BIST 9.650
DOLAR 32,50
EURO 34,62
ALTIN 2.481,05
HABER /  GÜNCEL

Kemikleri de kaderi gibi 'camdan'

Cezaevlerinde 6 yaşından küçük 182 çocuk var Türkiye çapında... Her birinin hikâyesi ayrı bir dram... İşte onlardan bir tanesi...

Abone ol

Cezaevlerinin demir parmaklıkları ardında, anneleriyle birlikte gün sayan 182 çocuk var Türkiye'de. Hepsi de 6 yaşından küçük... Onlar Türk sinemasının unutulmaz örneklerinden "Uçurtmayı Vurmasınlar" filminin gerçek Barış'ları...

Sabah, dört duvardan başka dünya bilmeyen bu "kader mahkûmlarının" hikâyelerini derledi. Sürekli kemikleri kırılan 5.5 yaşındaki 'cam bebek' Oğuz ve onun gibi yüzlercesi... Toplam 47 dönüm arazi üzerine kurulu Denizli D Tipi Kapalı Cezaevi'nde bin 396 hükümlü ve tutuklu var. Bunların bin 290'ı erkek, 85'i kadın. 19'u da çocuk suçlu. Kadınlar koğuşundaki mahkûm annelerin yanında ise 0-6 yaş grubunda 6 çocuk var. Onlardan biri de 'cam bebek' Oğuz...

'HEP ANNESİNİ İSTİYOR'

Henüz 2 yaşındayken, annesi Gül U.'nun (25) hırsızlıktan tutuklanmasıyla birlikte cezaeviyle tanışmış. 3.5 yıldır Denizli D Tipi Kapalı Cezaevi'nin kadın koğuşunda yaşıyor. Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Oğuz'a halk arasında "cam kemik" olarak bilenen "osteogenesis imperfecta'' hastalığı teşhisi koymuş. Ne yürüyebiliyor ne de oturabiliyor. Göğüs kafesinde kırıklar var.

Anne karnında bile kemikleri kırılmış. Babası dışarıda ama Oğuz babasıyla durmuyor. Hep annesini istiyor. Babası da, çaresiz, onu yeniden annesinin yanına getiriyor. "Neredeyse pamuklar içinde yaşaması lazım yavrumun ama benim hatalarım yüzünden cezaevinde" diyen anne, isyanını, üzüntüsünü şöyle anlatıyor: "Bir beşiği bile olmadı. Tek ranzada yatıyoruz. Ufacık bir sarsıntıda bile kemikleri kırılıyor. Geceleri ona bir şey olacak diye bırakın dönmeyi nefes bile alamıyorum. 'Oğluma da ranza verin' denilmez ki, cezaevi burası. Suçluyum ben. Ama günahsız oğlumun ne suçu var? 5 yıllık ömründe 15'ten fazla defa kemiği kırıldı. Dokunsan kırılıyor."

'TÖVBEMİ BOZDUM'

Genç kadın, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Çocuğum 7.5 aylıkken, 1 kilo doğdu. Babası askerdeydi, ben yalnızdım. Oğlum 2 yaşına geldi. Sütün yanında ek besin lazım. Alamadım. Tövbe etmiştim o güne kadar. Daha önceden sabıkam vardı. Ama o gün yavrum için tövbemi bozdum ve pazarda hırsızlık yaptım. 6 yıl verdiler bana. Oğlumun ömrü de hastane ile cezaevi arasında geçiyor."

'Daha çocuktum ama kasvetli hava aklımda'

'Uçurtmayı Vurmasınlar' filminde, cezaevinde doğup büyüyen 4.5 yaşındaki Barış'ı canlandıran Ozan Bilen, şimdi 25 yaşında. "O çocuklar için mutlaka özel yetiştirme yurdu kurulmalı" diyen Ozan Bilen şöyle diyor: "Film her ne kadar yaşanmış bir öyküden uyarlandıysa da sonuçta bir prodüksiyon ürünüydü. Ben o yaşta, cezaevinde tam olarak ne hissettiğimi bilerek performans göstermedim. Bana oyun gibi geldi. Ama cezaevinin kasvetli havasını unutamıyorum. Filmi izlediğimde çok etkileniyorum. Orada büyümek büyük bir şanssızlık olsa gerek."

OYUN SALONUNA UZAKTAN BAKIYOR

Devlet cezaevinde yaşamaya mahkûm çocuklara oyun odası yapmış. Anneler ve çocukları için can simidi olmuş bu odalar. Ancak hastalığı yüzünden Oğuz'un burada oynayamadığını anlatıyor annesi: "Arkadaşlarıyla oynamak istiyor ama oynayamıyor. Yürüyemiyor ki nasıl oynasın?.. Devlet, çocuklar için oyun odası yapmış ama benim yavrum oyuncaklara da, arkadaşlarına da uzaktan bakıyor. Geçen gün babası alıp eve götürdü. Ayağı kırılmış, geri geldi. Ölür benim oğlum dışarıda. Ama içerde de ölüyor." (Sabah)