BIST 10.209
DOLAR 32,36
EURO 34,76
ALTIN 2.399,09
HABER /  GÜNCEL

Gülerceden F tipi iddialarına yanıt

Gülen cemaatinin önde gelen isimlerinden Gülerce, Emniyet'te F tipi yapılanma iddialarına ilişkin açıklama yaptı;

Abone ol

Zaman Gazetesi Yazarı, Gülen cemaatinin önde gelen isimlerinden Gülerce, “Görüntüleri kim çekti, çekiyor” sorusunu, “Bunları yapanda Allah korkusu yok. Hakiki mümin güven avcılığı yapmaz” diye yanıtladı. Emniyet’te F tipi yapılanma iddialarına ilişkin ise Gülerce, “Böyle bir şey olsa MİT, Jitem bunu ortaya çıkarmaz mı?” dedi.

İşte Gülerce ile yapılan söyleşinin ikinci bölümü:

- Bazı kesimler ”Emniyet’te F tipi polisler var. Bir sürü komploda parmakları var“ diyor. Fethullah Gülen bu iddialara hasıl bakıyor?

Sayın Gülen ABD’de olduğu için ”Tüm işlerin arasında Amerika var“ da deniyor. Yani ”Türkiye’de olup bitenin arkasında Fethullahçılar var. Fethullahçıların arkasında da Amerika var“. Buna Sayın Gülen bir cevap veriyor: ”Allah’ın büyüklüğünü görmeyenler sebeplere bakarak derler ki sizin hareketiniz çok büyük bir proje, bunun arkasında Avrupa, Amerika olmalı mutlaka, derler.

- Yani?

“Hayır işlerinde değirmenin suyu nereden geliyor, bu işin arkasında büyük zenginler yok” diyorlar. Her taşın altından bir F tipi çıkarma, “Arkasında Amerika var” iddiaları ortaya atanların inanacağı yoksa ne söylerse söylesin ikna etmeniz mümkün değil. F tipi iddialarına karşı söylenecek tek bir şey var: Şu anda statüko dediğimiz güçler yani askeri vesayet rejiminin hakim odakları bizim bu hareketimize pek sempatiyle bakmıyorlar. Detaylandırmıyoruz ama bu hareketle uğraştıkları besbelli. Eğer Emniyet’te böyle bir şey olsa MİT, JİTEM, askeri istihbarat bunu ortaya çıkarmaz mıydı? Bu soruya da hiç cevap alamadım.

- Ortaya çıkardı, diyorsunuz?

Sizinle uğraşanlar var, bir açığınızı bulmak için öyle yakın takip ediyorlar ki! Ama bir türlü ’İşte şunlar F tipidir’ diye Emniyet’in içerisinde birilerini ortaya çıkarıp gösteremiyorlar. Öyle bir örgüt devlet yapısı içinde suçtur. Kendi amirlerinden değil başka yerlerden talimat alan insanların varlığı devlet açısından suçtur.

- Siz neye göre “Ergenekoncu polisler” diyorsunuz?

Savcıların getirdiği deliller var ve hakimlerin ciddiye almasından dolayı yargılanıyorlar. Somut bir şey var. O zaman şöyle söylemek lazım: Bütün savcılar, yargıçlar F tipi ise çek ipini gitsin kardeşim. İnsaf yani. Burada insanları töhmet altına alma da var.

- Belli kesimlerde bir korku yarattınız?

Bu korkuyu bilerek yayan çevreler var. Ben 68 kuşağındanım. Bizim üniversitede ilk derdimiz sınıf geçmek değil, komünistlerle kavga etmekti. Çünkü Türkiye’nin komünist olma tehlikesi bizi çok korkutmuştu. Bu ülkede Sünniler için Alevi, laikler için dindar, dindarlar için laik korkusu üretiliyor. Şimdi bu korkulara yeni bir tanesi eklendi: Gülen cemaati. Ama bakın SSCB dağıldı, bugün iki ülke arasında vize kalktı. Bütün çalışmasını soğuk savaşa göre yapan o insanlar ne oldu? Hepsi tarihin tozlu raflarında kaldı.

"Neredeyse her yerden kaset fırlıyor, ses kasetleri, görüntüler. Kim bu düğmelere durmadan basıyor?"
DİĞER SAYFADA...

[PAGE]



Kim yapıyor bilmiyorum ama bunu yapanlarda Allah korkusu yok. Peygamberimiz, “Allah’ın ahlakıyla ahlaklanınız” diyor. Hakiki bir mümin günah avcılığı yapmaz, insanların günahlarının peşinde koşmaz. Hele hele mahremlerine, yatak odalarına kamera yerleştirmez. Açıktan yaptıkları günahlarda bile başını çevirir. Din böyle söylerken, siz yatak odasına kamera yerleştiriyorsunuz, çektiğiniz görüntüleri internet ortamına atıyorsunuz. Sayın Baykal yalanlanmış olsa çok iyi olurdu. Sevdiğim bir insanın başına böyle bir şey gelmemiş olmasını çok isterdim. Bunun yalanlanması için sadaka vermeyi düşünürüm.

- Sayın Ecevit ile Gülen’in yakınlığı bilinir. CHP ile cemaatiniz arasında böyle ilişki kurmak sözkonusu mu?

Sayın Gülen Başbakanlara hep çok nazik davranmıştır. Sayın Ecevit, Gülen’i ziyaret etmek istediğinde çok şaşırmıştır, Ecevit gelmek istediğinde Gülen, ’Olur mu efendim? Siz Başbakanlık yapmış insansınız. Ben size geleceğim’dedi. Sayın Baykal böyle dedi diye bu camianın içinde seçmen olarak insanlar hemen oylarının rengini değiştirecek değiller. Empati yapsınlar. Bir de sizi kızdırmış bir insana da hemen bir sözle insanların dönmesi kolay değildir. Bu çizginin tutarlı olduğunun görülmesi lazım.

- Yani Sayın Baykal’ın ya da CHP’nin adımlar atması gerekir?

Gönüller hareketi, Gülen hareketi siyasi bir hareket değildir. Siyasi bir beklenti içinde de değildir. Bugün AK Parti gider başka bir hükümet gelir. O hükümetle de aynen AK Parti’yle olan münasebetler devam eder. Sayın Gülen, “bütün partiler halkımızın oy verdiği partiler olduğu için hepsine eşit yakınlıktayız. Hepsi bizim hükümetimiz” diyor.

- Bir CHP’li vekilin 6 ay önce Sayın Gülen’i ziyaret ettiği doğru mu?

Sanmıyorum. Ama MHP’nin içinde Hoca Efendiyi çok seven insanlar var. Birebir görüşmüş kişiler var. Milletvekili olanlardan söz ediyorum.

- “AKP’yi destekliyorlar” iddiaları nasıl ortaya çıkıyor?

Bakın bir iktidar partisi Türkiye’nin demokratikleşmesini isterken, birileri onu engellerse, ben bir yazar olarak bile -bir yere mensubiyetimden dolayı değil-, bunu eleştiririm. Bizim liberal arkadaşlarımız da destekliyor AK Parti’yi. Onlarınki benim anlatmak istediğime daha net bir misaldir. Liberaller AK Parti’li oldukları için mi AK Parti’yi destekliyorlar, yoksa demokratikleşmeye mi destek veriyorlar?

Gülerce: "Başbakan’ın üslubunu hep eleştirdim"
DİĞER SAYFADA...

[PAGE]



- İktidarı eleştirdiğiniz yerler de oluyor mu?

Belki yazarlar arasında AK Parti’yi, sayın Başbakanı en çok eleştirenlerden biriyim. Üslubunu hep eleştirdim. Sayın Baykal ne kadar sertleşirse sertleşsin, anamuhalefet partisinin lideridir. Herkesin değil, CHP’nin lideridir. Ama sayın Başbakan AK Parti’nin liderliği yanında başbakandır. CHP’lilerin de, SP’lilerin de, BDP ve MHP’lilerin de Başbakanıdır. Daha kucaklayıcı, geniş yürekli, şefkatli davranması lazım. Başbakanlara sertlik yakışmaz. Bu AK Parti’li olmak mı demek? Ama öte taraftan Başbakan, yargıda bir kumpas kurulmuş, ’Al pasını ver pasını olmuş’ bu tezgahı değiştirip hakimlerin de üye seçecekleri bir sistem getiriyor. CHP’yi anladık, peki MHP niye karşı çıkıyor?

- Üslup meselesini biraz daha açabilir misiniz?

Mesela laik denilen bir kesim İsmet İnönü.. Laik kesim için İsmet İnönü’nün gündeme getirilmesi, rahatsızlık sebebidir. Sayın Başbakan ikide bir, ’Çivi çakmadınız’ diyor. CHP’ye oy veren herkese, ’Sizdeki de ne akıl kardeşim. Tek bir çivi çakmayan partinin liderinin arkasından
gidiyorsunuz “. ”İnsafa gelin yahu“ diyorsunuz.

- İktidardan daha da ağır eleştiriler geliyor aslında?

Ama ”İnsafa gelin yahu“ dediğiniz insanlar yüzde 25 civarında o partiye oy veriyor. İsmet İnönü’yü gündeme getirmeseniz kıyamet mi kopar? Laik kesimin hassasiyetlerini dikkate almazsanız, lüzumsuz yere Türkiye’de bir gerilime sebep olmuş oluyorsunuz. Evdeki huzur için eşler nasıl birbirlerini rencide etmemeye çalışıyorlarsa, böyle bir siyaset üslubu geliştiremez miyiz? İnönü’nün ne alakası var? Tartışılmasın demiyorum ama yazarlar, akademisyenler yapsınlar bunu. Siz o gelenekten gelen bir partiyi ve o partiye bugün oy verenleri karşınıza alarak bir iş yapıyorsunuz.

- Yalçın Akdoğan’ın dediği gibi gündem değiştirmek için yapılabilir mi?

Ağır olacak ama Sayın Akdoğan için söylüyorum: Zırva tevil götürmez. Bir yanlış yapmışsınız ”gündemi değiştirmek” demişsiniz. Gündemi değiştirmek için insanların kalplerini kırmak mecbur mudur? Gündemi değiştirmek için vatandaşı üzdükten sonra ona mazeret aranması doğru değildir.

28 Şubat’ta Ecevit daha dik durdu

- MHP’nin size yönelik eleştirileri var. Açılım sürecinde toplumun kutuplaşmasına katkı yaptığınızı iddia ederek tavır alıyorlar?

Gülen hareketeki gibi bir ’cemaat’ sayıca önemli bir rakama ulaşınca siyasetçiler bunlara oy deposu gözüyle bakıyorlar. Geçmiş seçimlerde oldu. Gelip Sayın Gülen’le görüşüyorlar. Mesela bir siyasi, “Sormak istediğim konular var” deyip randevu alıyor. Ben şahit oldum, bakıyorsunuz 3-4 dakika sonra o görüşme, gelen kişinin bir takım şeyleri sayın Gülen’i empozesine dönüşüyor.

- MHP yönetimini mi kast ediyorsunuz “oy isteyenler” derken?

Hayır, yanlış anlaşılmasın. Sağdaki partilerde maalesef “Gülen cemaati bütün oylarını bize vermelidir” diye beklentinin de ötesinde bir kabul var. Mesela sayın Ecevit’le, Sayın Gülen konuştular, birbirlerini sevdiler. Rahmetli Ecevit’ten ben Allah razı olsun diyorum. 28 Şubat sürecinde montaj bir kaset olayı çıkartıldı. O suçlamalarda çok dik durdu. ’Buna inanmıyorum’ dedi. İlk gün Sayın Demirel’e sordular, o da benim kalbimin çok kırıldığı bir cevap verdi. ’Biz de kendisini hoca biliyorduk’ dedi. Aynı soruyu Ecevit’e sordular, “Bir de sayın Gülen’le konuşmak lazım” dedi. (Vatan)