BIST 9.678
DOLAR 32,59
EURO 34,85
ALTIN 2.504,02
HABER /  GÜNCEL

Haziran bütçe açığı Şimşek'i ürküttü

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ocak-Haziran 2012 dönemi merkezi yönetim bütçe uygulama sonuçlarını açıkladı.

Abone ol

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bütçe açığının haziran ayında 6,3 milyar lira, yılın ilk 6 ayında ise 6,7 milyar lira olarak gerçekleştiğini bildirdi.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, düzenlediği basın toplantısında makro ekonomik gelişmeler ve Ocak-Haziran 2012 dönemi merkezi yönetim bütçe uygulama sonuçlarını açıkladı.

HEDEFLENEN AÇIĞIN ÜÇTE BİRİ İLK ALTI AYDA GERÇEKLEŞTİ

Bu yılın ilk yarısındaki bütçe açığının 2012 yılı için öngördükleri 21,1 milyar liralık bütçe açığının yüzde 31,8'ine denk geldiğini ifade eden Şimşek, ''Yani bu yılın ilk yarısındaki bütçe açığı, bu sene için hedeflediğimiz bütçe açığının yaklaşık 3'te 1'i civarındadır'' dedi.

Haziran ayına bakıldığında bütçe açığının 6,3 milyar lira olarak gerçekleştiğini anlatan Şimşek, bunun çok büyük bir rakam olduğunu söyledi. Şimşek, yılın ilk 6 ayında ise bütçe açığının 6,7 milyar lira olarak gerçekleştiğini kaydetti.

Benzer şekilde faiz dışı fazlanın da bu yılın ilk yarısında, geçen yılın ilk yarısına göre düşük gerçekleştiğini ifade eden Şimşek, 2011 yılının ilk yarısında 25,3 milyar lira faiz dışı fazla verilirken bu yılın ilk yarısında faiz dışı fazlanın 19,6 milyar lira olduğunu belirtti.

ŞİMŞEK BÜYÜME HEDEFLERİ İÇİN NE DEDİ? AB KRİZİ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ HAKKINDA DEĞERLENDİRMELER SONRAKİ SAYFDA

[PAGE]

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ''Eğer dışarıdan bir şok olmazsa yüzde 4'lük büyümenin hala yakalanabilir olduğunu düşünüyoruz'' dedi.

Bakan Şimşek, düzenlediği basın toplantısında makro ekonomik gelişmeler ve Ocak-Haziran 2012 dönemi merkezi yönetim bütçe uygulama sonuçlarını açıkladı.

Şimşek, küresel finans krizinin üzerinden neredeyse 4,5 yıl geçtiğini ancak birçok ülkede hala düşük büyüme performansı ve yüksek işsizliğin, yüksek bütçe açıklarının ve artan kamu borç stoku gibi sorunlarla mücadelede gereken mesafenin alınamadığını anlattı. Bakan Şimşek, dünya ekonomisinin hala istihdam yaratmayan cılız bir büyüme ve onun yanında krizin beraberinde getirdiği kamu açıklarının ve bunun bir sonucu olarak kamu borç problemi ile karşı karşıya olduğunu belirtti.

Özellikle gelişmiş ülkelerde bunun çok daha belirgin olduğunu, yani istihdam yaratmayan büyümenin özellikle gelişmiş ülkelerde çok daha kendini gösterdiğini ifade eden Şimşek, bu sorunların en derinden yaşandığı bölgenin Avro Bölgesi olduğunu kaydetti.

''AB hala 4-5 yıl öncesi ekonomik seviyesini yakalayamadı''

Türkiye'nin ticari finansman bağlarının çok güçlü olduğu AB'de, ciddi bir ekonomik kriz olduğunu hatırlatan Şimşek, şöyle konuştu:

''Kriz sonrası Avro Bölgesinde bütçe açığının artmasına paralel olarak borcun milli gelire oranı yaklaşık 22 puan artarak yüzde 89'a ulaştı. Bu çok ciddi bir artış. AB'de hakikaten borç artışının getirdiği önemli bir sıkıntı var. Bu muhtemelen geçtiğimiz 4-5 yılın performansında belirleyici oldu, belki önümüzdeki 5 yılın da performansında belirleyici olacak.

AB'ye baktığımız zaman hala 4-5 yıl öncesi ekonomik seviyesini yakalayamadı. Yani neredeyse 4-5 yıllık kayıp dönem var. 2007 yılı sonundan bu yana Avro Bölgesi yüzde 1,7 küçülmüş. Kümülatif olarak bir refah artışı sağlamamış, aksine son 4,5 yılda AB yüzde 1,7 geriye gitmiş. İşsizlik oranları ise tüm bölge için ortalama yüzde 7,6'dan yüzde 11,1'e yükselmiş. Bu AB için çok ciddi bir rakam. İşsizlik oranlarının bu kadar yükselmesi işgücü piyasasına yeni giren insanların iş bulamamasından değil mevcutların işini kaybetmesinden kaynaklanıyor.''

Şimşek, benzer bir şekilde dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD'de büyüme oranlarının düşük seyrettiğini, işsizliğin ise kriz öncesi seviyelerinin yaklaşık 4 puan üzerinde seyrettiğini söyledi.

''Gelişmekte olan ülkelerde de bir yavaşlama söz konusu''

Bakan Şimşek, gelişmekte olan ülkelerde de bir yavaşlamanın söz konusu olduğunu, dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin'in 2010 ve 2011 yıllarında sırasıyla yüzde 10,4 ve yüzde 9,2 büyürken bu yılın ilk çeyreğinde büyüme hızının yüzde 8,1'e, ikinci çeyreğinde yüzde 7,6'ya düştüğünü, bu rakamların Çin için düşük olduğunu kaydetti. Şimşek, benzer şekilde Hindistan ekonomisinin de önemli ölçüde yavaşladığını bildirdi.

Kriz sonrasında yüzde 8-9 aralığında büyüyen Hindistan 2012'nin ilk çeyreğinde ancak yüzde 5,3'lük bir büyüme gerçekleştirdiğini ifade etti.

Şimşek, global ekonomideki büyümenin yavaş, işsizliğin önemli bir sorun olarak ortaya çıktığını, kamu açıklarının ve bunların beraberinde getirdiği borç sorununun da dünya ekonomisine damgasını vurduğunu belirtti.

Türkiye Ekonomisi

Bu dönemde Türkiye ekonomisine bakıldığında güven ve istikrar ortamı sayesinde kriz sonrası ekonominin hızla büyüdüğünü ve gelişmiş ülkelerle olan farkın hızlı bir şekilde kapanma imkanı olduğunu anlatan Şimşek, ''Biz gelişmiş ülkelerle arayı bu dönemde kapatma imkanı bulduk'' diye konuştu.

Milli gelirin 2011 yılı itibariyle kriz öncesi seviyenin yüzde 13,5 üzerinde, dolar cinsinden kişi başına düşen gelirin ise yüzde 13 yukarısına çıkardıklarını anlatan Şimşek, şöyle devam etti:

''AB için şunu demiştik, geçtiğimiz kriz döneminde ekonomilerinde bir büyüme olmamış, geriye gitmiş, Türkiye'de ise yüzde 13'5'lik, yaklaşık sabit fiyatlarla yani 2007 sonunda Türkiye ekonomisi 100 olsaydı 2011 yılı sonunda 113,5 seviyesine ulaşmış olacaktı. İlk çeyrekte de çok önemli bir fark yok.

Kriz sonrası kararlı bir şekilde uyguladığımız doğru makro ekonomik politikalar ve mali disiplin sayesinde Türkiye kamu mali dengelerinde de kriz öncesi seviyeleri çoktan yakaladı. Bütçe açığı, kriz öncesi neredeyse sıfırlamıştık. Onda özelleştirmenin etkisi çok büyük tabi. Kriz sonrası dönemde hızlı bir şekilde tekrar kriz öncesi döneme gittik ve bu dönemde önemli bir özelleştirme geliri de olmadı. Son yıllarda özelleştirme gelirlerindeki düşük seyre rağmen bütçe açıklarında çok ciddi bir gerileme olmuştur.''

Genel devlet açığına bakıldığında milli gelire oran olarak 2011 yılında yüzde 0,5 ile kriz öncesi seviyelere dönüldüğünü anlatan Şimşek, kamu brüt borç stokunun milli gelire oranının da yüzde 39,4 ile kriz öncesi seviyenin altına düştüğünü söyledi.

Net borç stokunun da geçen yıl sonu itibariyle yüzde 22 olduğunu hatırlatan Şimşek, dolayısıyla orada da çok ciddi bir iyileşmenin söz konusu olduğunu belirtti.

Küresel ekonomideki durağanlık ve başarıyla sürdürdükleri yumuşak iniş sürecine bağlı olarak Türkiye ekonomisinin bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 3,2 büyüdüğünü hatırlatan Şimşek, dünya ekonomisinin motoru niteliğindeki ekonomilerde görülen yavaşlamanın hem dış ticareti hem de tüketim ve yatırım ortamını olumsuz etkilediğini kaydetti.

''Avro Bölgesine yapılan ihracat yılın ilk 6 ayında yüzde 8 azaldı''

Avro Bölgesine yapılan ihracatın yılın ilk 6 ayında yüzde 8 azaldığına dikkati çeken Şimşek, iç talepteki büyümenin ise kriz öncesi duruma göre önemli oranda yavaşladığını ve yılın ilk çeyreğinde yüzde 1 olarak gerçekleştiğini kaydetti.

İlk çeyrekte büyümenin tamamen net ihracatın katkısıyla olduğunu ifade eden Şimşek, ''Fakat biz ihracattan vergi almıyoruz, tam aksine ihracat artışı olduğu zaman vergi iadesinde bulunuyoruz. Bizim vergilerimiz iç tüketim arttığı zaman, özel tüketim arttığı zaman artıyor'' dedi.

Küresel ekonomideki olumsuz etkilere rağmen hedefledikleri yumuşak iniş sürecinin başarıyla devam ettiğini ifade eden Şimşek, iç talebin normalleşme sürecine, dış talebin ise artama devam ederek ekonominin dengelendiğini söyledi.

2011 yılının ilk yarısında büyümeyi 5,2 puan aşağı çeken net ihracatın, bu yılın ilk çeyreğinde 4,5 puan arttığını anlatan Şimşek, ekonomideki dengelenme sürecinin cari açıkta gözlemledikleri hızlı daralmayla da kendisini gösterdiğini ifade etti.

Şimşek, geçen yılın ekim ayında 78,3 milyar dolar ile tavan yapan 12 aylık kümülatif açığın, mayıs ayı itibariyle 66,9 milyar dolara gerilediğini anımsattı. Enerji dışı cari açığa bakıldığında çok daha belirgin bir düzelmenin söz konusu olduğunu ifade eden Şimşek, enerji dışı cari açığın mayıs ayında 16,2 milyar dolara gerilediğini ve milli gelirin yüzde 2 seviyesine indiğini bildirdi.

-Enerji fiyatlarında yaşanan düşük seyir-

Enerji fiyatlarında yaşanan nispeten düşük seyrin devam etmesi halinde önümüzdeki dönemde cari açıktaki iyileşmenin daha güçlü bir şekilde devam edebileceğini ve yıl sonu hedefinin altında bile kalabileceğini belirten Şimşek, tabi petrol fiyatlarını dış ekonomik koşulların belirlediğini, önemli olanın iç talebin yönetilmesi olduğunu kaydetti.

''Büyüme hedefini yakalarız''

Yılın ilk çeyreğinde kontrol altına aldıkları iç talebin yeniden canlanmasıyla yıl sonu hedefi olan yüzde 4'lük büyümeyi yakalayacaklarını hala düşündüklerini ifade eden Şimşek, ''Yılın ilk çeyreğinde büyüme düşük seyretti, net ihracat kaynaklı ama öncü göstergeler yılın ikinci çeyreğinde bir miktar toparlanma olduğunu gösteriyor. Eğer dışarıdan bir şok olmazsa yüzde 4'lük büyümenin hala yakalanabilir olduğunu düşünüyoruz'' şeklinde konuştu.

İşsizlik oranlarının düştüğüne işaret eden Şimşek, Türkiye ekonomisinin istihdam yaratmaya devam ettiğini, istihdam yaratan ekonominin de büyüyeceğini söyledi.

Radikal bir teşvik sistemini uyulamaya koyduklarını, bunun da yatırımlara olumlu etki yaratacağını düşündüklerini, 2B uygulamasının da inşaat sektörünü canlandıracağını anlatan Şimşek, benzer şekilde mütekabiliyetin bazı ülkeler için kaldırılmış olmasının yine Türkiye'ye fon akışını ve ekonomik aktiviteyi olumlu etkileyeceğini kaydetti.