BIST 9.931
DOLAR 32,44
EURO 34,73
ALTIN 2.440,99

İTÜ TMDK THO Lisans ve G.D. Y.L. programında “terminolojik” yanlışlar!...

Konservatuarlar var, ama; müziğin/halk oyunlarının terminolojisini oluşturmakta geç kaldık.

GÜNCEL/DARÜLELHAN: Geçen yazımızda Daru’l-elhan ile ilgili dikkatleri çekmeye çalışmıştık. Güzel bir inceleme ile yapılmış, sizlerin bilgisine sunuyoruz.

  

Bu yazımızla  bir önceki konumuza -THO- devam edelim. İlk kurulan  İTÜ TMDK THO Bölümü kurucularından olduğum için, konuya  hassas  yaklaşıyorum…

İTÜ TMDK THO Bölümü -birkaç örnek-  lisans derslerine bir bakalım;

a)Hareket Anatomisi:

Anatomi; “insan, hayvan ve bitkilerin yapısını ve bu yapıyı oluşturan türlü organlar arasındaki ilişkileri araştıran, inceleyen bilim” demektir. Anatomiyi tek kullandığınızda; insan, hayvan ve bitkiler devreye girer.  “Hareket anatomisi” diye bir terim zaten yoktur ve İnsan anatomisi’nin içindedir. Acaba; “insan anatomisi ve fizyolojisi”  ya da  “hareket  fizyolojisi” daha doğru değil mi?!..

b) Halk oyunları bilgisine giriş:

Akademisyenlerimiz,  “giriş” ismini çok seviyorlar... Ancak “çıkış” gösterilmiyor!.. Bilgi; konu hakkındaki verilerdir. Bir konu ya da iş konusunda öğrenilen ya da öğretilen her şeydir... Halk oyunları bilgisine giriş, ne demektir?...

Mesela; Türk müziği  bilgisine giriş,Kompozisyon bilgisine giriş v.b. olur mu?!..

c) Akademik oryantasyon:

Oryantasyon: “Bir işe yeni başlayan çalışanların işin gerektirdiği tutum ve bilgileri edinmeleri, düşünsel ve/veya bedensel becerileri kazanmaları, bu şekilde en kısa zamanda kendilerini önemli hissederek kuruma aidiyet hissinin oluşması, işe ve kuruma uyumlarının sağlanması amaçlanan” kısa süreli  bir eğitimdir. Oryantasyon;kurum içi personel ve öğretim elemanları için yapılmalıdır, öğrenciler için değil!...

Bu, bölüm öğrencilerinin; akademik hayata alışmaları, ders planlarını, çalışmalarını düzenlemek, haklarını bildirmek  v.b. için yapılan bir konferans olur, o da en fazla iki saattir...

Peki, kabul edilen ders isminin halk oyunlarıyla direkt ilgisi olabilir mi? Elbette hayır?

Şimdi de İTÜ SBE’de uygulamaya geçen  -Geleneksel Danslar Y.L.- derslerden bazılarına bakalım:

1/ Türkiye’de Halk Dansları Çalışmaları:

Şahsen ben (38 yıl); Türkiye’nin herhangi bir yöresinde, otantik, anonim bir dans olduğunu/derlendiğini/oynandığını  bilmiyorum!...

Bu ders için hangi  kaynak eserler kullanılmaktadır? Merak ediyorum!...

2/ Geleneksel Dans Performansı:

1.maddeye bağlı olarak; bu performans   ne(leri)yi  kapsamaktadır?

Ülkemizde  “geleneksel dans”deyince ne anlaşıl(ma)maktadır?!.

Bu dersin kaynakçası var mıdır?!.

3/Zeybek,horon v.b. bir dans performansı mıdır?:

Zeybek,horon dans mı, yoksa “halk oyunu” türü müdür? Eğer dans ise, geçen yazıda verdiğim emektar  isimler; konuyu bilmeden kürek sallamışlar, eser yayınlamışlar, yıllarca meslekleri olmadığı halde halk oyunlarını geliştiriyoruz diye koşturmuşlar, ilk THO Bölümü’nü kurmaya teşebbüs ederek  bunu gerçekleştirmişlerdir!...

Demek ki; boşuna vakit kaybetmişlerdir!...

İlgili  diğer 6 THO Bölümü de aynı anlayışta mı acaba?

Görüş bildirirlerse –yer verir- seviniriz…Biz, diğer bölümleri incelemeye devam edeceğiz…

Not: THO Bölüm açıklamalarında sürekli “repertuar” yazılmıştır, “repertuvar” olarak düzeltilmelidir. “Her geçen gün genişlediği düşünülen Türk Halk Oyunları repertuarı, iyi yetiştirilmiş mezunlar ile birlikte ülke kültürümüze önemli katkılar sağlamış olan bölümümüzce dans ve müzik ilişkisi içerisinde ele alınmaktadır.” Ders planlarında doğru yazılmıştır.

Biz, sadece; web sayfalarının, müzik/oyun terminolojisinin doğru/düzenli/akademik  olması için düşüncelerimizi yazıyoruz. Gözden kaçan bu noktalar düzeltilirse alan kazanmış olur…

*“THOF mahalli, geleneksel, stilize, komple nitelikli ve proje yarışmaları dallarında kulüpler arası halk oyunları yarışmaları düzenlemektedir. Bu düzenlediğimiz yarışmalarımız Minikler, Yıldızlar, Gençler ve Büyükler olmak üzere 4 farklı yaş kategorisinde yapılmaktadır. 12 farklı grup ve 4 final yarışması olarak düzenlenen yarışmalara 81 il merkezinden yaklaşık olarak 650 kulüp ve 40.000 sporcu katılmaktadır. Bünyesinde bulunan alt kurulları ile organizasyon konusunda yeterli tecrübeye ve yeterliliğe sahip olan Federasyonumuz; Milli Eğitim Bakanlığı, Üniversite Sporları Federasyonu, Gençlik Hizmetleri Daire Başkanlığı ile protokoller ve ortak çalışmalar yapmakla birlikte adı geçen kurumların düzenlemiş oldukları yarışmaların hakem atamalarını yapmaktadır.”

Konu ile ilgili gelen bir yazıyı paylaşmak istiyorum:

“22.05.2017 tarihinde İnternet haber de yayınlanan “Türk Halk Oyunları”, neden “Geleneksel danslar” oldu?!.. başlıklı yazıyı gördüğümde ben de halk oyunlarına hizmet etmeye çalışan, branşı için mücadele veren bir fert olarak heyecanlı bir şekilde yazının içeriğini okudum. Göktan Ay hocamızın düşüncelerine katılarak “halk oyunları” adı altında kalması gerektiğini düşünüyorum. Kaldı ki halk oyunlarının tek sorununun bu olmadığı ve bu işe gönül veren bilim insanlarının halk oyunları mı? halk dansları mı? geleneksel dans mı? gibi kelime ve cümlelerde anlam aramaktansa değerli zamanlarını halk oyunları branşının geleceği, geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması yönünde çalışmalar yapmalarının daha faydalı olacağını düşünüyorum.

Konuya öncelikle herkes tarafından iyi kötü tarif edilebilen, sporun tanımını yapmakla başlamak istiyorum. “Spor, fiziksel, zihinsel, bilişsel ve sosyal gelişimi amaçlayan, oyun ya da yarışma formunda olan, kurallı ya da kuralsız, ferdi ya da takım halinde yapılan, rekabete dayalı, eğlenceli etkinliklerin tümüne denebilir”. Şimdi sizlere sormak istiyorum “halk oyunları sanatsal ve kültürel yönünün yanı sıra spor olarak kabul edilebilir mi?, “ Ya da yapmış olduğumuz tanımın içersindeki özelliklerden hangisi halk oyunlarına uymamaktadır”

Konuşulması gereken en önemli sorunlardan, özellikle konuşmakla kalmayıp icraat yapılması gereken sorunlardan bir tanesi; Dünyada ve ülkemizde “bocce, golf, dart, satranç, step aerobik v.b. bir çok branşın spor olarak kabul gördüğü bir noktada, aynı anda bir çok özelliği bir arada taşıyan(sanatsal, kültürel ve sporsal) halk oyunlarının hareket ve egzersiz içerdiği herkes tarafından kabul görmesi ve 2001 yılında kurularak Federasyon haline gelen halk oyunları branşının da “spor” olarak kabul edilmesi bir zorunluluktur. Günümüzde Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Bartın üniversitesi, Bitlis Eren üniversitesi, Bursa Uludağ Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokul’larına halk oyunları branşında öğrenci alımı yapılmakta ve öğretmenlik bölümünden mezun olanlar öğretmenlik hakkı elde etmekte, antrenörlük bölümlerinden mezun olanlar ise 2. kademe antrenör olarak mezun olması sağlanmaktadır. Bu konunun, diğer Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokul’larında görev yapan öğretim üyesi ve öğretim elemanları tarafından kabul görmesi sağlanmalı ve topluma da halk oyunları branşının sporsal yönü empoze edilmelidir.

Tokat Gaziosmanpaşa üniversitesi olarak sporcu öz geçmiş puanı ile 4 yıldır alım yapmaktayız. 1.sınıftan 4. Sınıfa kadar halk oyunları branşında yaklaşık 24 halk oyuncuya(bay-bayan) eğitim ve öğretim imkanı sunmuş olduk. Önümüzdeki eğitim ve öğretim yılında da alımlara devam edeceğiz. Bu imkanın başka üniversitelerde de sağlanması gerekir diye düşünüyorum. Biz halk oyunları  konusunda hassas davranırken, konservatuarların isim değiştirmeleri üzerinde düşünülmesi gereken bir durumdur.

Görüşmek üzere saygılar hocam. Okutman Özgür Zafer ALKAYA/Gaziosmanpaşa Üniv. Besyo/Tokat Halk Oyunları İl Temsilcisi”

Üniversiteler değerlendirildi…

“ODTÜ Enformatik Enstitüsü bünyesindeki University Ranking By Academic Performance (URAP) Araştırma Laboratuvarınca yapılan ve dünya genelindeki üniversitelerin bilim alanları başarısını gösteren sıralamada, 2 Türk üniversitesi dünyanın ilk 100 üniversitesi arasına girme başarısını gösterdi. Listede, mimarlık alanında İTÜ dünya 97.si ve ODTÜ de dünya 100'üncüsü olarak tüm alanlar içinde en iyi dereceyi elde eden Türk üniversiteleri oldu.” (Basından) Tebrikler İTÜ ve ODTÜ… 

YÖK İSTATİSTİKLERİ NE DİYOR?...

Üniversite sayısı 193 idi, ama takipte zorlanıyoruz, sanıyoruz 200’e yaklaştı. TBMM’de görüşülmesini bekleyen 10’a yakın üniversite kurulması  teklifi var… Aşağıdaki listede, Y.Doç. sayısının ne kadar fazla olduğu görülecektir. Hep söylüyoruz, artık Dr./Sanatta yeterlik yapanlar kolayca Y.Doç. olabiliyorlar. Ancak; alanında birikmiş ve belli yaşa gelmiş, üretmiş, üniversitede 10-15 yılını doldurmuş, yabancı dil barajı yüzünden yükselemeyen Y.Doç.lere mutlaka bir yönetmelikle üst ünvanları verilebilmeli. Bu şekilde, hem akademisyenler, hem de üniversiteler kazanmış olur.

YÖK istatistiklerine göre üniversitelerimizdeki son durum şöyle:

2016-2017 öğretim döneminde 7.198.987 öğrenci var.
Akademisyen sayısı  151.763.
Akademisyenlerin dağılımı; 22.535 Prof., 14.203 Doç., 34.652 Y.Doç., 21.423 Öğr.Gör., 9.799 Okutman, 3.774 Uzman, 45 bin 321 Arş.Gör.
Akademis-yenlerin 84.958’i erkek, 66.805’i ise kadın.
Kadın akademisyenlerin dağılımı;6.933Prof., 5.282 Doç., 14. 467 Y.Doç., 9.367Öğr.Gör., 6.146 Okutman, 1. 871 Uzman, 22. 714 Arş.Gör.

Erkek akademisyenlerin dağılımı;15.602 Prof., 8. 921 Doç., 20.185 Y.Doç., 12. 56 Öğr.Gör., 3.653  Okutman, 1.903 Uzman, 22.607 Arş.Gör.
Öğrencilerden 6.629. 961’i Devlet Üniversitelerinde, 554.218’i Vakıf Üniversitelerinde, 14.808’i  Vakıf Meslek Yüksekokullarında öğrenim görüyor. Öğrencilerin dağılımı; 3.886.107 erkek, 3.312.880 kız.

basında 24.İstanbul Türk Müziği Festivali

“…Seneler içinde hemen her dalda çeşitli ödüller kazandım. İçime gerçekten yara olan Türk Müziği'nde hiç teşvik görmemem idi. Ahir ömrümün sonlarında MÜZDAK -İstanbul Türk Müziği Dernek ve Vakıfları Dayanışma Konseyi- sanki hissetmiş gibi beni onurlandırdı. Hani kimi yarışmalarda kulis yaparlar ya sizi temin hiçbir alakam olmadı. Sağ olsun İTÜ Konservatuvarı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Göktan Ay bildirdi. Tüm içtenliğimle söylüyorum; "Nobel kazandın" dense bu kadar mutlu olamazdım.

Önemli kişilik

Göktan Ay hakkında biraz bilgi vermek istiyorum. MÜZDAK'ın başkanı. tam 24 yıldır "İstanbul Türk Müziği Festivali"ni koordine ediyor. Her Mayısta organize ettiği festivalleri izleyip övenlerin yazdıkları ciltler doldurur. Eyüp'teki Tarih Koleji öğrencilerini Şile'nin Üvezli Köyü'ne götürüyor. Oradaki Yıldız Aytaman İlkokulu öğrencileriyle buluşturuyor. İstanbul'un iki ucundan gelenler birlikte çalıp söylüyor. Tekirdağ B.B. Türk Musikisi Topluluğu konseri gibi pek çok etkinlik başarıyla gerçekleşmişse Ay'ın eseri.

Festival kapsamında bir de onore edişi atlamak istemiyorum. Şişli Kent Kültür Merkezi'nde "Dört Yapraklı Yonca" adlı konserde müzik STK'larınca "2017 Türk Müziğine Hizmet ve Onur Plaketi" Göktan Ay'a verildi. Bu konserin diğer özelliği İTÜ Türk Müziği Konservatuvarı mezunu sanatçıların "konuk icracı" olarak katılımlarıydı. Muhteşem final

Festivalin sonuncu gösterimi Avcılar-Barış Manço Kültür Merkezi'nde gerçekleşti. Ben de bulundum. Dünkü Kültür Sanat sayfamızda, Salim Yavaşoğlu kardeşimin haber ve fotoğraflarını gördünüz. Sıra bana geldi. Bu güzel ve özel geceyi özetle aktaracağım. Avcılar Belediye Başkanı Dr. Handan Toprak Benli ve muhterem eşi fevkalade ev sahipliği yaptılar. Belediyenin kurduğu konservatuvar öğrencilerinin gösterileri inanılmaz güzeldi. Düşünün minikler, gençler ve büyükler üç ayrı grup halinde icrada bulundu. Koreografiler güzelliklerdendi. Seneye buluşma sözü verildi. Bizzat Başkan Handan Hanım'ın ağzından.

Yine Yrd. Doç. Dr Göktan Ay'a dönecek olursam, Allah enerjisini daim etsin. Bu kadar farklı yerde aynı enerjide çaba gösterebilmeyi anlatacak kelime yok. Arada yaptığı eleştirilerin her biri "doğruluk kuralı". Sevgi, saygı ve başarılarının daim olması dileklerimi yolluyorum. Yakışacak tek sıfat "Türk Müziği Cengaveri"dir….”

Kızımdan, Annelere Bir Reklam...