BIST 10.073
DOLAR 32,25
EURO 34,79
ALTIN 2.427,37
HABER /  SAĞLIK

Kansere karşı çaresiz değiliz

Kanserin baş edilebilir bir hastalık olduğunu ve alınacak bir takım önlemlerle kanserden korunabileceğini unutmamak gerekiyor...

Abone ol

Kalın bağırsak, meme, rahim, böbrek ve yemek borusu kanserlerinin yüzde 20 ila 30’undan kilo fazlalığı sorumlu. Tuzla saklanan yiyecekler mide kanseri riskini artırıyor, alkol ağız boşluğu, yemek borusu, gırtlak, karaciğer ve meme kanseri riskini artırıyor, bu maddelerin kullanımı azaldığında kanser de azalıyor. Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Başkanı Prof. Dr. Tezer Kutluk, beslenme konusunda atılacak adımlarla kanserden korunmada önemli yol katedilebileceğini söylüyor.

Kanserden korunmada beslenme ve kilo kontrolünün çok önemli yolduğunu belirten Prof. Kutluk, insanların kanserin baş edilebilir bir hastalık olduğunu öğrenmeleri gerektiğini söyledi. 1-7 Nisan arasındaki günleri kapsayan Kanser Haftası öncesi bilgi veren Kutluk, kanserin çok önemli bir hastalık olduğuna dikkat çekti. Her yıl 11 milyon kişinin kansere yakalandığını belirten Kutluk, gerekli önlemler alınmadığı takdirde bu sayının 2020 yılında 16 milyona ulaşacağını kaydetti.

Türkiye’de her yıl 150 bin kişinin kansere yakalandığını, kanserin kalp hastalıklarından sonra en sık görülen ikinci ölüm nedeni olduğunu bildiren Kutluk, “Kanser hemen harekete geçilmesi gereken önemli bir konu. Kansere karşı çaresiz değiliz. Yapılabilecek birçok şey var. Ancak Kanser Haftası’nda hala çözüm bekleyen sorunlar bulunuyor. Bu noktada devlete ve sivil toplum örgütlerine büyük görevler düşüyor” dedi.

BAZI KANSERLERİN YÜZDE 20-30 SORUMLUSU AŞIRI KİLO
Tütünle savaşın, kanserle savaşın olmazsa olmazı olduğunu vurgulayan Kutluk, beslenmenin de kanserin önlenmesinde önemli rol üstlendiğini söyledi. Kutluk, yaşam tarzlarında yapılacak küçük değişikliklerle kanserden korunma yolunda büyük adımlar atılabileceğini dile getirdi. Türk toplumunun beslenme alışkanlıklarının bozulmaya başladığını ifade eden Kutluk, kanserle savaşmak için özellikle çocuklara ve gençlere doğru beslenme alışkanlıklarının öğretilmesi gerektiğini söyledi.

Dünyada kilo fazlası olan 1 milyar kişi olduğunu, 300 milyon kişinin de şişman olarak tanımladığını kaydeden Kutluk, şişmanlığın kanserle ilgisini şöyle anlattı:
“Kalın bağırsak kanseri ki bu kanser türü Türkiye’de gerek erkeklerde gerek kadınlarda yetişkin yaşamda sık görülen kanserlerden biridir, meme, rahim, böbrek ve yemek borusu kanserlerinin yüzde 20-30’undan kilo fazlalığı sorumlu.”

Prof. Dr. Kutluk, kilo kontrolünün yanı sıra yiyecek ve içeceklerin nasıl saklandığı ve nasıl pişirildiğinin de kanserden korunma konusunda önemli olduğunu vurguladı. Tuzla saklanan yiyeceklerin mide kanseri riskini artırdığını belirten Kutluk, tuz kullanımının azaldığı ve yaşam şartlarının iyileştiği yerlerde mide kanserinin de daha az görüldüğünü bildirdi.

KANSERİ ÇENGELLEYECEK TEDBİRLER
Erişkin yaşamda 5 kilodan fazla almayın
Tuzlanmış yiyeceklerden kaçının
Alkolden uzak durun
Karaciğer kanserine yol açan afla toksinli yiyeceklerden kaçının
Günde yaklaşık 400 gram sebze meyve tüketin
Aşırı sıcak yemeyin
Tahıllı ve lifli gıdaları tüketin
Kırmızı eti sınırlı tüketin
Bitkisel yağları tercih edin
Kızartma ve mangal gibi yöntemlerden kaçının.

KİLO KONTROLÜNDE EGZERSİZ ŞART
Kilo kontrolünde düzenli beslenmenin yanı sıra egzersizin de önemli yeri olduğunu ifade eden Kutluk, erişkin yaşamda hareketin azaldığını, televizyon başında ve otomobilde geçen zamanın artmasıyla hareketin daha da kısıtlandığını söyledi.

ERKEN TEŞHİS ÖNEMLİ
Kanserle savaşta erken tedavinin önemini hatırlatan Kutluk, bu konuda yapılması gereken kanser taramalarını şöyle sıraladı:
“Kadınlarda 20 yaşından sonra kendine kendine meme muayenesi ve 40 yaşından sonra yılda bir kez mamografi tavsiye ediyoruz. Kadınlarda ve erkeklerde 50’li yaşlardan sonra kalın bağırsak kanseri için muayene ve dışkıda kan testiyle erken teşhis mümkün. Erkeklerde prostat kanseri için 50’li yaşlardan sonra yılda bir kez muayene ve kan testi, cinsel aktivitesi başlayan kadınlarda da tarama muayenelerini mutlaka tavsiye ediyoruz.”

Toplumda tarama ve kanserden korunma bilincinin oluşmaya başladığını söyleyen Kutluk, yine Türkiye’de gelinen noktanın yeterli olmadığını ifade etti. Kutluk, bu konuda yalnızca devletin değil, sivil toplum örgütlerinin ve bireylerin de sorumlu davranması gerektiğini belirterek, Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu olarak bu konudaki çalışmalarını sürdürdüklerini sözlerine ekledi.

Kaynak: NTV