BIST 10.185
DOLAR 32,31
EURO 35,01
ALTIN 2.455,29

Kanla Oynanan Oyunu Görmek.

Yine başladığımız yere mi döndük acaba?

Ya da Demokrasi noktasında,geri basma anlamına gelebilecek süreçleri başlatan domino taşı etkili olayları yaşamak zorunda mıyız?

Temelleri sağlam atılmamış ve efradını cami ağyarını mani olarak planlanmamış, toplumsal sorunlarımızı çözüm adına her teşebbüs manşetlere çıkan bir haberle ya da acılı feryatlar ile yerle bir olabiliyor.

Meselelerimizi toptan ve kökten ele almaktan başka, yapacak hiçbir mualece şansımızın olmadığı bir sürece doğru yol alıyoruz hızla.

Bataklığın kurutulmadığı bir yerde sivrisinekle verilecek mücadelenin anlamsızlığı gibi bir şey bu.

Fakat bu ülkenin içtimai huzuru ile ilgili dert ve ızdırabı olan herkesin üzerinde zımnen anlaştığı ama kuvveden fiile malum sebeplerle çıkmayan, fiili durumun varlığı insanı çıldırtıyor adeta.

Ülke de siyaset yapanların bu manzarayı artık görmesi lazım.

Şayet siyaseti ve demokrasiyi bu ülkenin birlik, beraberlik, bütünlük ve de gücünün tek ölçüsü görüyorlar ise…

Şayet bir menfur terör eylemi ve şehit olan onca asker, bir anda bütün demokratik kazanımları ve hukuk çerçevesini bir anda rafa kaldırma tehdidi içeriyor ise…

Toplumsal bütünlük her an dinamitlenme riskini içinde barındırıyor ise…

Artık, eski halin muhal olduğu yeni bir hale ülkeyi taşımaktan başkaca çaresi yok siyasetin.

Bu topraklarda barış ve kardeşliği asla istemeyen dâhili ve harici bedhahların sevinçlerini kursaklarında bırakacak bir çözüm üretilmesi lazım.

Bu yeni hal üzerinde ittifak edeceğimiz cesur ve tanımı yeniden yapılmış toplumsal sözleşmenin adı Anayasa.

Yazıyı okuma zahmetine katlananların ne alakası var diyeceğini tahmin ediyorum.

Evet, maalesef çok ama çok alakası var.

Bizi bir ve var eden her türlü değere savaş açmış bürokratik sistemin kodlarını çözüp dize getirecek tek güç,kitabın ortasından konuşan ve içtimai yapıyı birleştiren, laga lugası olmayan Anayasadır.

Ülkenin son otuz senesinin maddi ve manevi her türlü emeğini terör adı altında vampir emsali emen, ama nerde ise Cumhuriyet ile yaşıt olan sorunlarımızda dejavu yaşamaktan bıktık.

İki ileri bir geri söylemlerle yol almaya çalışmanın, kabak tadı verdiği de artık ortada.

Lafı eğip bükmeden konuşmanında ötesine geçmek zamanı bu zaman.

Birbirini besleyen terör ve güvenlik denklemini bir kader olmaktan çıkaracak bir irade aradığımız muhakkak.

Hiçbir şey ima etmeden yazıyorum.

Genelkurmay Başkanımızın konuşma yapacağı bir günün birkaç saat öncesi dokuz vatan evladının hain bir pusu ile ebedi yolculuklarına şehitlik beratı ile yolcu edilmesi ne anlama geliyor.

Bu eylem hangi şeytani aklın eseri olabilir?

Eylemin mesajı kimin işine yarar veya kimin aleyhine olur?

Elle hazırlandığı iddia edilen ve zırhlı personel taşıyıcı içindeki 9 askeri şehit eden, zamanlaması alınması beklenen sonuç açısından çok anlamlı saldırı, daha önceki çok amaçlı karışık menfur saldırı ve sonuçlarını hatırlattı bizlere.

Maalesef soruları sormaya başladığımızda hiç de iç açıcı cevaplar gelmiyor zihnimize.

Uzunca bir zamandır köpürtülen aşırı milliyetçi ve militer bir söylemin ülkeyi hâkimiyeti altına almasına bundan daha iyi bir vesile olabilir mi?

Hemen öncesinde DTP li bir yetkilinin ettiği laf tam manası ile laf ola beri gele.

Hele 9 askerin şehit edilmesinden hemen sonra emekli askerlere mikrofon uzatma meraklısı medyamızın aldığı cevaplar ise evlere şenlik.

Tam bir karşılıklı tahrik havası hâkim.
Birileri yine tahtarevalli oynamaya başladı.

Bütün bu sağlıksız zemini ortadan kaldıracak denenmemiş tek yolumuz var.

O da şu…

Sözü evirip çevirmeden,topu dolaştırmadan siyasetin acilen devreye girip konuyu bir askeri güvenlik algı ve kaygısından çıkarması. Çağdaş,sivil,medeni,özgürlükçü,toplumsal Anayasa kapsamında  sorunların çözüme doğru yol alması.
Maçın uzatmaları da bitmek üzere.
Ayağımızda ki topu verimli kullanmayıp öldürür isek bütün ümitleri de öldürmüş olma riski var...