BIST 10.471
DOLAR 32,77
EURO 35,09
ALTIN 2.457,99
HABER /  GÜNCEL

Hani en kutsal görevdi vatan hizmeti?

Milyon kişi bedelli istiyor, parasını, üstelik de kendi harçlığına ya da aldığı ücrete göre çok yüksek bir meblağ olan parayı ödeyip ‘yırtacak’ askerlikten

Abone ol
İNTERNETHABER

Engin Ardıç, bir anda Türkiye’nin en önemli gündem maddelerinden biri haline gelen bedelli askerlik konusuna yine kendi açtığı farklı pencereden bakıyor.

Makalesine
“Soğutmacı gazetecilik” başlığını atan Ardıç, gençliğin aklının da fikrinin de politikada değil, "bedellide" olduğuna işaret ediyor ve ekliyor, “Tabii, askerliğini yapmamış olanların.”

Bedelli askerliğin çıkıp çıkmayacağının hiç umurunda olmadığını ifade eden Ardıç,  kendisinin artık askere alınamayacağını belki bir savaş çıkması durumunda da kadınlar ve çocuklarla birlikte askere alınacağına dikkat çekerek yaşının ilerlediğini ima ediyor.
Askere alınması durumunda da
“Yangın söndürme, enkaz kaldırma çalışmaları, ya da ‘ahz-ı asker şubesinde’ kâtiplik falan” işi verileceğini belirtiyor; “Enkaz menkaz kaldıramam, belim tutulur, tansiyonum şekerim yükselir” diyor.

BURASI GENELKURMAY BAŞKANLIĞI DEĞİL,

Televizyonda tarih sohbeti yapan adama bile izleyiciden "Bedelli çıkacak mı?" diye bir soru geldiğini hatırlatan Ardıç; TV’de program yapan adamın bu soruya; "Kardeşim, burası genelkurmay başkanlığı değil, ne bileyim ben?" diye cevap verdiğini belirtiyor.

Internet sitelerinde anayasa tartışması yapılırken de blogculara “katılıyor musun, karşı mısın” diye sorulduğunu ve hemen "Bedelli çıksın!" cevabı geldiğini alaylı bir ifade ile anlatan Ardıç, daha sonra şöyle devam ediyor:
“Milyon kişi bedelli istiyor, parasını, üstelik de kendi harçlığına ya da aldığı ücrete göre çok yüksek bir meblağ olan parayı ödeyip ‘yırtacak’ askerlikten.
Gerekçe olarak da ‘iş güç’ gösteriliyor. Sanki biz askere gittiğimizde boş gezenin boş kalfasıydık...”


"HALKI ASKERLİKTEN SOĞUTMAK"

Ardıç’a göre yüz binlerce genç adam, aslında askerlik yapmayı hiç mi hiç istemiyor!
Bu tespitinden sonra “Neden acaba?” dite soruyor Engin Ardıç ve şöyle devam ediyor:
“Hani en kutsal görevdi, vatan hizmetiydi, karavanaya kaşık sallayınca betin benzin yerine gelirdi?”

Bu tutumun "halkı askerlikten soğutmak" olarak nitelenip cezayı gerektirip gerektirmediğini merak eden Ardıç, ülke yasalarında “Halkı askerlikten soğutmak” diye dıngıl bir suç olduğunu hatırlatıyor...

Yazısının bu bölümünde, “Halkı askerlikten soğutmanın ölçüsü nedir?” diye soran Engin Ardıç, “Halkın poposuna derece mi tutuyorlar, alev alev yanıyor mu, yoksa buz mu kesmiş?” diyerek sorusunu açıyor ve ilk sorularını başka sorularla takviye ediyor:
“Gitmemiş olanı soğutmak suçtur diyelim, örneğin yapmış olanı da soğutmak suç mu sayılacaktır? ‘Çok güç şartlar altında yaptık, anamız ağladı’ demek yasak mıdır?
Peki adam ‘soğudum ama madem vatan görevidir, elbette gideceğim’ derse?
Bunun tam tersi, ‘ısıtmak’ da ödüllendirilecek midir? ‘Tam elli asker kaçağını şubeye teslim olmaya ikna ettim, madalyamı isterim’ diyecekler çıkabilir mi?



ÇÖZÜMÜ, ‘PROFESYONEL ORDU’

Yazısının sonlarına doğru sözü Birinci Dünya Savaşı'na getiren Ardıç; “yenildiğimizi yazmak suç mudur, yoksa ‘yenilen biz değiliz ki, Osmanlı devleti’ numarası mı yapacağız? Alman ordusunun altmış beş sene önce uğradığı rezil yenilgiyi yazarsam dolaylı olarak bizim halkı da soğutmuş olur muyum? ‘Amerikan ordusu Vietnam'da olduğu gibi Irak'ta da fena çuvalladı’ demek, dost ve müttefik bir ülkenin hislerini rencide edeceği gibi (gülmeyin, eskiden böyle bir suç da vardı), bizim oğlanları da soğutur mu acaba?” sorularını da sorduktan sonra yazısını şöyle bağlıyor:
“Erkekleri soğutmak suçtur diyelim, askerlik yapmayacak olan kızları soğutmak da suç mudur?
Yoksa özellikle ‘aykırı gazetecilerin’ anasını bellemek üzere düşünülmüş bir incelik midir bu? Bu saçmalığın çözümü, ‘profesyonel ordu’ tabii.
Ne bedelli beklentisi kalır, ne kısa dönem-uzun dönem eşitsizliği.
Şöyle bir sakıncası vardır: Köylü çocuklarına oturmasını kalkmasını öğretme ‘tornası’ ortadan kalkar... ‘Atatürk kimdir?’ sorusuna hazırlanmış on dört yanıtı virgülüne kadar ezberletme eğitimi de.
Ama burası Türkiye... ‘Askerde maaşlar düşük, falanca sektöre girin, orada ücretler daha yüksek’ dersin, soğutuculuktan kendini içeride bulursun."