BIST 9.916
DOLAR 32,51
EURO 34,95
ALTIN 2.433,95
HABER /  GÜNCEL

İlk kez dindarlar da gördü ki

Konda Araştırma Şirketi Müdürü Bekir Ağırdır, hükümetle iktidar kavgasına girişen cemaati eleştirdi.

Abone ol

Konda Araştırma Müdürü Bekir Ağırdır, cemaatin uzun vadede kaybedeceğini savunarak, 'Dindarlar gördü ki cemaat meşruiyetini dini inancından değil siyasi güç arayışından alıyormuş' dedi.

Bekir Ağırdır, hükümet cemaat kavgasına dair ilginç açıklamalarda bulundu. Yeni Şafak si Yazar Ayşe Böhürler'e konuşan Ağırdır, cemaatin kavgadaki meşruiyetini sorguladı. İşte o dan bir bölüm:

Ak Parti-Cemaat kavgasını nasıl yorumladınız?

Cemaat-Ak Parti diye kodlanan kavganın da bu yeniyi belirlemek ya da yeninin temel paradigmalarını tarif etmek üzere bir kavga olarak görüyorum. 16 ayda, neredeyse ülkeyi yöneten siyasi kadrolar, yerel ve ulusal bürokrasi değişmiş olacak. Yeni oluşan kadrolar yeni bir yapı tanımlayacak. Bu yapı ya küresel dinamiklere ve bizim toplumsal ve siyasal taleplerimize de uygun olacak. Ya da daha içine kapanık olacak. Biz meseleyi sadece ekonomik kalkınma ve rakamlardan ibaret tuttuk ama yaşam kalitesinin başka boyutları da var. O yüzden de 40 yıldır hiçbir toplumsal sorunu siyaset marifetiyle çözemiyoruz. Çünkü bu yapı da izin vermiyor. O yüzden bu kavgayı sadece Cemaat ve Ak Parti olarak görmüyorum. Gözüken aktör onlar ama her iki tarafta da çok farklı aktörler var.

BİÇİMLENDİRME ÇABASI

Hedefte yalnızca Ak Parti olmayabilir, geniş baktığınız zaman bütün siyaseti biçimlemek de olabilir. İlla demiyorum ki filmlerdeki gibi bir masanın etrafına 7 kişilik, baronlar vs. var ama bugünün hayatı daha karmaşık ve dinamik bir harekete geçince arkasından bir sürü dinamik harekete geçiyor. Herkes o yeni Türkiye'nin parametrelerinde rol oynamak istiyor. Ben dershaneler diye başlamış olan süreci Tayyip Bey kendisinden sonraki Ak Parti'nin çerçevelerini çiziyor diye baktım. Ortada sadece Ak Parti'yi değil her partiyi biçimlendirme çabası var.

Cemaat Ak Parti çatışmasının kazanımları ne oldu?

Cemaatin sadece dindarlıktan ibaret olmadığının görülmesini sağladı. Sadece safiyane dini motiflerle hareket edilmediğinin görülmesi, dindar kesime, laiklik tanımı başka türlü konuşulamaz mı sorusunu sordurabilirse bu bir kazanım olur. Bu taraftakiler için de neydi? Monoblog bir kütle olarak görüyorlardı iktidarı, bütün bunlar şeriatçı vs... Bugün Bey'in söylediği cümleler 5 sene önce bu insanların söylediği şeylerdi. 'Erdoğan sandığımız gibi irticacı değilmiş, icraatı sadece din motifli değilmiş' deme imkanı yaratılabilirse, bu kavganın içinde kendini sorgulama imkanı üretilebilirse yaratıcı yıkım olabilir.

CEMAAT MEŞRUİYETİNİ GÜÇ ARAYIŞINDAN ALIYOR

Peki bu denklemde Cemaat nasıl konumlanacak?

Cemaatin problemi daha büyük. Şimdiye kadar meşruiyetini samimiyetten ve din gibi safiyane bir amaç uğruna yapıyor oluşundan üretiyordu. Halbuki bu kavgada aldığı pozisyon ve aradığı güç siyasi. Bu, şimdiye kadar ördükleri hikayenin tümünün inkarı demek. İlk kez dindarlar da gördü ki cemaat meşruiyetini dini inancından, halisane duygularından değil, siyasi güç arayışından alıyormuş, hedefi varmış. Dolayısıyla cemaatin daha problemli bir konumda olduğunu düşünüyorum. İkincisi de sadece ülke hayrına değilmiş, başka ülkelerle ilişkileri hep başka amaçlar taşıyormuş. Sorular var ortada. Cemaat hep Peygamber yolunda hizmet dedi. E peki, niçin başka ülkelerde başka ittifaklar arıyor?

NEDEN KAVGAYA GİRİYOR?

'Neden siyasi meşruiyeti olan bir güçle, devletin merkeziyle bir kavgaya veya pazarlığa giriyor?' sorusunun cevabını vermesi gerekir. Bugün cemaat geçici mevziler kazanıyor olabilir. Üç bakan daha istifa ettirebilir ama uzun vadede topluma ve dünyaya kendini anlatmakta çok zorlanacağı, kaybedenin cemaat olacağı yönünde bir kanaatim var. Ya da cemaat de kendi içinde bu tartışmayı üretebilir. Geri çekilebilir, o ilk tanımladığı hikayeye uygun bir harekete dönüşür. Ya da siya- sileşir, parti kurar. Ama aynen devam edemez. Ya geriye doğru çekilecek ya da başka bir siyasi alanda meşru bir kimlik edinecek.