BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  GÜNCEL

İstanbul depremine 1 saniye kaldı

İstanbul'da 1 saniye sonra bile deprem olabileceğini belirten Prof. Dr. Celal Şengör, hükümetin önlem almak yerine kadrolaşma peşinde koştuğunu iddia etti...

Abone ol

Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Celal Şengör, İstanbul'da 1 saniye sonrasında bile bir deprem olabileceğini ve bu durum karşısında en duyarlı kesimin Türk Silahlı Kuvvetleri olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Şengör, Amerika'nın Sesi Radyosu Türkçe Yayınlarının sorularını yanıtladı. Türkiye'nin deprem konusunda bilince yönetsel açıdan ulaşamadığını vurgulayan Prof. Dr. Şengör "Yönetimi ikiye ayırmak lazım. Bir kere sivil yönetimin ulaşmadığı kesin. Fakat Türkiye'de askeri cephe bu işi çok ciddiye alıyor. Onlar gayet iyi hazırlanıyor. Dolayısıyla şöyle diyebilirim; bilim adamları olarak bizim askerlerden şikayetimiz yok bilakis kendilerinden çok memnunuz. Fakat sivil yönetim aynı hassasiyeti, aynı bilinci ve aynı bilgili yaklaşımı gösteremiyor" diye konuştu. Prof. Dr. Şengör, asker askerlerin, kendileriyle çok sıkı dirsek temasında bulunduğunu ifade etti. Prof. Dr. Şengör, "Ordu, hem askeri tesislerin iyileştirilmesi sağlamlaştırılması, hem de askerin çevresindeki sivile vereceği hizmet konusunda çok hazırlıklı" dedi. "HÜKÜMET KADROLAŞMA PEŞİNDE" Prof. Dr. Şengör,'ün hükümetin hazırlık seviyesine ilişkin açıklamaları ise şöyle: "Hükümet kademesi tam bir felaket. Çünkü, bu işlerde hassasiyetle görev yapan kurumların çalışmasına politik müdahale ediyorlar. Mesela TÜBİTAK'ın başından çok kıymetli bir bilimadamı alındı, yerine uluslararası bilim dünyasında ismi hemen hemen bilinmeyen bir kişi getirildi ve bunun hiçbir gerekçesi sunulmadı topluma. MTA içerisinde, yani Türkiye'nin jeolojik araştırmalar içerisinde politik bir hareket yapıldı. Orada çalışanların hepsi huzursuz edildi. Bu maddi bir getiri değil, bu bir kadrolaşma hareketi. Gayet açık görünen bir tablo. Yani benden olanlar, senden olanlar mantığıyla kurumların ele geçirilmesi. Ama bunun yanında TÜBİTAK gibi kurumların aynı zamanda maddi getirileri de var. İşçi ve memur istihdam etme kapasiteleri var, MTA da aynı durumda, MTA'nın mesela çok yaygın tesisleri var Türkiye çapında. Bunlar her zaman bütün partilere cazip gelmiştir. Ve bu yüzden bu kurumların rahat çalışmasına izin vermiyor politikacılar. Biz bundan çok şikayetçiyiz." DEPREM TÜRKİYE'NİN BAĞIMSIZLIĞINI TEHDİT EDER" Prof. Dr. Şengör, Marmara depreminin zamanlamasına ilişkin bir soruya ise, "İki saniye değil, bir saniyede de olabilir. Şu anda da deprem olabilir ama bizim bilebildiğimiz büyük bir olasılıkla yüzde 70'e yakın bir olasılıkla; önümüzdeki 50 sene içinde herhangi bir an olabilir. Ve bu deprem olduğu takdirde çok büyük zarar verir. Ben bunu birkaç kere dile getirdim. Türkiye'nin bağımsızlığı tehdit eder böyle bir deprem. Yani düşünün Türkiye bir günde İstanbul gibi bir şehirde ciddi yıkım görecek. Yaklaşık 30 ile 50 milyar dolar arasında paraya ihtiyaç gösterecek. Beceriye ihtiyaç duyulacak. İstanbul'un baştan imarı ne kadar zordur, düşünün. Türkiye ister istemez dışarıya el açmak zorunda kalacak. zaten şu anda el açmış durumda." Prof. Dr. Şengör, İstanbul'da oturanların, oturduğu yere baktırması ve en acil tedbirlerin önceden alınması gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Şengör, "politikacıların her şeyi bilbildiğini ve büyük bir cehalet içerisinde izlediklerini" de savundu. Prof. Dr. Şengör, medyanın da politikacılardan farklı olmadığını söylerken, sorunun kaynağının, "Atatürk'ün çizmiş olduğu eğitim planından sapılmasından" kaynaklandığını vurguladı. Prof. Dr. Şengör, "Atatürk'ün en çok korktuğu şey başımıza geldi" dedi.