BIST 9.931
DOLAR 32,44
EURO 34,73
ALTIN 2.440,99
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

İşte CHP'nin en çok sevdiği soru

İç tartışmaların tükenmediği CHP'de neler oluyor? 4 saatlik CHP turundan edindiğimiz izlenimler...

Abone ol

Nergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER

ANKARA- Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığında oluşan yeni yönetime karşın hergün birbirinden farklı seslerin çıktığı CHP'de neler oluyor? CHP Genel Merkezi'nde geçirdiğimiz 4 saatte bu sorunun yanıtını aradık.

Gördüğümüz seçim beyannamesine ve yürütülecek propaganda faaliyetleri için iyi bir ajans arayışına kilitlenmiş bir CHP oldu. Koridorlar ellerinde dosyalarla dolaşan çok sayıda ajans yöneticisi ile dolu. SUnumlar dinleniyor, her katta bir başka çalışmanın toplantısı yapılıyor. Bir genel başkana, bir diğer genel başkan yardımcısının odasına koşuşturan yöneticilere ancak selam verebiliyoruz. İç tartışmalara değil yeni dönemde partinin politikalarını oluşturmaya kilitlenen yöneticilerin en sevdiği soruyu bu arada öğreniyoruz. Bu soru aile sigortası önerisine yönelik hükümet kanadından gelen "Kaynak ne?" sorusu. Yöneticiler bu soru için en sevdiğimiz soru yanıtını veriyor. Nedeni ise bu soru soruldukça aile sigortası vaadinin gündeme geliyor olması.

CHP'nin 12 katlı binasında sefere çıkmadan önce güç toplamak için yemekhaneye uğradık. Enerjimizi aldıktan sonra ilk durağımız türban raporu tartışmalarıyla gündemden düşmeyen Genel Başkan Yardımcısı Sencer Ayata'nın odası oldu.

İLK DURAK SENCER AYATA 

CHP'nin yeni dönem politikalarını oluşturmada önemli bir rol üstlenen Ayata'ya hemen gündemdeki konularla ilgili sorular yöneltmek istedik. Sözümüzü kesen Ayata, "Türban, tarikat ve alkol" gibi güncel konulara girmediğini söyledi. Partinin politik bakışını ortaya koyacak çalışmaları yürüten Ayata'nın gündeminde yoksulluk, işsizlik ve sivil toplum gibi konular var. En sevdiği soru da hükümet kanadından hergün CHP'ye yöneltilen "Kaynak ne?" sorusu. Bu soru her sorulduğunda sevindiğini anlatan Ayata, bu sayede partinin ana seçim vaatlerinden biri olan aile sigortasının gündeme gelmesinden memnun.

Ayata'dan türbanla ilgili rapor bekleyenlere ise kötü haber var. Ortada ne bir rapor hazırlığı ne de bir rapor var. Anladığımız kadarıyla bu ancak iktidar olunması durumunda üzerinde çalışılacak bir konu. Partinin de şu an öne çıkan bir gündem maddesi değil. Ayata'yla kısa sohbetimiz acil bir toplantı çağrısı ile kesildi. Biz de diğer genel başkan yardımcılarına merhaba demek için sefere devam ettik.

EKSEN KAYMASI DEĞİL DEĞİŞİKLİĞİ VAR

CHP'de ikinci durağımız partinin dış politikasından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Osman Korutürk'ün odası oldu. Korutürk'e Başbakan Erdoğan'ın muhalefete yönelik, "Dış politikayla ilgili ayakları yere basan öneri veya eleştirileri yok" sözlerini hatırlattık. Bu eleştiriyi gülümseyerek karşılayan başarılı diplomat Korutürk hemen gündemdeki konular üzerine kısa değerlendirmeler yaptı.
"Dış politikada eksen kayması" sözünün bilinç istek dışı bir durumu ifade ettiği için yeterli bulmayan Korutürk, tersine bilinçli bir değişimin ürünü olarak gördüğü dış politikadaki değişim için "Eksen değişikliği var" yorumu yaptı. Arap ülkeleriyle yapılan bir toplantıda Başbakan Erdoğan'ın "Biz" diye başladığı cümleleri hatırlatıp, "Biz o muyuz?" diye sordu.

YA DAVUTOĞLU'NUN BAŞINA BİR ŞEY GELSEYDİ

Korutürk'e göre Türkiye dış politikasındaki eksen değişikliği kadar önemli bir sorun da "Maceracı dış politika" yürütülmesi. Örnek ise Davutoğlu'nun gizli bir sığınakta Hizbullah lideri ile yaptığı görüşme. Davutoğlu'nun o görüşmeye katılması, kenarda oturan bir bakan olarak verdiği fotoğraf gibi bir dizi diplomatik hataya dikkat çeken Korutürk'e göre bunlar bir kenara en büyük risk o buluşma sırasında yapılabilecek bir saldırıydı. İsrail'in orayı bombalama ihtimalini ortaya atan Korutürk, "Bu gerçekleşseydi o zaman bunun bedelini Türkiye istikrarı nasıl ödeyecekti? İsrail'le savaşa mı tutuşacaktık. Uçaklar mı kaldıracaktık. Bu maceracı bir dış politika" eleştirisi getirdi.

TEKİN'E ZİYARETÇİ AKINI

Her oda da bir ziyaretçi, her salonda bir toplantı yapılan CHP koridorlarında iki kez CHP'nin ikinci adamı olarak ifade edilen Gürsel Tekin'i ziyaret etmek istedik. Genel Başkanın bulunduğu 12. kattan uzun süre inemeyen Tekin'in kapısında bekleyen il ve ilçe örgütlerinden onlarca kişiyi görünce görüşme talebini bir başka zamana erteleyip ısrarcı olmadık.

MİT'TEKİ AJANLAR NİYE AYAĞA KALKMADI?

Genel merkeze sığamadıkları için AK Parti'nin odalarını incelemek üzere casus gazeteci gönderdiği sözleriyle gündeme gelen Hurşit Güneş'i yine partinin koridorlarında oda ararken yakaladık. Çalışma arkadaşlarıyla odaları inceleyen Güneş'e gazetecileri rencide eden sözlerinden geri adım atıp atmayacağını sorduk. Sözlerinin abartıldığını savunan Güneş konuya esprili bir dille yaklaşarak "Ben casus gazeteci demişim. Gazeteciler ayaklandı. Peki casuslar niye ayaklanmıyor. Şimdi casuslar alınırsa napacağız. Biraz gülümsemeliyiz. Ben bir şaka yaptım. Her şeyi ciddiye alarak yaşanmaz. Burada abartılacak bir şey yok" dedi.

SEKRETERLERE VATANDAŞ AYARI

Seçim öncesi yeni yapılanmadan payını CHP'de çalışan sekreterlerin de nasibini aldığını öğrendik. Genel başkan yardımcılarıyla görüşmek için beklediğimiz sekreter odalarında edindiğimiz bilgiye göre genel merkezin işleyişinden sorumlu Hurşit Güneş ve Bihlun Tamaylıgil sekreterlerle toplantı yaptı. Daha önce şirket yöneticiliği yapan, aynı zamanda lisanslı voleybol oyunculuğu olan Tamaylıgil "takım oyunu" istedi, sekreterlere güleryüzlü olun, telefonları sıcak sözlerle açın, kimseyi terslemeyin uyarıları yapıldı.

MUHTARIN KILIÇDAROĞLU İLE GÖRÜŞME UMUDU

CHP binasının katlarında dolaşırken asansörde karşılaştığımız bir muhtar da bizi çok şaşırttı. Kılıçdaroğlu ile görüşmediği için kendi kendine söylenen kadın muhtarın istediği zaman gelip Kılıçdaroğlu ile görüşme hakkı olduğuna dair inancı hoşumuza gitti. Kadın muhtarı Kılıçdaroğlu'nun çok yoğun bir programı olduğunu belki genel başkan yardımcıları ile bile görüşmekte sıkıntı çektiğini anlatarak biz sakinleştirmeye çalıştık. Ama ikna edemedik.