BIST 10.400
DOLAR 32,23
EURO 34,95
ALTIN 2.412,19
HABER /  GÜNCEL

İşçiler özelleştirmeye direniyor

Özelleştirme kapsamına alınan Seydişehir Aliminyum İşletmesi'nde çalışan işçiler direniyor. Peki niçin fabrikalarını sattırmak istemiyorlar? Bu direnişin sebebi ne?

Abone ol

Uzmanlar, özelleştirme kapsamına alınan Seydişehir Alüminyum İşletmesi'nin teknolojisinin güncel olduğunu, devamlı kar ettiğini, şehrin sosyal yaşamının fabrika üzerine kurulduğunu söyledi.

Seydişehir Postası Gazetesi'nin sahibi Zeki Erman, "Halk işçilerle birlikte özelleştirmeye karşı direniyor" dedi. Hükümet, SEKA İzmit İşletmesi'nin kapatılması sırasında yaşanan direnişin bir benzeriyle Seydişehir'de karşı karşıya.

İşletmenin kamuya yük olduğu iddiasının "büyük bir kandırmaca" olduğunu belirten Metalurji Mühendisleri Odası Başkanı Cemalettin Küçük, tek olan işletmenin talip olan uluslararası tekellere satılması durumunda Türkiye'nin tamamen dışa bağımlı hale geleceğine dikkat çekti.

Dün fabrikaya talip olan şirket temsilcileri inceleme yapmak için kente gelmiş; fabrikaya girmelerine engel olan işçilere ve halka polis sert şekilde müdahale etmişti.

Küçük, "halkın üzerine polisi saldırtan İçişleri Bakanının istifa etmesi gerektiğini"söyledi.

Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu'na (Hak-İş) bağlı Çelik-İş Sendikası Seydişehir Şube Başkanı Muharrem Oğuz, her türlü zorluğa ve "faşist önlemlere" karşın direndiklerini ve gelen firma yetkililerini içeri sokmadıkları belirterek, "Almaya gelenlerle mücadelemiz sonuna kadar devam edecek. Burada direniş üç-beş günlük bir şey değil bu bizim normal yaşantımız olacak. Özelleştirme kararı geri çekilene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.

Oğuz, hükümetin özelleştirme politikaları doğrultusunda bilinçli olarak yatırım yapmaması ve yaşanan tüm olumsuzluklara karşın fabrikanın geçen yılki karının 26.5 milyon dolar olduğuna dikkat çekti.

Seydişehir tarihinde ilk kez böylesi bir direniş yaşandığını söyleyen Oğuz, "Esnaf kepenk indirdi, insanlar çocuklarını okula göndermedi ve bu kendiliğinden oldu. Seydişehir halkı, esnafıyla, işçisiyle, yaşlısı, kadını ve çocuğuyla tek vücut oldu. Fabrikamızın satılmasına izin vermeyeceğiz" diye konuştu.

"Başka yönlere çekmeye çalışanlar yanılıyorlar, bu bir hak arama mücadelesidir" diyen Oğuz şöyle devam etti:

"Dünkü yaşanılanların ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün grup toplantısında olayları provakasyon ve siyasi yönlendirme olarak değerlendirmesi bizi üzdü. Biz işimize sahip çıkıyoruz bizim kimseyle siyasi bir göbek bağımız".

Seydişehir Postası Gazetesi'nin sahibi Zeki Erman, Seydişehir halkının kaderinin fabrikanın kapatılıp kapatılmamasına bağlı olduğunu; fabrikanın çalıştırılmaması durumunda ilçenin büyük bir sosyal kriz yaşayacağını belirtti.

Sosyal ve ekonomik yaşantısı tamamıyla Alüminyum İşletmesine bağlı olan halkın gergin bekleyişinin sürdüğünü söyleyen Erman, "Halk işçilerin haklı mücadelesinde onlarla birlikte. Halk özelleştirme kararının geri çekilmesini istiyor" diye konuştu.

Türkiye Mimar Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) Metalurji Mühendisleri Odası Başkanı Cemalettin Küçük, Seydişehir'in cevherden folyoya üretim yapan dünyadaki tek tesis olduğunu belirterek, "Başbakanın teknoloji konusundaki bilgiler yanlıştır ve kendisi halkı yanlış yönlendirmeye çalışıyor" dedi.

Dünyada kullanılan teknoloji ile Seydişehir'deki teknolojinin aynı olduğunu ifade eden Küçük, "Seydişehir'deki teknoloji geçerliliği koruyor. Eskimeler söz konusu ancak dokunmazlarsa tesis kendisi yenileyebilecek ve geliştirebilecek potansiyele sahip" diye konuştu.

Seydişehir Alüminyum İşletmesinin borcu bulunmadığını kurulduğu günden beri dünyanın en karlı tesislerinden biri olduğunu savunan Küçük şöyle devam etti:

"Seydişehir Alüminyum İşletmesinin kurulduğu günden buyana 2 milyar dolar katma değeri sözkonusu. Özelleştirme kapsamından çıkarılırsa kendi potansiyeliyle karını ikiye katlayabilir. Uluslararası tekeller, bu özelleştirmeyle Türkiye'yi alüminyumda bağımlı hale getirmeyi amaçlanıyor".

Küçük, "Kendi halkının üzerine polisi saldırtan İçişleri Bakanı'nı istifaya çağırıyoruz" diye konuştu.

Uçak ve savaş sanayiinden, mutfağa kadar 400 ayrı alanda kullanılan alüminyumda, Seydişehir'deki rezerv 45 milyon ton. 2005 yılı ihtiyacına göre, Türkiye'nin 120 yıllık ihtiyacını karşılayacak kadar maden var.

Alüminyum hafif ve paslanmaz metal özelliği, geri dönüşüm olanağının kolaylığı yüzünden kullanım alanı giderek genişleyen çevreci bir maden.

Mevcut haddehanelerde profil, levha, rulo, şerit ve folyo üretiminin yapıldığı fabrika, ayrıca, yedek parça alet ve ekipmanlarının üretildiği makine ve teçhizat fabrikası, buhar ünitesi, laboratuar ve elektrik enerjisi yönetim birimi gibi ana birimlerin dışında, 21 yardımcı üniteye sahip ve 64.5 bin ton kapasite ile çalışıyor.

Türkiye'nin madenden birincil alüminyum ve katma değeri yüksek uç ürün üreten tek "entegre" alüminyum tesisi olan Seydişehir Alüminyum Tesisleri 18 Ağustos 2003 tarihli kararla Özelleştirme Kapsam ve Programına alındı.

Birlikte projelendirilmesine karşın yıllarca Seydişehir Alüminyum Fabrikasına verilmeyen Oymapınar Barajı da fabrikanın özelleştirme kapsamına alınmasından sonra devredildi.

Alüminyum Seydişehir'i var ediyor

Seydişehir'in nüfusu Alüminyum Tesisleri'nin inşaatının başlamasıyla birlikte arttı ve ikiye katlandı. 1927'de yapılan ilk nüfus sayımına göre ilçenin toplam nüfusu29 bin 399'du. 1935-40 arasında dışarıya göç veren ilçede son nüfus sayımına göre 87 bin 321 kişi yaşıyor.

Cumhuriyetin ilk yıllarında bire 10 oranında olan kent-köy nüfus oranı da Alüminyum Tesisleri'nin de etkisiyle kent lehine döndü. Bugün ilçe merkezinin nüfusu köy nüfusunun yaklaşık iki katına ulaştı.

Seydişehir Alüminyum Tesisleri'nde 2002 yılı verilerine göre fiili olarak 3 bin 211 kişi çalışıyor.

İlçede üçü alüminyum soğuk döküm olmak üzere, un, yem, tuğla, plastik üretimi yapan 14 fabrika var. Alüminyum Tesisleri'nin ihtiyacı ile güçlenen nakliye sektörüne kayıtlı bin 750 üye bulunuyor. Sanayiinin yanı sıra en önemli iki ekonomik etkinlik alanı tarım ve hayvancılık.

2002 Genel seçimlerinde Seydişehir'de toplam oyun yüzde 55'ini alan Adalet ve Kalkınma Partisi'ni (AKP) oyların yüzde 14'ünü alan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) takip etti.

Yüzde 10 oy alan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve yüzde 6.7 oy alan Doğru Yol Partisi (DYP) üçüncü ve dördüncü partilerdi.

1999 genel seçimlerindeyse MHP oyların yüzde 26'sını alarak birinci parti olmuş; daha sonra kapatılan Fazilet Partisi de (FP) yüzde 24 oranında oy almıştı.

Her iki seçimde de Seydişehir'de katılım Türkiye genelinin üzerine çıktı. 2002'de 45 bin 616 seçmenin bulunduğu ilçede katılım oranı Türkiye ortalamasının üzerine çıkarak yüzde 88 oldu. 1999'da da katılım oranı yüzde 92'ydi.

Haber: Kemal Özmen

Kaynak: www.bianet.org