BIST 11.068
DOLAR 32,20
EURO 35,02
ALTIN 2.501,85
HABER /  DÜNYA

Hiç kimse bize darağacını göstererek siyaset yapmasın

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP’nin Gezi Parkı konusunda halk oylamasına karşı çıkmasını eleştirerek, "Hani siz halka inanıyordunuz, han...

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP’nin Gezi Parkı konusunda halk oylamasına karşı çıkmasını eleştirerek, "Hani siz halka inanıyordunuz, hani halka güveniyordunuz, niye olmaz diyorsunuz? Kardeşim yargıya inanmazsın, halkın verdiği, vereceği karara inanmazsın, neye inanırsın? Herhalde sonunda bizim vereceğimiz karara inanacaklar, başka çare yok" dedi.
Başbakan Erdoğan, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin büyüme oranlarından bahseden ve yüzde 3’lük büyüme ile Avrupa’nın en çok büyüyen ülkesi olduğunu belirten Erdoğan, örnekler vererek Türkiye’nin büyüme oranını diğer ülkeler ile kıyasladı. Mayıs ayının Türkiye için bir bahar ayı olduğunu, çok güzel gelişmelere sahne olduğunu belirten Erdoğan, bu ayda çözüm sürecinin ivme kazanarak sonuca doğru ilerlediğini kaydetti. Fakat böyle bir ortamda önce Reyhanlı saldırısının gerçekleştiğini ve onun ardından da Taksim olaylarının başladığına dikkat çeken Erdoğan, "Reyhanlı olayları sıradan bir olay değildir. Reyhanlı’da dikkat edilirse 53 Sünni vatandaşımız ne yazık ki şehit edildi. Peki bu tezgahın arkasında kimler bulunuyor. Durup dururken olmadı. İşte en son yakalanan bu işin adeta bir numarası durumunda olan kişi ortaya çıktı. Yakalandı bu kişi malum, Beşar Esad ile adeta kol kola, iç içe olan ve ne yazık ki bu ülkede ana muhalefetin genel başkanının adamlarının getirip götürülmesinde rol oynayan kişi gibi bu da onun bir başka versiyonu" diye konuştu.
Erdoğan, "Acaba bu olayların hemen öncesinde CHP’nin Hatay ve diğer milletvekillerinin orada ne işi vardı? Beşar Esad’la neyi görüşüyorlardı? Ve ondan sonraki süreç içerisinde CHP Genel Başkanı bu konularla ilgili tahrik etmekten başka bunların çözümüne yönelik ağzından bir kelime çıktı mı? Buna yönelik bir şey söyledi mi bize hakaretten başka?" şeklinde konuştu.
CHP’ye yönelik eleştirilerini sürdüren Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"Adeta mezhebi bir tahassür içerisinde, tahrik edercesine çok çirkin, çok tehlikeli bir oyun içerisine girdi. Beşşar Esed’in durumu bellidir. Şu anda Suriye’de bir mezhep savaşı başlamıştır. Türkiye’yi bu oyunun içerisine çekmek istiyorlar. Biz ülkemizi bu işin içerisine evelallah sokmayacağız. Ama Kılıçdaroğlu gibi adamlara rağmen sokmayacağız. Sokmayacağız. Onlar ne yaparsa yapsınlar, biz hangi inançtan olursa olsun, hangi mezhepten olursa olsun hassasiyetimizi, dikkatimizi yola çıkarken söylediğimiz gibi ’bizde dinsel milliyetçilik olmayacak’ dedik. Biz bunu yine aynı hassasiyetle koruyacağız. ’Bölgesel milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldık’ dedik, aynı şekilde. ’Etnik milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldık’ dedik aynı şekilde. Biz bu yanlışların içerisine inşallah partimizi, partililerimizi düşürmeyeceğiz. Burada çok dikkatli olacağız."

"BU ÜLKEDE YÜRÜTME NEREYİ GÖSTERİRSE MİTİNGİ ORADA YAPABİLİRSİN"
Başbakan Erdoğan, AK Parti hükümetini Beşar Esad yönetimi ile kıyaslayanlara ve Türkiye’de diktatörlük olduğunu söyleyenlere de gönderme yaptı. Erdoğan, "Rabbime hamd ediyorum. Niye kimse burada kalkıp da zamdan falan bahsetmiyor. ’Bize sendika kurdurmuyorsunuz’ diye bahsetmiyor" diyerek Kılıçdaroğlu’na yüklendi. Erdoğan, "Bunlar zavallı ya, kalkıyor bizi Beşar’la karıştırıyor. Bunun siyasetteki acemiliği hiçbir şeyle mukayese edilmez. Siz Suriye’de ikinci bir parti göremezsiniz Baas’tan başka" dedi.
CHP’nin geçmişinin karanlık olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, Türkiye’de 76 siyasi parti bulunduğunu ve isteyenin de sendika kurabildiğine dikkat çekti. Türkiye’nin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu ifade eden Erdoğan, "İşte geçen Bülent Bey’e geldiklerinde adeta kendilerine göre bir manifesto. Neymiş? ’Her yerde biz gösteri yapabilmeliyiz.’ İşte Taksim’de de, şurada da, burada da her yerde. Hayır. Bu ülkede yürütme nereleri miting alanı olarak belirlediyse mitingini orada yapabilirsin. Gösteri ve yürüyüşlerle ilgili nereye müsaade ederse oraya gidersin, orada yaparsın" diye konuştu.
Kendilerinin devletin gösterdiği yerde miting yaptıklarını hatırlatan Erdoğan, “Biz buna kuzu kuzu uyuyoruz da sen niye uymuyorsun. Karıştırmak, özellikleri bu" dedi.

"HANİ CHP HALKA İNANIYORDU"
Başbakan Erdoğan, kendisini çok sert olmakla eleştirenlere de cevap verdi. "Her şeyden önce biz insanız" diyen Erdoğan, "Akşam gelen sanatçılardan bir tanesine onu söyledim, ’Sen Kanuni rolünü oynuyorsun değil mi? Kanuni hakikaten çok yumuşak. Yavuz hakikaten o da çok yumuşaktı.’ ’Yok’ dedi, ’Yavuz Kanuni’den daha sertti’ dedi. Ama bak seve seve o rolü oynuyorsun. Biz makineden çıkmış bir ürün değiliz. Biz her şeyden önce insanız. An gelir güler yüzlerimizle, müşfik yapımızla insana, çocuklara sarılırız ama an gelir orada da celalleniriz. Ne karşısında? Haksızlık karşısında. Bunu da görmemiz lazım. Onu söyledim" diye konuştu.
"Türkiye sesi çok çıkanın değil, demokrasinin hukukun egemen olduğu bir ülkedir" diyen Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin yönetimi üzerinde kimin hesabı varsa 8 ay sonra sandıkta o hesabın görüleceğini anlattı. Televizyonda Bülent Ersoy’u izlediğini ifade eden Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu sabah televizyon kanalında Bülent Ersoy’u dinledim, bir oturumda, bir hitabı var, çok enteresan. ’Seçimle gelen seçimle gider’ dedi. ’Sandıkta hesabını sorun’ dedi. ’Ama bu tür şiddetlere yeltenmeyin’ dedi. Şimdi aklıselimin yolu bir. Gelenlerle oturup konuştuğumuz zaman bakıyorsunuz bu yönde herhangi bir şey söyleyemiyorlar. Vaka neyse bu. ’Ama ben imtiyazlıyım, ben seçkinim, bu ülkenin sahibi benim, benim oyumla çobanın oyu bir mi, seçim tanımam, referandum tanımam, plebisit tanımam, hukuk tanımam’ diyen varsa, onlar da kusura bakmasın. Şimdi ana muhalefet ve diğerleri hemen başladılar, ’Hayır, halkoylamasıyla olmaz’ demeye başladılar. Hani siz halka inanıyordunuz, hani halka güveniyordunuz, niye olmaz diyorsunuz. Kardeşim yargıya inanmazsın, halkın verdiği, vereceği karara inanmazsın, neye inanırsın? Herhalde sonunda bizim vereceğimiz karara inanacaklar, başka çare yok."

"AH KARŞIMIZDA GÜÇLÜ MUHALEFET OLSA NE GÜZEL OLURDU"
Başbakan Erdoğan, "Türkiye’de huzursuzluk dönemi, müdahale dönemi, çete ve cunta dönemi artık kapanmıştır. Sokağa çıkarak, yakıp yıkarak, birilerini müdahaleye çağırarak, bize darağacını göstererek hiç kimse siyaset yapmasın. Biz muhalefette çok büyük bir tıkanma yaşandığını biliyoruz. Bunu tekrar tekrar ifade ettik. Ah karşımızda şöyle güçlü bir muhalefet olsa ne kadar güzel olurdu. Bu ülkede demokrasinin inanın lezzetini çok daha güzel iyi tadardı. Ama yok" diye konuştu.
"Mevcut yönetimiyle ana muhalefet partisi CHP ortaya tatmin edici bir muhalefet koyamadı" diyen Başbakan Erdoğan, "Meclis’te muhalefet edemeyen, muhalefet görevini yerine getiremeyen CHP, sokak sokak direniş çağrısı yaparak, milleti sokağa dökerek, sokaktaki militanın arkasına saklanarak görevini ifa ettiğini zannediyor. Şu son olaylar, ya bir milletvekili utanmaz mı ya. Orada eylem yapanlara gidiyor para dağıtıyor. Bunlar ne dilenci mi onlar ya, sadaka mı dağıtıyorsun, ne yapıyorsun? Ne hal bu. Al birini vur ötekine" ifadelerini kullandı.

"MİTİNGLER TAKSİM’E ALTERNATİF BİR MİTİNG DEĞİL"
Başbakan Erdoğan, hafta sonu yapılacak olan mitinglere de değindi. "Bunlar artık Taksim’e alternatif mitingler olmaktan çıkmıştır" diyen Başbakan Erdoğan, "Bu artık Mart 2014 seçimlerinin bir kampanyasıdır. Hem Ankara’da hem İstanbul’da halkımızı bu mitinglere bekliyoruz" dedi.
Sadece AK Partilileri değil, demokrasiye inanan herkesi bu mitinglere beklediklerini ifade eden Erdoğan, Büyük Birlik Partilileri, Saadet Partilileri ve hatta BDP’lileri bu mitinglere beklediklerini söyledi. Kendisini sert olmakla eleştirenlere cevap veren Erdoğan, "Bu ülkede merhum Menderes çok yumuşaktı, çok muhlisti. Hatta o muhlis haliyle savunmasını bile yaparken, ondan öncesinde bile o şekilde konuşurken nereye götürdüler? İpe götürdüler. Dert o değil. Dert başka" diye konuştu.
"Türkiye üzerinde hesapları olan varsa, bu hesapların karşısında nasıl büyük bir millet olduğunu göstermek amacıyla meydanlara çıkıyoruz" diyen Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bizi birbirimize düşürmek, bizi birbirimize düşman etmek isteyenlere karşı tarihte olduğu gibi bugün de, yarın da tek yürek olacağız. Hiç kimsenin yaşam tarzına müdahalenin olmadığı ama herkesin birbirinin yaşam tarzına saygı duyduğu bir Türkiye inşa edeceğiz. Hiç kimseyi kıyafetine karışılmayan, hiçbir kıyafetin yasaklanmadığı bir Türkiye ile buluşacağız; er veya geç. Herkesin kendisini ifade ettiği, ama kimsenin kimseyi rahatsız etmediği bir Türkiye imar edeceğiz. Seçim sonuçları her ne olursa olsun sandıktan çıkana saygı duyulan, kazananın kaybedeni kucakladığı, kaybedenin kazanını takdir ettiği bir Türkiye’de yaşayacağız. Ekonomiyi büyütürken, demokrasinin standartlarını yükseltirken, hoşgörünün de dayanışmanın da, kardeşliğin de büyümesine hep birlikte özen göstereceğiz. Nefreti dışlayacağız. Öfkeyi dışlayacağız. Husumetleri unutacağız ve kardeşçe geleceğe bakacağız. Kimin ne itirazı varsa dinledik, dinleyeceğiz. Kimin ne talebi varsa onun üzerine hassasiyetle eğileceğiz. Allah’ın izniyle bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bir olacağız, beraber olacağız, iri olacağız, diri olacağız ve birlikte Türkiye olacağız."