BIST 10.541
DOLAR 32,28
EURO 35,03
ALTIN 2.473,08

“Gençlik Araştırmaları Çalıştayı" sona ermiş!...

Gençlkik, GSGM, Gençlik ve Spor Bakanlığı, GSB, Gençlik Araştırmaları, Sporda şiddet, Gençlik profili

Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından 14-16 Haziran 2013 tarihlerinde Kızılcahamam’da gerçekleştirilen Türkiye’nin ilk "Gençlik Araştırmaları Çalıştayı" sessiz bir şekilde sona ermiş.

Habere göre;

“Çalıştaya, Gençlik ve Spor Bakanlığı Müsteşarı Doç. Dr. Basri Hakan Hakyemez, Müsteşar Yardımcısı Yavuz Çelik, Kızılcahamam Kaymakamı Mustafa Çit, Kızılcahamam Belediye Başkanı Coşkun Ünal ile 15 farklı üniversiteden gençlik alanında araştırmaları bulunan 40’a yakın akademisyen katıldı. Eğitim, Kültür ve Araştırma Genel Müdürü Abdulkadir Mahmutoğlu asıl amaçlarının, Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak akıl ve bilimin ışığında politika ve uygulamalarını gözden geçirmek olduğunu belirtti. Öğrenen bir örgüt olma yolunda ilerlediklerini belirten Genel Müdür Mahmutoğlu, “Gençlik insan hayatının en dalgalı ve fırtınalı dönemidir. Bu dönemin problemleriyle uğraşmaksa bizim işimiz. Bunun altından kalkabilmek için siz akademi camiasının değerli katkılarına ihtiyacımız var. Bunun için buradayız. Türkiye’de ilk defa bir gençlik araştırmaları çalıştayı yapılıyor. Bu konudaki ihtiyaçlar nelerdir? Hangi noktalarda bilgiye ve veriye ihtiyacımız var? Kapsamlı bir gençlik profili araştırması için önerileriniz nelerdir? İki gün boyunca bunlara cevap arayacağız" dedi. Prof. Dr. İsmail Doğan, Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve Prof. Dr. Aylin Görgün Baran’ın gençlik araştırmaları konularında sunumlarının yer aldığı 15 Haziran Cumartesi sabah oturumunun ardından sosyoloji, psikoloji, eğitim bilimleri, sosyal politika, spor araştırmaları ve kültür-sanat olmak üzere 6 farklı komisyonda tanınmış uzman akademisyenlerin moderatörlüğünde detaylı çalışmalar yürütüldü. Gençlik araştırmalarının yöntemi, kapsamı ve ihtiyaç duyulan alanlarla ilgili önemli tespitlerin yapıldığı Gençlik Araştırmaları Çalıştayı, 16 Haziran Pazar günü yapılan çalıştay, grup sunumlarının ardından katılım belgeleri ve plaket sunumları ile son buldu.” (/site/haberler.aspx?news=1631) 

Taksim Gezi Parkı'ndaki eylemlerin de her oturumda ele alınarak, hem sosyolojik hem de psikolojik boyutlarıyla tartışıldığı belirtilen çalıştayın 10 maddelik sonuç bildirgesi –kısa yorumlarımla-şöyle:

1. Akademik dünya ve kamu tarafından yapılan gençlik araştırmaları, gençliğin hızına erişememiştir. Ancak bu çalıştay, son günlerdeki gençlik hareketleri bağlamında "zamanın ruhu"nu yakalamıştır.

G.AY: Gerçekten de gençlik araştırmaları yok denecek kadar azdır. GSGM  daha çok yarışma/gösteri amaçlı çalışmalarda gençleri görmekte, kendi elinde toplanan bu gençler üzerinde bir çalışma yapma gereği duymamaktadır. Yarışma için ülkenin dört bir yanından gelen gençler yerel yöneticilerce veya valilerce dahi ağırlanmamaktadır. Bu çalıştay zamanın ruhunu yakalamıştır da ne olmuştur? Geçen yazımda belirttiğim gibi hangi akademisyenler hangi olaylara araştırma/inceleme alanı olarak yaklaşmıştır?!...

2. Gençliğin çok boyutlu yapısı, akademik alanların iç içe ya da birbirlerinin alanlarına girmesine neden olmuştur. Yapılan araştırmalar birbirini tekrarlar niteliktedir. Gençlik temalı araştırmalarda değişen gençlik yapısının farklı konuları ele alınmalıdır.

G.AY: Evet doğru bir karar, her konunun incelendiği toplantılardan/sempozyumlardan bir sonuç elde edilmiyor. O nedenle konular ayrı ayrı ele alnmalıdır…

3. Türkiye'de sadece anketler ya da sınırlı görüşmelerle veri toplanarak yapılan gençlik araştırmaları, odak görüşmeler ve nitel araştırmalarla zenginleştirilmeli, ayrıca vakalar üzerinden veri toplanmalıdır.

G.AY: Anketler toplum olaylarında gerekli neticeyi vermiyor. Mutlaka, karşılıklı görüşme metodu ile çalışmalar yapılmalıdır. Gençliği ilgilendiren her olayda mutlaka çalışma yapılmalı, nicelliğe değil  nitelliğe önem verilmelidir.

4. Türkiye'de en çok psikoloji ve sosyoloji alanlarında gençlik araştırmaları yapılırken, sanat ve kültür alanlarında gençlik araştırmaları az sayıdadır.

G.AY:Bu araştırmalarda nerdedir? Ben şahsen bilmiyorum… Araştırma varsa ve sonuçları üzerinde durulmuyorsa ya üst makamlara ulaştırılmamıştır ya da bu idareciler görmezliğe gelmiştir ki bu çok önemli  bir suçtur. Özellikle sanat/kültür alanı denildiği gibi çok zayıftır.

5. Araştırmalarda ele alınan gençlik imajı, liseli ya da üniversiteli bekar şeklindedir. Oysa görünmeyen gençlik kategorilerinin bir başka deyişle işsiz gençlerin, yoksul gençlerin, suç alanı gençliğinin, genç annelerin, dezavantajlı gençlerin, sokak gençlerinin ve alt kültür gençlerinin de etkili bir örneklem seçimiyle ayrı ayrı araştırılması gerekmektedir.

G.AY: Çok önemli, bir ayrıma gidilmiş. Ancak olay yine ortada bırakılmaktadır. Bu araştırmaları kimin yapması gerektiği belirtilmemiştir. Bu tür güzel çalıştaylarda, emir kipi de kullanılmalı, son cümle “……..kurumlar tarafından araştırılması gerekmektedir” diye bitmelidir. Yoksa okuyan her kişi bu görevi üstüne almayacaktır.Çünkü, burası Türkiye’dir!.. AB fonlarına verdiğimiz paraya karşın, %10 nunu ancak kullanan ülke olduğumuzu unutmayalım. Bakmayın üniversite sayısının 150 yi bulmasına…

6. Türkiye’deki tüm gençlik alanlarını kapsayan etkili bir örneklem seçimi ile nitel-nicel yöntemlerle “gençlik profili” araştırması yapılmalıdır. Bu araştırma gençliğin dinamikliği bağlamında belirli periyotlarda tekrarlanmalıdır.

G.AY: Çok doğru tesbitler…Ancak; Kim/kimler yapacaktır? Bakanlık mı? Üniversiteler mi? Kim Kim Kim? Hangi periyotlarla? Eğer, her kurum tesbiti yapıp, topu başkasına atarsa sonuç alamayız.

7. GSB bünyesinde gençlik araştırma merkezi kurulmalıdır. Bu merkez gençliğin nabzını tutmalı ve karar vericilere politika üretmelidir.

G:AY:Çok doğru, nihayet nerde kurulması gerektiği ve görevlerinin ne olduğunu anlatan bir madde. Ancak; Bakanlığın Gençlik Hizmetleri Daire Başkanlığı var, gerekli çalışmaları yapmıyor mu?

8. Gençlik araştırmaları GSB, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA), Ulusal Ajans gibi kurum ve kuruluşlar tarafından desteklenmeli projelerine öncelik tanınmalıdır.

G.AY: Doğru bir karar, sponsor olmasa ülke çapında çalışma yapmak çok zor olacaktır. Ancak;  üniversiteler unutulmuş galiba?.. Her üniversitenin Kültür/Sanat birlikleri var ve çok iyi çalışıyorlar, unutmayalım.

9. Gençlik temalı lisansüstü tez bibliyografyası hazırlanarak, hem basılı hem de internet ortamında araştırmacıların kullanımına açılmalıdır.

G.AY: Geç kalınmış bir çalışma, tez yaptıran öğretim üyelerinin dikkatine sunulur…Bu konuda YÖK yönlendirici olabilir.

10. GSB’nın Gençlik Merkezleri'nde araştırma birimleri kurularak, yerel gençlik sorunları yerinde tespit edilebilir ve çözüm yolları bulunabilir.

G.AY: Gençlik çok önemli...Demek ki atanacak olan İl Müdürleri de çok donanımlı olmalı, gençlik ile ilgili çalışmalar yapmış olmalı ki başarılı olunsun. Ancak, bu şekilde, yerel gençlik sorunlarının tesbit edilmesi ve çözüm yolları bulunması kolaylaşacaktır. Ancak bu madde 7. madde ile çelişiyor gibi…

 

“Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesi Çalıştayı'na” katılan Gençlik ve Spor Bakanı Sn. Suat Kılıç’ın şu sözlerine dikkat edelim; "Sporda düzeni tek başına cumhuriyet savcıları ve hakimlerin sağlaması mümkün değildir. Kolluk kuvvetlerinin, yani genel anlamda polisin önlemesi mümkün değildir. Sporda düzeni Bakanlığın ve federasyonların tek başına önleme yetkisi yok. Herkes topu birbirinin üzerine atıyor. Herkes suçu, sorunları birbirinin üzerine atıyor. Yetkililer kavramsal boyutta iş birliği sürecinin içerisine giremiyor. Bu çalıştayın son derece yerinde ve isabetli bir adım olduğu kanaatindeyim.

 

Bu çalıştaya kimler katılmış bilmiyoruz…Güzel bir çalışma olmuş. Özellikle sanat/kültür alanını önemsiyoruz.

Gençlik geleceğimizdir, onları iyi yönde eğitmek, kötü alışkanlıklardan kurtarmak, okumayı/araştırmacılığı öğretmek, ülkeye yararlı bir birey haline getirmek hepimizin görevidir.

Yeterki topu başkasına atmayalım!!!

Not: Yine bir torba kanun tasarısı hazırlanıyor ve bir çok kurumda iyileştirmelere gidiliyor. Örneğin; MADDE 6 - 633 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

"GEÇİCİ MADDE 18- 1/1/2005 tarihinden itibaren vekil imam, vekil müezzin-kayyım ve Başkanlığa bağlı Kur'an kurslarında vekil olarak öğreticilik yapanlardan, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla görevde bulunanlar, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içinde müracaat etmeleri hâlinde, yeterlilik belgesine sahip olmal arı koşuluyla Başkanlık tarafından ilgili kadrolara hiç bir sınırlamaya bağlı olmaksızın atanırlar."

Ancak Torba kanunda; ne UDS(YDS) mağduru Y.Doç.Dr. lar için, ne  hak kaybına uğramış Sanatçı/Akademisyenler için bir şey yok!...