BIST 10.644
DOLAR 32,18
EURO 35,04
ALTIN 2.494,20
HABER /  GÜNCEL

Hakan Şükür'ün Gülen sevgisi

Türk futbolunun yıldızı Hakan Şükür, Gülen'le ilişkisini gizlemiyor. Peki Hakan, Gülen'i niçin seviyor? Gülen, Hakan'ın hayatına ne zaman ve nasıl girdi?

Abone ol

Hakan Şükür "Fethullah Hoca konusunda çok net konuşmak istiyorum" dedi ve içini döktü:.

"Seviyorum onu. İnancıma uygun olduğu, vatanını milletini sevdiği için. Ziyaretine giderim... Bana gelinceye kadar onu kimler ziyaret etti... Peki ben niye suçluyum!.."

İnançlı insanlara irticacı denilmesinden rahatsızım

Başarılı futbolcu Hakan Şükür "Nüfus cüzdanımda Müslüman yazıyor ama af buyurun yok yere tarikatla anılıyorum" diyor ve ekliyor "Telefonlarım bile dinleniyor".

Hakan Şükür ile röportajın dün yayınlanan bölümünde babasını konuşmuştuk. Yıldız futbolcu babasının aşırı otoriter olduğunu, kendi oğlu olsa asla böyle davranmayacağını söylemişti. Küçükken basketbol hayali kuran, babası ne zaman arkasını dönse futbol antrenmanlarından kaçan Hakan Şükür, gerçekten de bu kadar mı zorla futbolcu oldu? "Yok canım" diyor. "En başta zorla oldu. Sonradan bir baktım seviyorum ben bu işi. Hatta iyi de oynuyorum." Hakan Şükür bir süre duruyor, gözlerini uzaklara dikiyor ve neden sonra konuşmaya başlıyor. "Bakın ben çok erken yaşlarda çok önemli mertebelere yükseldim. Çok küçük yaşlarda başarıyı tattım. Buna alışmamak, bunu sevmemek mümkün mü? Tabii kesinlikle bedelleri de var." Ne gibi? Tekrar hızlı konuşmasına dönüyor: "Babam otoriterdi evet, ama biz ailecek çok zor şartlarda yetiştik. O zaman özellikle bana hiçbir şey hissettirilmiyordu. Hani ben futbolcu olacağım ya. Mesela papara yerdik. Zannederdik ki en iyi yemek o. Çok yıl sonra bir gün annemden, o da yemin verdirerek öğrendim babamın aslında iflas ettiğini. O zaman Genç Milli Takım'daydım. O gün kendi kendime 'Tamam kesin futbolcu olacağım ve aileme bakacağım' diye söz verdiğimi hatırlıyorum. Önümde başka seçenek yoktu açıkçası. Tek kurtuluşum futboldu. O zaman öyleydi." Ya örnek aldığı, çok beğendiği futbolcu? Hakan Şükür futbola adım attığı yıllarda Van Basten'e özenirmiş. Sakızdan çıkan resimlerini gizli gizli saklarmış. "O da uzun boylu, ben de öyleyim, ne kadar güzel diye heveslenirdim" diyor. Hakan Şükür basamakları teker teker tırmanırken kazandığı parayı hep ailesine teslim etmiş. "Evlenmeden önceyekadar babamdan maaş alırdım" derken gülümsüyor. Öyle arzu ettim öyle oldu."

MANKEN ARKADAŞLAR OLDU
Galatasaray'a transfer olduğunda hayatında ilk kez heyecanlanmış. Florya Tesisleri'nden içeri girince etrafı detaylıca gezmiş. Hiç kimseye çaktırmamaya çalışsa da heyecandan sabaha kadar uyuyamadığını anlatıyor ancak bugün. Genç bir adam düşünün, yıldız futbolcu, İstanbul'a geliyor, cebinde parası, peşinde manken ordusu. Ne yapar ne eder? Nasıl olur da gece hayatından kopmayı başarır? Hakan Şükür'e merak ettiklerimin hepsini bir bir sordum. Büyük açıklıkla, son derece samimi bir şekilde cevap verdiğini düşünüyorum. Zaman zaman bu söylediğimden sonra şimdi yine başım ağrıyacak demesine rağmen, o da mutluydu anlatmaktan. "Bir şey hissediyorum" dedim. "Sanki ilk defa bu kadar açık konuşmaktan, hissettiklerinizi anlatmaktan memnunsunuz." "Memnunum ama..." dedi ve sustu. "Memnunum aslında ama yazılı basında başlıklar her şeyi belirleyebiliyor. Keşke sizinle bu röportajı televizyonda yapsaydık. Mimiklerim, duygularım her şeyim ortada olurdu." Peki ama o zaman bu kadar rahat konuşabilecek miydiniz? Bütün spor programlarında sadece kendinizi savunan konuşmalar yapıyor, içinizi dökmüyorsunuz ki. Gülüyor Hakan Şükür ve diyor ki "Konuşurdum. Yaklaşım önemli. Veriş tarzı, soruş tarzı önemli. O formatta bir program yok ki ekranda. Olsa herkes konuşur." Rahatlıyorum, belki de herkesin en çok merak ettiği konuyu, Fethullah Gülen'i artık sorabilirim.

* İstanbul'a ilk geldiğinizde nasıl bir hayatınız vardı? Gezip tozar mıydınız? -Önceleri benim de kuvvetli bir gece hayatım vardı. Şimdi evliyim, bunları konuşmak doğru olmaz ama manken arkadaşlarımız da oldu, gece gezmelerimiz de. Ama benim bir farkımvardı. Yakaladığım unvanı kolay elde etmedim ben. O yüzden samimi olmak zorundaydım. Hatalarım oldu yanlışlarım oldu ama örneğin hiçbir zaman antrenman kaçırmadım. Sosyal hayatım yüzünden futbolum kötü etkilenmedi.

* Genç yaşta gelen şöhreti sindirmek zor olmadı mı? -Aslında oldu.

* Pişmanlıklarınız var mı? -23-24 yaş itibariyle ben çok ağır sorunlar yaşadım. Hem özel hayatımda hem de futbol içerisinde. Bu sorunların üstesinden gelirken "Allah'ım neden hep benim başıma geliyor" diye isyan ettim. Ve ondan sonraki süreç benim için büyük bir şans oldu.

CENAZEYE GİDEMEZDİM

* Nedir o süreç? Dine dönüş falan mı? -Tabii, biraz öyle. İnanç yönüm kuvvetlidir benim. Sabır duygum da bu kuvvetle birlikte gelişti. Sorunlarla yaşamam gerektiğini öğrendim. Yanımda duranlardan kim dostum kim düşmanım, onu da öğrendim. İslamın bir boyutu, Allah'ın bir lütfu bu, gerçekten de işler çok daha iyi gitmeye başladı.

* İnancınıza daha fazla sahip çıktığınız o dönem özel hayatınız da çalkantılıydı. Eski eşinizin başını örtmek istediğiniz için çok eleştirilmiştiniz. -Hayatım boyunca hiçbir zaman eşimin başını örtmesini istemedim. Ben nasıl kapatabilirim birinin başını? Bugünkü eşimin de durumu ortada.

* Eski eşiniz depremde vefat etti. Sık sık affedici, sabırlı ve inançlı yönünüzü anlattığınız için soruyorum. Niye cenazesine gitmediniz? -Vefat ettiğinde biz ayrılmıştık. (Yere bakıyor)

* Arkasından duygu yüklü bir de şiir yazmışsınız. Şiiri gösteriyorum) -Hayır, ben yazmadım. Ayrılığımız sırasında medyaya çok farklı yansıyan olaylar vardı. Eğer cenazeye gidersem ortaya çıkan görüntüler iyi olmayabilir diye düşündüm. Oradaki insanların bana karşı tepkileri farklı olabilirdi.

Her gördüğüme para vermem

* Fethullah Gülen meselesini de sormak istiyorum size. 23-24 yaşında isyan etmişken inancım sayesinde bu günlere geldim diyorsunuz. Fethullah Gülen ile tanışmanız o döneme mi rastlıyor? -Şimdi bakın bu konuda çok açık ve net cevap vermek istiyorum. Benim hakkımda daha önce bunlar yazıldı çizildi, sanki ben söylemişim gibi röportajım çıktı ama o röportajda bu konuyla ilgili konuşmak istemediğimi söyledim.

* Niye? Gizli bir ilişki mi? -Hayır kesinlikle değil. Ben Fethullah Hoca ile görüştüm, tanıştım, ziyaretine gittim. Kötü bir şey yaptığıma inanmıyorum. Bu ülkede gerçekten de çok inançlı insanlar var. İnanç sahibi olanların irticacı olarak görülmesinden rahatsızım. Benim hayat tarzım, şeklim şemalim her şeyim açık. Benim kimseden saklayacak bir şeyim yok ama üstüme geliyorlar. Telefonlarımı bile dinliyorlar.

* Kim dinliyor telefonunuzu? -Belki de dinleniyordur yani telefonlarım....

* Fethullah Gülen bağlantınızdan ötürü mü? -Bunların hepsini yaşıyorum. DGM'ye gittim, ifade bile verdim, inancımla ilgili. Müslüman bir ülkede yaşıyoruz, ayrıca Hakan Şükür önemli bir isim. Burada mütevazılığın dışına çıkıyorum ama af buyurun. Yani yok yere tarikatla anılıyorum. Tarikat deniliyor, ben hiçbir zaman tarikat olan bir şeyin içinde yer almam.

* Fethullah Gülen bir tarikat lideri değil mi yani? -Ben onu öyle görmüyorum. Ayrıca oranın da bir tarikat olduğunu düşünmüyorum. Eğer öyle bir şey olacak olsa ben kendi adıma böyle bir misyonu yüklemem.

* Ne misyonunuz var sizin? -Kimseye bağlı olacak insan değilim, onu söylüyorum. Nüfus kağıdımda Müslüman yazıyor ve dinimin gereklerini yerine getiriyorum. Şimdi burada bazı isimleri öne çıkararak bizim üzerimizden propaganda yapmasınlar.

* Fethullah Gülen bir tarikat lideri ve bildiğim kadarıyla davası hâlâ sürdüğü için Türkiye'ye dönemiyor. Yani her şey sizin söylediğiniz gibi saf inanç meselesi değil. Sizin gibi başarılı bir futbolcunun onunla bağlantısı tabii ki eleştiriliyor. -Fethullah Hoca'yı ziyaret ederim, evet. Bunu devletin her kademesine söyledim. Burada yine haddimi aşacağım ama bana gelinceye kadar onu kimler ziyaret etti. Bir çok devlet başkanı, bakan. Niye ben suçlu oluyorum, niye benim üzerime geliyorlar?

* Fethullah Gülen'e karşı ne hissediyorsunuz? -Benim inancıma uygun olduğu için seviyorum onu. Fethullah Hoca, bayrağını, vatanını, milletini sevdiği için seviyorum onu. Bunda büyütecek bir şey yok ki! Ayrıca eğitime yaptığı katkıları da seviyorum. Gittim çalışmalarını gördüm. Okulları gezdim. Sadece Hoca değil bu alanda kim ne katkı yapıyorsa onları da seviyorum. Eğitim çok önemlidir. Eğitimsiz insanı kandırmak kolaydır.

* Siz de öğrenci okutuyormuşsunuz. Burs veriyormuşsunuz. -(Bir süre duruyor)

* Okutmuyor musunuz? -Yani, (duruyor) bu tip güzel şeyler oldu tabii. Yapıyoruz.

* Öğrenciler Gülen okullarında mı okuyor? -Hayır ne alaka?

* Yok mu orada okuttuğunuz öğrenci yani? -Ben iyi araştırma yaparım, sokakta her gördüğüme para vermem yani. Gülen okullarını seçmişlerse bilemem. Ama ben emin olduğum insanlara para yardımı yaparım. Bunları araştıran iyi bir ekibim var. Her okul olabilir yani.

Röportaj: Balçiçek Pamir
Kaynak:


Yarın

Hakan Şükür kardeşi Gökhan Şükür'ün hayat tarzı hakkında ne düşünüyor? Gerets'i nasıl buluyor?


suk