Hıncal Altaylı'ya diş gösterdi

Altaylı'ya ilk eleştiri yine gazetesinden geldi. Hıncal Uluç yeni yayın yönetmeni Altaylı'yı öyle bir uyardı, dünkü yazısını öyle bir eleştirdi ki gelişmeleri merakla bekler

Sabah yazarı Hıncal Uluç yeni yayın yönetmeni Fatih Altaylı'nın dün yazdığı yazıyı başlığıyla eleştirdi.

Sevgili Kardeşim Fatih Altaylı'yı bundan böyle daha yakından izlememiz gerekiyor. Çünkü artık sıradan bir köşe yazarı değil. Kartında "Sabah Genel Yayın Müdürü" yazıyor. Yani bu gazetenin politikasını belirleyen en önemli adam.. Yani Fatih, artık 2 değil, 10 düşünüp bir yazmalı.. Çünkü imzasının arkasında sadece kendisi yok artık, Sabah var, ne kadar aksini düşünürse düşünsün. Okur öyle algılar.. Ben de öyle algılarım..

Dünkü iki yazısına itirazım var.

Bir Türk Albayını anında mahkûm etmiş.. "Yalancı.."

Amerikalı Albay doğru söylüyor, bizimki yalan.. Niye?..

Çünkü başkaları da Amerikalıyı doğruluyor.

1. Başkaları olay yerinde değillerdi ve o başkaları konuşmaları gerektiği gibi konuşmak zorunda kişiler.

2. Amerikalı Albay da, konuşması gerektiği gibi konuşuyor. Aksini söylemesi mümkün değildi.

O zaman bizim Albay niye yalancı oluyor, anında..

İkincisi..

Fatih, Van Rektörü Yücel Aşkın'ın tahliye edildikten sonra taburcu edilmesine şaşmış. Rektörü ve hastaneyi sahtekârlıkla suçluyor bu defa..

Sen hiç kalbine giden damarlara stent taktıracak kadar hasta oldun mu?. Bu durumda iken Van hapishanesinin koşullarında yaşaman mümkün olur muydu?.

Hastane, bir onurlu adamın ruh ve fizik sağlığına sahip çıktığı için kutlanmalıdır aslında..

Ve unuttun mu Fatih, o yoğun bakımın kapısına silahlı nöbetçi dikerek ve pencerelerine parmaklık takarak, orayı da hapishane yaptılar aslında..