BIST 10.267
DOLAR 32,27
EURO 34,77
ALTIN 2.409,90
HABER /  GÜNCEL

İpekçi kestanecileri giydirecek

Modacı Cemil İpekçi, yeni mağazası, planları ve tasarımlarıyla soruları yanıtladı.

Abone ol

Modacı Cemil İpekçi, ilkini Mersin'de açtığı ''çingene'' anlamına gelen ''Tzagane''ile, içinde bir evde bulunabilecek dekorasyon amaçlı her türlü eşyanın yer aldığı mağaza konseptini özellikle Anadolu'daki şehirlere yayarak zincir mağaza haline dönüştürmeyi amaçlıyor.

İpekçi, Nişantaşı'nda bulunan atölyesinde yeni mağazası, planları ve  tasarımlarıyla ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtladı. Çok sevdiği dekorasyonun aslında 35 yıl önce iş hayatına başlarkenprojelendirdiği işlerden biri olduğunu anlatan İpekçi, ''Dekorasyon hayatımda hep bir ukdedir. Ev ve mekan giydirmeyi, belki giysiden daha çok seviyorum. Çünkü mekan, çok daha fazla hayal dünyası isteyen bir şey...'' dedi.

Cemil İpekçi, böyle bir mağaza zincirinin ilk halkasını Mersin'de açma nedenini şöyle anlattı: ''Müşteri portföyümde Antalya, Mersin, Adana gibi güneydeki iller çok önemli bir yer tutuyor. Bana hep (Niye önce Mersin?) diye soruyorlar. Mersin daha ortada, ayrıca daha çok bakir. Ben de (Mersin'e sonradan gitmektense, başlarsam oradan başlayayım) dedim.''

İsminin Mardin, Diyarbakır gibi yerlerde olmasının kendisine daha enteresan geldiğini dile getiren İpekçi, ''Çünkü ben onlardan beslendim. Yıllardan beri Anadolu ve bu topraklar için çalıştım. Onlarbenim atölyeme gelemiyorsa, ben onlarla buluşacağım'' diye konuştu.

''EN SON FRANCHISE VERECEĞİM YER İSTANBUL VE ANKARA''

İçinde kafe ve restoran bölümü de bulunan Tzagane mağazasından franchise isteyen 7-8 yer bulunduğunu belirten İpekçi, ''Bu konuda çok titiz davranıyoruz. Ancak en son vereceğim yer İstanbul ve Ankara'dır. İstanbul'a verirsem de bir tek Anadolu Yakası'na veririm. Ankara'da da belki bütün bir konsept olarak değil, belirli büyük mağazalarda Corner'lar yer alabilir'' diye konuştu.

İpekçi, franchise isteyen iller arasında Eskişehir, Samsun,  Diyarbakır'ın da bulunduğunu kaydederek, ilk defa Cemil İpekçi marka kadın mayoları ve bikinilerinin satışa sunulacağı, sonbaharda da erkek iç çamaşırı, mayoları ve erkek giyiminin de yer alacağı mağazalardan iki yıl içinde 4-5 tane açmayı planladıklarını bildirdi.

İçinde koltuk, kanepe, perde, havlu, bornoz, masa örtüsü, peçetelik, çiçek, vazo, cam eşya, tabak, pike, çarşaf gibi bir evin ihtiyacı olabilecek birçok eşyanın satılacağı mağaza sayesinde bundan sonra Cemil İpekçi isminin kurumsallaşacağını ifade eden İpekçi, ''Hep içimde bir korku vardı, bir gün hayata gözlerimi kaparsam ismim de benimle beraber gidecek diye... Ama kurumsallaşırsa ismim her zaman kalabilecek'' dedi.

SERİ ÜRETİM YOK

Cemil İpekçi, mağazalarda satılacak ürünler için hiçbir zaman seriüretim yapmayacaklarını belirterek, şöyle konuştu:

''Mesela bir kanepenin başka bir eşi olmayacak. Her ürün birbirinden farklı olacak. Bunlar zincire dönüştüğünde her zincir mağaza için birer tane olacak. Bu işe girdiğimde bütün arkadaşlarım, dostlarım küçük miktarda da olsa benim için üretim yaptılar. Sanki bir tane fabrikam yok, 500 fabrikam, 500 kumaş dokuma yerim var.''

El işi takunyalarla başladıkları ayakkabı işinde de kışa girerken ciddi bir üretimin söz konusu olacağını kaydeden İpekçi, Porland mağazalarında ise kendi ismini taşıyan köşelerde tabak ve bardaklarının satılacağını söyledi.

''SİMİTÇİ VE KESTANECİLERİ DE GİYDİRECEĞİM''

İpekçi, kurumsal bazdaki çalışmalarıyla ilgili olarak da şimdiye kadar THY ile Beyoğlu Belediyesi çalışanlarını giydirdiğini, 1,5-2 ay sonra PTT çalışanlarının Cemil İpekçi giyineceğini hatırlatarak, ''Beyoğlu Belediyesi sınırları içindeki simitçiler ve kestanecileri de giydireceğim. Zannediyorum bu daha sonra bütün büyükşehire yayılacak''dedi.

Ailesinde çok sayıda emniyet mensubu bulunduğu için polis kıyafetlerini yapmak istediğini belirten İpekçi, ayrıca sokaklardaki ayakkabı boyacılarını da giydirmek istediğini söyledi.

En büyük hayallerinden birinin önümüzdeki yıllarda Bodrum'da içinde doğal beslenme, meditasyon, müzik, spor gibi sağlıklı beslenme koşulları yaratacak ve kendi adını taşıyacak bir köy kurmak olduğunu dile getiren İpekçi, ''Bir de Kapalıçarşı'da bir butik hayal ediyorum. Ama rakamlar o kadar uç ki bu mümkün değil'' diye konuştu.

VİLLA, MERCEDES, ROLEX...

Ünlü modacı Cemil İpekçi, modada tasarımın önemine dikkat çekerkende, ''Tasarım çok önemli, adeta altın yumurtlayan tavuk. Türkiye kendialtın yumurtlayan tavuklarını kullanmazsa o altın yumurtaları Türkiye kaybeder'' dedi.

İpekçi, İstanbul'un moda merkezi yapılması yönündeki çalışmalarla ilgili olarak da, şöyle konuştu:

''İstanbul'u moda merkezi yapamazsınız. Çünkü dünyada moda merkezi olabilmeniz için, sizin kendi öz yaratıcı ve tasarımcılarınızın olması gerekiyor. Moda denilen şey dünyada bir aile. Bu ailenin içine girmemişken, siz nasıl moda merkezi olacaksınız? Dünyada bir moda basını var. Türkiye'de böyle bir şey yok. Onlarla işbirliği yapacaksınız, reklam paylarını ayıracaksınız. Biz kazancın yüzde 100'ünü yemeye alışmışız. Halbuki dünyadaki bütün markalar yüzde 60'ı reklam ve dünya ilişkilerine ayırır. Bizde yüzde 5'ini ayırmıyorlar. Ya villa alacak, ya Mercedes çekecek, ya koluna Rolex takacak. Bir de
kopyayla nasıl moda merkezi yapacaksınız? Avrupalılar bunun bilincindeler. Versace Türkiye'ye geldiğinde ancak, kendi özümüzle bir şeyler yaparsak ortaya çıkabileceğimizi söylememiş miydi?''

Pazenden yaptığı elbisenin 2002'deki dünya güzellik yarışmasında en iyi elbise ödülünü aldığını hatırlatan İpekçi, ''O zaman birileri (Pazenden bir koleksiyon yapalım dünyaya taşıyalım) diyecek sandım. Kapıyı çalan olmadı. Halbuki pazen, dünya trendi haline gelebilirdi'' diye konuştu.