BIST 10.644
DOLAR 32,26
EURO 35,11
ALTIN 2.496,63
HABER /  GÜNCEL

Günün haberi Batman'dan geldi

Cezaevinde 15 yıl yattıktan sonra tahliye olan Rezzak Gök, gözaltına alınmadan önce nüfus kütüğüne ölü olarak kaydedildi. Ölüyken ceza alan Gök, şimdi kimlik alamıyor.

Abone ol

1989 yılında bir ev baskınında gözaltına alınan ve daha sonra müebbet hapse çarptırılarak cezaevine konulan A. Rezzak Gök (41), 15 yıl yattığı cezaevinden çıktıktan sonra kimlik almak için gittiği Siirt Nüfus Müdürlüğü'nde kütükte ölü olarak kayıtlı olduğunu öğrendi. Aziz Nesin'in yazdığı, Ali Sürmeli'nin yönetimiyle tiyatro sahnesine de taşınan "Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz" olayının bir benzerini eski bir hükümlü yaşıyor. Mahkeme "ölü" gösterilmesini dikkate almadan ceza verirken, Nüfus Müdürlüğü "ölü" gösterilmesini dikkate alıp kimlik vermiyor. Yıllardır dışarıda özgürce gezmeyi hayal ettiğini, ancak kimlik olmadan sokağa çıkamadığını kaydeden A. Rezzak Gök'ün "kimlik" öyküsü 15 yıl önceye dayanıyor. 1979 yılında tutuklanarak 10 yıl hapis yattıktan sonra serbest bırakılan ve daha sonra 1989 yılında PKK'ye katılan A. Rezzak Gök, 25 Ekim 1989 tarihinde Siirt'in Eruh İlçesi'nde bir köye yapılan baskında gözaltına alındı. Kimliği yanında olmayan ve gözaltında 20 gün kalan Gök, 14 Kasım 1989 günü tutuklanarak cezaevine konuldu. Uzun süre tutukluluk hali devam eden Gök, 17 Haziran 1992 tarihinde Diyarbakır 2 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) tarafından "yasadışı örgüt üyeliğinden" müebbet hapse çarptırıldı. Ancak yargılandığı halde, yakalanmasından 34 gün önce yani 21 Eylül 1989 günü, kayıtlı bulunduğu Siirt Nüfus Müdürlüğü'nce ölü kişi olarak kayda geçti. Cezaevinde 15 yıl ölü olarak yattı Nüfus kütüğünde ölü olarak geçmesine ve nüfus cüzdanı bulunmamasına rağmen, değişik cezaevlerinde 15 yıl yatan A. Rezzak Gök, ailesi tarafından da ölü bilindiği için uzun süre ailesi ile görüşemedi. Fakat Gök Ailesi bir süre sonra çocuklarının yaşadığını ve cezaevinde olduğunu öğrendi. Gök Ailesi oğullarının yaşadığını öğrenmelerine rağmen görüşemediler. Çünkü Gök'ün nüfus kütüklerinde ölü olarak geçmesi nedeniyle oğulları olduğunu kanıtlamaları isteniyordu. Gök Ailesi çabaları sonrası oğulları ile görüşmeye başladı, ancak Gök'ün ismi nüfus kütüklerinde hep ölü olarak kaldı. 15 yıl sonra gelmeyen özgürlük Gök, infazının tamamlanması ile birlikte 14 Ekim 2004 günü Siirt E Tipi Kapalı Cezaevi'nden tahliye edildi. Fakat Gök'ün özgürlüğünün tadını çıkarması çok kısa sürdü. Batman Nufüs Müdürlüğü'ne başvurarak kimliğini almak isteyen Gök, çıkarılan kütük dosyasında hala "21 Eylül 1989 tarihinde öldü" diye geçtiğini gördü. Müdürlükte kendisini tanımlayan bir belge olmadığı için kimlik alamayan Gök, daha sonra Batman Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuruda bulundu. Ancak savcılıktan da "Bizim ile ilgili bir mevzu değil" yanıtını aldı. 'Öldü diye zorla kağıt imzalatıldı' Gök, yaptığı araştırma sonucu kendisinin kütüklere ölü geçmesinin nedeninin gerillada bulunduğu dönemde sivil polislerin babasına zorla imzalattırdığı bir belge olduğu sonucuna vardı. Gök konuyla ilgili şunları söyledi: "Gözaltında olduğum dönemde polisler eve giderek Siirt'in Eruh İlçesi kırsalında bulanan Çırav Dağı'nda çıkan çatışmada hayatını kaybeden 9 PKK gerillasından birinin ben olduğumu söylüyor. Babama benim öldüğüme dair bir kağıt imzalatmaya çalışıyorlar. Babama zorla imzalatıyorlar." Kendisinin ölü olarak kaydedildiği dönemde tutuklu olduğunu belirten Gök, "O dönem infazlar, faili meçhuller ve gözaltında kayıplar çok yaşanıyordu. Gözaltında bulunduğum ve tutukluluk halimin devamı ile birlikte sivil polislerin evimize giderek babama böyle bir kağıt imzalatmaları, beni yaşamadan mezara koydukları anlamına geliyor. Bundan çıkarılacak başka bir sonuç olamaz" diye belirtti. 'Mahkeme neye dayandı?' Nüfus kütüğünde "ölü" görünmesine rağmen, mahkemelerde neye dayanılarak kendisine ceza verildiğini anlayamadığını belirten Gök, "Yaşamadığımı resmi makamlar kütüklere işlemiş. Belgelerde bu mevcut. Buna rağmen mahkemeden tutun, cezaevine kadar birçok merci ölü olma durumunu dikkate almamış. Bu duruma bir anlam veremiyorum" dedi. KEREM ÇELİK / DİHA

ATM