BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
HABER /  GÜNCEL

İzmir polisinin yeni yöntemi 'kask fırlatma'

İzmir'de Haziran ayındaki Gezi Parkı protestoları sırasında genç kızları darp ettiği iddia edilen 3130 numaralı kaskın sahibi polis, yöntem değiştirdi.

Abone ol

İZMİR'de Haziran ayında Gezi Parkı protestoları sırasında bir polisin kordonda oturan genç bir kızın saçını çekmesi, saçından tutup sürüklemesi, "biz burada oturuyoruz" diyen gençleri copladığı görüntüler uzun süre tartışılmıştı.

Dün akşam ise Berkin Elvan için düzenlenen eylemde İzmir'de görevli '3130' numaralı polis memuru önce göstericiye kaskını fırlattı. Ardından tekme tokat dövmeye başladı.  
haber.20140313111937.jpg
GÖSTERİCİ YARALANDI

3130 numaralı polis memurunun diğer polis arkadaşları araya girse de Mustafa Candemir isimli vatandaş yaralandı, yüzü kanlar içinde kaldı. 

İZMİR VALİLİĞİ'NDEN SORUŞTURMA

İzmir Valisi Mustafa Toprak, kaskla vatandaşın dövüldüğü görüntülerle ilgili soruşturma başlattıklarını açıkladı. 

screen-shot-1435-05-12-at-2.14.06-pm.png 

İşte 3130 numaralı polisin çok tartışılacak görüntüleri: 



O EYLEMCİ İLK KEZ KONUŞTU

Polisin kaskla burnunu kırdığı Mustafa Candemir, yaşadıklarını DHA'ya anlattı. Yoğun gaz kullanımı sonrasında "Bizi öldürdünüz" diye tepki gösterdiğini söyleyen Candemir, "Birden bana saldırıp küfür ettiler, ardından da burnum kırıldı. Vücudumda da cop ve tekme izleri var. Ben orada sadece demokratik tepkimi göstermek için bulunuyordum. Ne sabıkam var ne de suçum" dedi.

ozel.20140313144837.jpgGezi Parkı olayları sırasında başına biber gazı kapsülünün başına isabet etmesiyle ağır yaralanan 15 yaşındaki Berkin Elvan'ın 269 gün sonra hayatını kaybetmesi, İzmir'de de kitlesel katılımlarla protesto edildi. Gösterilerin ikinci gününde (çarşamba), vatandaşların toplanma alanı Kıbrıs Şehitleri Caddesi oldu. Buradan Konak Meydanı'na yürümek isteyen vatandaşlara polisin biber gazı ve tazyikli suyla müdahale etmesiyle de gece yarısına kadar olaylar sürdü.

YERE DÜŞEN KASKIN FOTOĞRAFINI BİNLER PAYLAŞTI

Bu gösterilerin devam ettiği sırada, çevik kuvvet polisleri, protestocuların dağılmalarını sağlamak için sık sık Kıbrıs Şehitleri Caddesi ile Gündoğdu Meydanı'na kadar gelerek müdahalelerde bulundu. Bu sırada çevik kuvvet polisinin, kendilerine sözlü müdahalede bulunan bir vatandaşa kaskını fırlatması, adından da üzerine diğer polislerle giderek tartaklaması, burada bulunan vatandaşlarca cep telefonlarıyla kaydedildi. Bu görüntülerin ve polisin yere düşen, üzerinde de 3130 yazılı kaskının fotoğrafının sosyal medyada paylaşılmasıyla da yaşananlara büyük tepki geldi. Paylaşımların altına yapılan yorumlarda da, polis dayağına tepki gösterildi. Gezi olayları sırasındaki eli sopalı polislerin görüntülerini unutmayan İzmirliler ve diğer kentlerdeki vatandaşlar, bu olayı da kınadı.

Polis dayağının ardından sağlık ekiplerinin ilk müdahaleyi yaptığı Mustafa Candemir, hastaneye kaldırıldı. Burnunda kırık olduğu tespit edilen Candemir, tedavisinin tamamlanmasıyla taburcu edilip evine gönderildi. Teknisyen olarak görev yapan Mustafa Candemir, tedavisine devam edilen evinde konuştu. Olayın bu boyutlara gelmesine şaşırdığını söyleyen Mustafa Candemir, herşeyin demokratik tepkisini göstermek istemesinden kaynaklandığını dile getirdi. Polisin biber gazı kullanmasına tepki gösterdiğini ifade eden Mustafa Candemir, "Bulunduğumuz yere yoğun bir biber gazı atıldı. Ben de bu sırada biber gazından yürüyemeyen iki genç kızı, apartmanın girişine doğru çektim. Ardından da polislere yönelik 'Bizi öldürdünüz' diye bağırdım. Bunu söylememle birlikte, bir polis memuru elindeki kaskı bana fırlattı. Ardından da arkadaşlarıyla üzerime gelip vurmaya başladılar. Bu sırada burnumun üzerine aldığım kask darbesiyle de kendimi kaybederek yere düştüm. Kendimi savunmaya çalıştım ama cop ve tekme darbelerinin yoğunluğundan bunları gerçekleştiremedim. Sonrasında da hastaneye kaldırıldım ve burnuma tedavi uygulandı" dedi.

Olay anı görüntülerini kendisinin de internetten izlediğini söyleyen Mustafa Candemir, "Vatandaşların olayı bu kadar tepki göstermesi beni mutlu etti. Çünkü sessiz kalmamayı öğrenmiş olduk. Ben öğle saatinde Konak Meydanı'ndaki protestoya da katıldım, orada da polisin müdahalesi oldu. Ardından akşam arkadaşlarımla birlikte bu kez Gündoğdu Meydanı'na gittik. Burada bir yeri taşlamadık, kimseye saldırmadık. Sadece demokratik hakkımızı kullanarak protesto ettik. Polisin bu kadar acımasızca ve can acıtır şekilde saldırmasını anlayamıyorum. Bunu neden yapıyorlar. Yani onların amacı dağıtma değil, direk cana kast gibi geldi bana. Bunun sorumluları hakkında da gerekli hukuki yollar başvuracağım" dedi.