yıllarda yaşanan düşüşün, halka ve kamu emekçilerine büyük bedeller ödetilerek uygulanan sıkı mali politikaların ve vade yapısının uzatılmasının sonucu olduğu belirtildi. OECD ülkelerinde kamu harcamalarının Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) içindeki ortalamasının yüzde 41 olduğuna işaret edilen araştırmada, Türkiye'de ise konsolide bütçe için 2005'te yüzde 30.8 olarak belirlenen bu oranın, 2006'da yüzde 29.1'e düşürüldü belirtildi. Araştırmada, şu görüşlere yer verildi: ''2006 yılında faiz hariç kamu harcamalarının oranı ise yüzde 20 civarında olacaktır. Askeri harcamalar da düştüğünde bu oran, yüzde 17'dir. OECD ortalamasında ise bu oran 34.2'dir. Türkiye kamu harcamalarına son derece az kaynak ayırmaktadır. Kamu harcamalarına ayrılan payın az olması, yetersiz sayıda okul, hastane, doktor, öğretmen, fabrika, yol ve iş demektir.'' -BÜTÇEDEKİ KARA DELİK- Araştırmada, faiz giderlerinin, bütçede ''kara bir delik'' olduğu ifade edildi. Faiz ödemeleri konusunda yapılacak bir düzenlemenin, bütçede büyük bir rahatlama sağlayacağı ve temel kamu hizmetleri ile yatırıma daha fazla kaynak aktarmanın yolunu açacağı vurgulanan araştırmada, şu görüşlere yer verildi: ''Hükümet böyle bir tercih yerine bütçeyi baskı altında tutmakta, kamu hizmetlerinin niteliksizleşmesi, personele duyulan ihtiyacın kronikleşmesi ve yatırımların durması pahasına faiz ödemelerine dokunmamaktadır. Kamu emekçilerinin bütün itirazlarına rağmen, Tasarrufa Teşvik Fonu'nda biriken paralarının geri ödemelerini zamana yaymasını bilen hükümet, aynı şeyi iç ve dış borçlar için de yapabilir.'' -EĞİTİM VE SAĞLIK HARCAMALARI- Araştırmada, 1990'da yüzde 18.8 olan eğitim harcamalarının 2006 bütçesinde yüzde 12.3'e düştüğü, SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na devrinin yarattığı maliyet ile 2006 bütçesinde sağlık harcamalarının oranının yüzde 4.3 düzeyine yükseldiği belirtildi. Sağlığa ayrılan bu oranın, hizmet üretimini yansıtan gerçek bir yükseliş olmadığı öne sürülen araştırmada, Orta Vadeli Mali Plan'da ise 2007 ve 2008 yılları için sağlık harcamalarının, Gayrisafi YurtiçiHasıla'ya (GSYİH) oranının, yüzde 3.5-3.6'ya çekilmesinin planlandığı kaydedildi. Kişi başına sağlık harcamasında Türkiye'nin 446 dolar ile OECD ülkeleri arasında sağlığa en düşük harcama yapan ülke konumunda bulunduğuna dikkat çekilen araştırmada, Fransa ve Almanya'da kişi başına yapılan harcamanın Türkiye'nin 6 katı, Yunanistan'da ise 4 katı olduğu ifade edildi. Türkiye'nin kişi başına doktor ve hemşire sayısı bakımından da OECD ülkeleri arasında son sırada yer aldığı dile getirilen araştırmada, 2003 yılı verilerine göre, Türkiye'de her 10 bin kişiye 14 doktor ve 17 hemşire düştüğü belirtildi. Araştırmada, OECD ortalamasında ise 10 bin kişiye düşen doktor sayısının 29, hemşire sayısının 82 olduğuna işaret edildi. Hasta başına düşen yatak sayısında da Türkiye'nin, OECD ülkeleri içerisinde en alt sırada yer aldığı kaydedilen araştırmada, ''Türkiye'de bu sağlıksız görünüme rağmen yeni liberal politikaların güdümündeki AKP hükümeti, sorunun çözümünü özel sektörü teşvikte aramakta, sağlığı ticarileştirmektedir. Türkiye'de yaşayan bir insan, OECD ülkelerindeki bir insandan ortalama 10 yıl önce ölmektedir'' denildi. Araştırmada, bütçeden Milli Eğitim Bakanlığı'na ayrılan payın GSYİH'ya oranının, yüzde 3 düzeyinde kaldığı belirtilerek, bu oranla Türkiye'nin, Birleşmiş Milletler İnsani Gelişmişlik Raporu'na göre, 175 ülke arasında eğitime en az pay ayıran 40 ülke arasında yer aldığı kaydedildi. -''YATIRIM HARCAMALARINDAKİ TRAJİK DÜŞÜŞ'- Türkiye'de yatırım harcamalarındaki düşüşün, trajik boyutlarda olduğu dile getirilen araştırmada, 1986 yılında yatırımlara bütçeden ayrılan payın yüzde 21.3 iken, bu oranın 2006 yılında yüzde 6.9 olarak öngörüldüğüne işaret edildi. Araştırmada, bütçenin bir yatırım ve büyüme aracı olmaktan çıkarılarak ''bir gelir transfer mekanizmasına çevrildiği'' öne sürülerek, bütçenin, sosyal ve ekonomik büyümeyi sağlayan değil, bir takım çevrelere kaynak aktaran bir yapıda olduğu savunuldu.