Her kurumda; “Liyakat, ehliyet ve gönülleri kazananlar öne çıkmalı!...(3)
AK Parti’de artık; iş/görev ehillerine verilmelidir!…
GÜNCEL/GAZİANTEP FESTİVALİ: “Festival açılış konseri konuk sanatçı Zara’nın katılımıyla gerçekleşecek.Geleneksel El Sanatları sanatkarlarının katılımlarıyla gerçekleşecek olan “Geleneksel Sanatlar Şöleni” kapsamında Fıstık Park’ta açılacak olan stantlarda; Gaziantep’in yöresel ürünlerinin yanı sıra, İzmir (iğne oyası ve Türk işlemeleri, kitre bebek, nazar boncuğu, ahşap oyuncak, keçe), Eskişehir (Lüle taşı), Mardin (Telkari, camaltı), Trabzon (Kazaziye), Denizli (Dokuma), Kahramanmaraş (Sim sırma), Tokat (Tahta baskı), Bartın (Tel kırma ve ipek koza), Mersin (Mut kilimleri) ve Erzurum (Oltu taşı) yörelerine ait ürünler festival boyunca sergilenecek. 20 Ağustos Pazar günü ise festival çeşitli etkinliklerle devam edecek. Antep Fıstığı Bilgi Yarışması, Çocuk Tiyatrosu “Niloya”, GASMEK Yöresel Yemek Yarışması, halkoyunları gösterileri, En Bakımlı Bahçe Yarışması-Antepfıstığı Bilgi Yarışması-GASMEK Yöresel Yemek Yarışması ödül törenleri, yetişkin tiyatrosu “Çeled Uşaglar Fıstık Festivali Özel Gösterisi” ve festival kapanış konseri konuk sanatçı Buray ile sona erecek.”
Konservatuarlar o ilin ve üniversitenin tanıtım güçleri olmalıdır…Ama, nedense özel günlerde/festivallerde konservatuarlardan istek gelmez…Sanki onlar topluma uzak işler yapmaktalar!…Yine, popüler isimler kazanır!…Üst makamların yemeklerine onlar çağrılır!...Yazsak ta, söylesek te durum aynen devam ediyor…
Merak ettik!...Kaliteli çalışmalar ortaya koyan, Gaziantep Ün.Türk Musıkisi Devlet Konservatuarı bu festivalin neresinde?!..
AK Parti’de neler oluyor?!…
Biz, olaylara çözümcü yaklaşıyoruz…Ülkemizin kurumlarını önemsiyor, sağlıklı işlemesini bekliyoruz…Çünkü, ülke hepimizin ve başka Türkiye yok!...
Cumhurbaşkanı, iki şapkayı giyerek, kendini yormaya devam ediyor. Diyor ki; “AK Parti teşkilatlarında görev alacak kişilerin, şu bakanın, bu milletvekilinin, filanca grubun, falanca yapının adamı değil, davanın ve milletin adamı olması şarttır. Bir kez daha altını çizerek ifade ediyorum; davası olmayan ve bulunduğu yerde milletimizin tamamını kucaklayamayan hiç kimse AK Parti’de yöneticilik yapamaz. Liyakat, ehliyet ve gönülleri kazananlar öne çıkmalı”
Kendi ifadesi ile; Yeni Ömer’leri bulmak için çalışıyor. Çok zor, çünkü; her küskünün mobil muhalefet etme durumu da var…,
Özellikle son cümleler yıllardır söylendi/yazıldı, ama bir arpa boyu yol gidilmedi ve AK Parti’nin en zayıf karnı oldu…
Şimdi de iş büyüdü, temizlik için 81 ilin istifasından bahsediliyor....
İyi ama, yaptılar, hiçbir yaptırımda görmediler, sırtları sıvazlandı ve ülke zarar gördü, uçurumun kenarından dönüldü…
Bu ilkelerden, 2007’den sonra vazgeçilmeseydi, ülkemiz büyük sıkıntılar yaşamayacaktı!…
Görevden almayla iş bitecek mi?
Yaptıkları –varsa- yanlarına –yine- kar mı kalacak?
Cumhurbaşkanı gidişatı görüyor, yeni atamalarla, “partiye bir heyecan getirmek istiyor” ve “metal yorgunluğu var, yorulan çekilsin” diyor ama, ne kadar emir verirse versin, insan yapısı emirler aşağıda uygulanmayacak, mutlaka takılacaktır…
Cumhurbaşkanı, küskünleri de, yeni yol arkadaşlarını da partiye çağırıyor… AK Parti+MHP+HAS bir yanda CHP+HDP+Fetö+Ulusalcılar bir yanda olacak bir politika amaçlıyor, ama Saadet Partisi’de takip ediliyor…
A.Selvi, “Cumhurbaşkanı her şeyin/tehlikenin farkında, o zaman sorun yok demektir” diye yazmış…Bir kişiye bu kadar yüklenmek te olmaz ki…
Atananlar, makamda oturanlar, göreve getirilenler ne yapacak?!...
İnsanımızın genel yapısı ile; OHAL’den güç alan kişiler, zaten arkamda devlet var deyip, kurumlarında olur olmaz işler yapmaya devam ediyorlar…
Eğitimin başında olan, Mardin Artuklu Ün. Rektörü’nün söylemleri; kazandırır mı, kaybettirir mi?
Ya, hükümet Sözcüsü B.Bozdağ’ın, yüzlerce aileyi ilgilendiren konuda, sadece ; “ÖSYM’nin yaptığı büyük bir hatadır. Çünkü üniversite sınavına giren gençlerimizin tamamı hayallerini gerçekleştirmek için ter döküyorlar, emek veriyorlar ve oranın işlemlerini doğru, objektif, güvenli bir şekilde yapacağına inanıyorlar. Onun için de ÖSYM, bir güven adresidir, hep böyle olmuştur ama zaman zaman böyle olaylar olduğunda da ÖSYM elbette yıpranmaktadır. Bu hadisede de gördüğümüz kadarıyla çok açık, net bir hata vardır.” demesi!...
Ya; Türk vatandaşlığına geçerek Malezya Kuala Lumpur'a büyükelçi olarak atanan M. Kavakçı'ya gösterilen yoğun ilgi..ABD vatandaşı olduğu için Türk vatandaşlığından çıkarılıp milletvekilliğinin düşürülmesi nedeniyle 71 bin lira tazminat ödenecek olması,.emekli edilmeye çalışılması!,
Ya, Cerattepe’de yeşilin maden ocakları ile kaybedilmesinin dalga dalga ülkeye yayılması,
Ya da, son olarak CHP tarafından gündeme getirilen “Türkiye Cumhurbaşkanı” ifadesinin, geçmişteki uygulamalar incelenmeden, araştırma yapılmadan ortaya konması,
Siyaseten KİME KAZANDIRIR!...
Şimdi, yeni atanacaklar, ne kadar dava adamı olacak?..
Ne kadar güven verecek?..
Garantisi var mı?..
Sıkışınca; dava, din, ibadet, cami, bayrak, vatan deniyor ama, AK Parti örgütü içinde kazanlar kaynıyor..
Öyle şeyler anlatılıyor ki, ağzımız açık kalıyor…
Son yıllarda, -liyakat kalkınca- herkes bir üst göreve atanmanın peşinde!...Riyakarlık, yalakalık, dedikodu v.b. yapanlar kazanıyor, kadro/unvan alıyor,…
Tabandaki kadınlar; “çok sıkışınca kadın ve başörtüsüne gelinmesini” istemiyor, “bu konu artık kapandı, siyasi rant için kullanılmamalı, onun yerine; kadınların gelişmesine çalışılsın, cinayetlere, tacizlere engel olunsun” diyorlar…
Yenişafak Yazarı A.Ünal yine uyarmış; “Metal yorgunluğu, ekonomi, FETÖ ile mücadele, dış politika, AK Partili gibi ya da “Reisçi” gibi görünenlerin kurdukları tuzaklar, içerden ve dışardan yapılacak saldırılar, algı operasyonları, AK Parti’nin önümüzdeki dönemde aşması gereken potansiyel sorun ve risk alanları.”
Mesela TRT…
Milletin vergileri ile yayın yapan TRT ile ilgili, müthiş açıklamalar/suıstimaller yapılıyor/anlatılıyor… TRT yapımcıları boş duruyor, dış yapımcılara para aktarılıyor. “TRT’de sekreter Aysun E., yönetici kaşelerini kullanıp kurum kantinini ‘hayali’ ihaleyle yıllık 800 bin liraya kiraya verdi. TRT çalışanlarını ve bazı vatandaşları da arsa alım satımıyla dolandırdı. Toplam 5 milyon lira vurgunla kaçtı. Daha önce de TRT İstanbul Televizyon Müdürü’nün sekreteri olarak görev yapan ve kurum personeli olmayıp temizlik şirketinde çalışan bir kadının, yetkililerin kaşelerini kullanarak ve imzalarını taklit ederek fatura düzenlendiğini Sayıştay tespit etmiş, kurum içindeki bu tip dolandırıcılıklara karşı TRT’yi uyarmıştı.” 6000’e yakın kadrosu olan kurum, dış yapımcılara milyarlarca lira para kazandırıyor. İç yapımcılar yatıyor ve sadece maaşmatik çalışıyor. “TOBB Başkanı Hisacıklıoğlu: Bu yüklerden biri TRT'ye pay ödenmesi. Kullandığımız her sanayi cereyanından pay ödedik. Niye öderiz anlamam. 'Deli dumrul' işi, biri getirmiş, koymuş. Üzerimizden kalkmıyor. Özel sektörle devlet kuruluşuna bakıyoruz, birinde çalışan kişi sayısı 500, birinde çalışan 10 bin kişi. İzlenme oranlarında da bakıyoruz, devletin televizyonunu izleyen yok. Finansmanını bize yaptırıyorlar.”
Bu yönetim(ler)in suçu..
Suçu da, ne oluyor?, elbette hiçbir şey…Alay eder gibi TRT payı %10’a çıkarılıyor, neden TRT’nin açıklarını kapatmak için..Bu, muhafazakar tabanda derin izler bırakıyor…
Bizce; hükümetin yumuşak karnı olan, izlenme oranları düşen, TRT artık özelleştirilmeli ve kendi yağıyla kavrulmalıdır.
AK Parti’yi değerlendirmeye devam edeceğiz...
Gelecek yazı: AK Parti il/ilçe kadroları da uyumsuz!..(4)
Yazık: Her zaman olduğu gibi, popüler isimlerin, magazin basınının; şehitlerden, pahalılıktan, ülkemiz sorunlarından v.b haberi yok!.. Yüksem makamlarca, özel davetlere çağrılan popüler isimler sayfiyelerde eğlenmeye devam ediyorlar…Bir haftadır konu, Sibel Can’ın balkon resmi...Sadece magazinciler değil koskoca yazarlar –E. Özkök, H. Uluç, A. Hakan, C.Sermercioğlu- gündemine alıyor ve bunu yazıyor…