BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
HABER /  GÜNCEL

İstanbul'dan izlenimler: AKP’de düğün, CHP’de hüzün

Kürşat Akyol'un AKP ve CHP'nin İstanbul il binaları önünden izlenimleri.

Abone ol

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Beyoğlu ilçe binası önünde küçük çaplı bir nümayiş var, onlarca kişi düğün-dernek kurmuş adeta seçim gecesi.

Havai fişeklerden ortalığı duman kaplamış durumda. Parti yöneticilerinden biri, kutlama yapanları sıklıkla uyarıyor park halindeki seçim propaganda araçlarından birinden, trafiğin aksamaması için.

Davul-zurna eşliğinde halay çekiyor gençler; başları örtülü, örtüsüz kadınlar ellerindeki bayrakları sallayarak eşlik ediyor.

Bir genç yanaşıyor, “Başbakanımız'la gurur duyuyoruz, Kasımpaşalı’yız” diyor.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın doğup, büyüdüğü yer burası. Onunla aynı mahalleden olmak buradaki pek çok kişi için önemli.

59 yaşındaki başörtülü kadın, caddenin karşı tarafında, iki oğluyla birlikte gelmiş. 5 yıldır AK Parti üyesiymiş. Çok sevinçli olduğunu anlatıyor.

“Tayyip Bey bize çok hizmet etti” diyor, şükürler ediyor.

“Daha önceleri hastane kapılarında sürünürdük, şimdi istediğimiz hastaneye gidiyoruz. İstediğimiz eczaneden ilacımızı alıyoruz” diye anlatıyor şükranını.

Peki, bundan sonraki beklentisi ne?

Yeni anayasa meselesi

“Valla, işçileri de görsün, emeklileri de, asgari ücretliyi de.” Emekliymiş. Emekli maaşlarına biraz zam istiyor, “geçinebilsinler” diyor.

Dans eden başı açık bir başka kadına sormaya çalışıyoruz düşüncelerini. “Ne söyleyeceğim, işte her şey ortada” diyor kutlama yapanları göstererek.

45 yaşındaki baba, 3 çocuğundan büyük olanla birlikte gelmiş buraya. Güvenlik görevlisi, kızı 12-13 yaşlarında görünüyor. Üzerlerinde eşofmanlar, ellerinde parti bayrakları var.

“Beklenen oldu” diyor, ama tam olarak tatmin olmuş değil sonuçlardan. 330’u geçmeliymiş AK Parti.

330, bir partinin anayasayı tek başına referanduma sunabilmesi için Meclis’te ihtiyacı olan sandalye sayısı.

- Bu durumda, yeni anayasa nasıl yapılmalı?

“Anayasa, Meclis’teki diğer partilerin de görüşleri alınarak yapılmalı” diyor, “milletin ortak olduğu bir anayasa” istiyor.

Halaya, yoldan geçen araçlar da klâksonlarıyla destek veriyor.

Hep birlikte, “Recep Tayyip Erdoğan” diye her hecenin üzerine basarak halay çeken gençler, arada, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na çatıyor:

“Delikanlı Kemal, neredesin haney?..”

Totaliter rejim kaygısı

CHP’nin Beyoğlu ilçe binası ise, Taksim’de, İstiklal caddesinin hemen girişinde. Cadde, seçim yasakları kapsamındaki alkollü içki yasağının da etkisi olsa gerek, normalden sakin görünüyor.

CHP ilçe örgütünün bulunduğu bina da öyle. Yoldan geçenler dışında kimse yok önünde.

3. kattaki ilçe teşkilatında, bir odada yöneticiler toplanmış, tartışıyor. Bir başka odadaki masanın etrafında, 15-20 kişi bilgisayarlar başında, sandıkları takip ediyorlar.

Partililerin buluşup sohbet ettiği odadakilerin sayısı ise, daha az. 8-10 kişi televizyon başında seçim sonuçlarını izlemede. Bazı yüzler hüzünlü görünüyor, gazeteci misafire zoraki gülümsüyor.

Gülümseyenlerden biri tanıdık, mahalleden. 56 yaşında, biyolog. Sonuçları beğenmediğini söylese de, “Şaşırtıcı olmadı. Bana göre CHP, alabileceği en yüksek oyu aldı” diyor.

- Sonuçlardan anlaşılan ne?

“Halk kesinlikle kavga istemiyor. Yüzde 50 bu demek” diye cevaplıyor, “Halk, Kürt meselesi çözülsün istiyor.”

Birkaç sandalye uzaktaki adamın gözleri televizyonda, kulakları bizde.

1972 doğumlu, ticaretle uğraşıyor, CHP gençlik örgütlerinde liderlik yapmış geçmişte.

Aynı soruyu şöyle cevaplıyor:

“Türkiye’nin geleceğiyle ilgili karanlık bir tablo ortaya çıktı. Tek parti dönemine, totaliter ve otoriter bir rejime doğru yol alıyoruz.”

- Peki, anayasa meselesi?

AK Parti’nin bağımsız vekillerden sağlayacağı destekle, referanduma gideceği görüşünde. Ama, yeni anayasanın yüzde 50’den fazlasıyla onaylanmasını yetersiz buluyor. “En az yüzde 70-75 oyla onaylanmalı. Kaldı ki, o bile demokratik olmaz” diyor.

Benzer kaygıları taşıyan bir başka CHP’li, 34 yaşında, reklam fotoğrafçısı.

Onun da kaygısı anayasa. “Demokrasi, azınlıkların haklarının korunmasıdır” diyor, demokratik bir anayasa yapılacağına dair umudunu kaybediyormuş.

- Peki, CHP’nin durumu?

Normal buluyor, Avrupa Birliği dahil dünyada sağ iktidarların önde olduğunu, neo-liberal politikaların ağırlık kazandığını söylüyor.

“Türkiye de, bundan, dünyadan uzak değil. Sandığa ideolojik yansımasının yarattığı görünüm bu. Bence tablo tam böyle” diyor.