BIST 10.277
DOLAR 32,28
EURO 34,75
ALTIN 2.390,25
HABER /  GÜNCEL

İhracatta rekor artış

Dolardaki aşırı dalgalanmaya rağmen ihracattaki patlama dikkat çekiyor. Ekim ayında ihracat yüzde 36.1 artmış.

Abone ol

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Ekim ayı ihracatı geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 36,1 artarak 4 milyar 955 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Zeytin ve zeytinyağı ihracatı 2002'nin Ekim ayına göre yüzde 301,8, fındık ve mamülleri ihracatı yüzde 83,8, ağaç mamülleri ve orman ürünleri ihracatı yüzde 60,8, yaş meyve ve sebze ihracatı yüzde 57,3 artış gösterirken, tütün ihracatı yüzde 11,9 geriledi. TİM Başkanı Oğuz Satıcı, yaptığı yazılı açıklamada, Cumhuriyetin 80. yılını kutlamanın mutluluk ve coşkusunun yaşandığı bu günlerde Türkiye ihracatının Ekim ayında da artmaya devam ettiğini bildirmekten büyük gurur duyduğunu kaydetti. Ekim ayı ihracatının geçen yılın aynı ayına göre yüzde 36,1 oranında artarak 4 milyar 955 milyon dolar, 10 aylık ihracatın geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 33,4 artarak 39 milyar 6 milyon dolar ve 12 aylık ihracatın ise 45 milyar 942 milyon dolar olarak gerçekleştiğini ifade eden Satıcı, Türkiye ekonomisini büyütmenin ve Türkiye'nin gelişmiş ülkelere doğru süren zorlu yürüyüşüne gerçek katkıyı sağlamanın haklı gururunu yaşadıklarına söyledi. Ekonominin büyümesine katkıda bulunmanın, üretmenin, istihdam yaratmanın, vergi vermenin, yeni yatırımlar için kar etmenin, rekabet etmenin ve ihracat yapmanın tartışmasız biçimde en temel görevleri olduğunu belirten Satıcı, bu görevi layıkıyla yerine getirmenin en iyi Atatürkçülük ve Cumhuriyetseverlik olduğunu vurguladı. Satıcı, bu nedenle ihracatın geliştirilmesi için kurdukları her türlü argümanın, Cumhuriyet'in bütününü ve geleceğini şekillendirecek süreçler için üretilen fikirler olduğunu kaydetti. Açıklamasında, Cumhuriyet'in 80. yılında ihracatın geçmişi ile bugününü değerlendiren Satıcı, şunları kaydetti: ''Kaynakların kıt, olanakların zayıf olduğu koşullarda bir millet nasıl coşturulur, bir ülke nasıl kurulur ve büyütülür, bir destan nasıl yazılır bunları Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş öyküsünde bulmak mümkündür. Ve 80 yıl sonra görünen odur ki Atatürk'ün sezgisine, O'nun dehasına, O'nun takımını yönetme becerisine ve böylelikle 40 fırın Cumhuriyet ekmeği yemeğe hala ihtiyacımız var.'' CUMHURİYET GEMİSİ Oğuz Satıcı, iktisadın bir milletin millet olarak ayakta kalmasını sağlayan ve milletler ailesi içindeki yerini belirleyen temel faktör haline geldiğini belirterek, şunları kaydetti: ''Bu nedenle biz Türkiye Cumhuriyeti'ne binlerce büyüklü küçüklü şirketin ve milyonlarca çalışanın ortak olduğu tek bir şirket gibi bakmak ve bu şirketin temel çıkarlarının en önemli koruyucusunun iktisadi gelişim olabileceğini görmek zorundayız. Bu benzetmeyi daha önce de yaptık. Bir kez daha tekrar etmekte sakınca yok. Cumhuriyet gemisi hepimizin içinde olduğu tek bir gemidir, kendi küçük sandallarımızı ancak bu geminin havuzunda yüzdürebiliriz ve Cumhuriyet gemisi gayet hırçın bir okyanusta yoluna devam etmektedir. Bu nedenle kimse tek başına, kendisini kurtarmaya çalışarak bir yere varamaz.'' GELECEK 10 YILIN PROJEKSİYONU Kendi içinde kavga eden, enerjisini sonu gelmez kamplaşmalara ve tartışmalara değil, işine ve geleceğine harcayan bir ülke istediklerini, Türkiye'nin önümüzdeki on yıl içinde çok daha iyi koşullara gelmesi için her türlü imkana sahip olduğunu belirten Satıcı, sözlerini şöyle tamamladı: ''Bunun için yeter ki doğru politikaları kararlılıkla izleyelim. Cumhuriyetin 90. yılında Türkiye'nin, kişi başı satın alma gücü paritesi 20 bin dolar olan, dünyada saygın, bölgesinde tartışmasız lider, AB üyesi ve dünyayla barışık, gerçek bir demokratik hukuk devletine sahip bir ülke haline gelmesi kesinlikle düş değildir. Ve bu hedefleri gerçekleştirmek çok temel yanlışlar yapılmadığı takdirde kesinlikle mümkündür.''